Bu yazımızda üzerinde duracağımız eser, Eğitimci-Yazar Sait Çamlıca’nın kaleme aldığı “Teknoloji Kuşatmasında Geleceğimiz” isimli kitaptır.
Teknolojinin varlığını görmeden yaşamak imkânsızdır. Teknolojiyi kötü bir silah olarak değerlendirmekte doğru bir değerlendirme değildir. Teknolojiyi tamamen hayatımızdan çıkarmakta imkânsızıdır. Teknoloji demek, her şey demekte yanlıştır.
Allah (c.c.), Kur’an’da şöyle buyurmaktadır:
“Ve böylece sizin dengeli ve ölçülü bir toplum olmanızı istedik ki [hayatınızla] tüm insanlığın huzurunda hakikatin şahitleri olasınız…” (Bakara, 2/143)
Haliyle her şeyde ölçülü ve dengeli olmak gerekiyor. Teknolojide de ölçü ve denge çok önemlidir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da hayatın şahitleri olmalıyız.
Dijital Kuşatmayı Nasıl Kıracağız?
Peki, bu durumda ne yapacağız? Nasıl davranacağız? Maalesef teknoloji diye yeni bir imtihanımız var. Tabir yerindeyse doğru kullanımda sevap, yanlış kullanımında günah vardır. Dolaysıyla da hayatımızı ve geleceğimizi, yakından ilgilendir böyle bir konuyu uzmanlarından okumak, dinlemek gerekiyor.
Bakın bu konun ne kadar önemli olduğunu Alman Teorik Fizikçi Albert Einstein, şu cümlelerle dile getiriyor:
“Korkarım ki bir gün teknoloji, insan etkileşiminin önüne geçecek ve aptal bir nesil ortaya çıkacak.”
Bu duruma düşmemek adına Sait Çamlıca’nın kaleme aldığı, “Teknoloji Kuşatmasında Geleceğimiz” isimli kitabı okumakta fayda var.
İlk Defa, Dijital Savaş Dönemini Yaşıyoruz
Kitabın önsözünde Sait Çamlıca, böyle bir eseri neden kaleme aldığını şu cümlelerle dile getiriyor:
‘İnsanlık tarihinde ilk defa’ diye başlayan bir cümlenin bu kadar sık kullanıldığı bir dönemi, insanlık tarihinde ilk defa yaşıyoruz.
İnsanlık tarihinde ilk defa, güçlü bir devletin başka bir ülkenin topraklarını ele geçirmek için onunla savaşmak zorunda olmadığı bir zaman dilimindeyiz.
İnsanlık tarihinde ilk defa, iyi yetişmiş asker, bol miktarda silah, tank, tüfek ve uçaklarla bir ülkeyi işgale etme dönemi sona erdi.
İnsanlık tarihinde ilk defa, dijital savaş dönemini yaşıyoruz. Bu dijital savaşta Türkiye’nin yeri nedir? Dijital kuşatmaya karşı tedbirler alınıyor mu?
İnsanlık tarihinde ilk defa, trafik kazasında veya intihar ederek ölen insan sayısının, savaş meydanında ölen insan sayısından çok daha fazla olduğu bir dönemi yaşıyoruz.
İnsanlık tarihinde ilk defa, her anne babanın kendi evinin ve çocuklarının ‘Bilgi Güvenliği Uzmanı’ olmak zorunda olduğu bir dönemi yaşıyoruz.
İnsanlık tarihi boyunca ilk defa, çocuklar anne ve babaları tarafından eve mahkum ediliyor. Cezaevlerinde yatan çocuklar bile ‘teknoloji mahkumu’ çocuklardan daha çok hareket ediyor ve daha çok havalandırmaya çıkıyor.
İnsanlık tarihinde ilk defa, bilgi için bilgi veren bir kişiye ihtiyaç duyulmayan bir dönemi yaşıyoruz.
İnsanlık tarihinde ilk defa, ‘kalabalıklar içerisinde yalnız insan’ sayısı bu kadar çoğaldı. Yakın çevresinden uzak, uzak çevresine yakın bir nesil yetişiyor.
Milli yazılım kullanmayan ülkeler kendi ülke sınırlarında İsrail, Amerika, Alman veya İngiliz askerlerini korumak için seçmiş ülkeler gibidir. Bu da insanlık tarihinde ilk defa oluyor.
Sonuç
“Teknoloji Kuşatmasında Geleceğimiz” isimli kitabın teknolojiyi doğru kullanmayla ilgili bize yol gösterici olduğunu söyleyebilirim. Bu kitap hem kendimiz için, hem çocuklarımız için, teknoloji konusunda önemli bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorum. Günümüzün en büyük hastalığı olan ‘teknoloji bağımlılığına’ yakalanmamak için bu kitabı okuyalım ve okutalım diyorum.
Kısaca, “Teknoloji bir fikir değil, fikri elde etme yoludur. O yüzden teknolojiye aşırı hayranlık duymamalı, ondan korkmamalısınız.” (John Hegarty)
O halde niyet ettim, teknolojiyi doğru kullanmaya…
Sevgi ve baki muhabbet ile…