Ramazan, her halimizle Allah’a şükretmektir, sıkıntı ve ıstırapta sabrı kuşanmaktır. Nefsimizi terbiye etmek, elimize, dilimize, belimize, kendimize sahip olmaktır. Bütün azalarımıza orucumuzu tutturabilmektir. Mahzun olduğumuz bu salgın günlerinde camilerimizde saf tutamasak da evlerimize ailece namazın huzurunu taşımaktır. Evde kalarak kıldığımız namazlarla manen yükselmek, her türlü hastalıktan ve kötülükten korunmaktır. Teravihle, tekbir ve salât-ı ümmiyye ile arınmak, huzur bulmak, ruhumuzu dinlendirmektir.
Yüce kitabımız Kur’ân’ın indirildiği bu kutlu ayda en güzel amellerden biri Kur’an’ın sesine, mesajına kulak vermektir. En güzel kelâmı özenle okumaya, tefekkür etmeye devam etmektir. Kur’an-ı okuyup anlamak kadar yaşamaktır, yaşatmaktır ve okutmaktır.
Bu mübarek ay, Allah için yaptığımız ve bize kat kat fazlasıyla geri dönen iyiliklerimizdir. Kardeşimizin imkânını artırdığımız infakımızdır. Vermenin hazzını tattığımız fitrelerimizdir. Malımızı arındırıp bereketlendirdiğimiz zekâtlarımızdır.
Evet, Ramazan ayı, kimsesizlerin yüzünde oluşturduğumuz tebessüm yüreklerindeki sevinçtir. İyilik uğrunda hiçbir şeyi ötelemediğimiz en güzel manevi iklimimizdir.
Bu ayda bize düşen görev, kulluğumuzu pekiştirmek, sorumluluk duygumuzu, takva bilincimizi geliştirmektir. Yüce Allah'a, Resûlullah’a (s.a.s) ve Kitabullah’a her şeyden çok vefalı olmaktır. Vefalı olanlarla dostluğumuzu artırmaktır. Kıymeti iyi bilinmesi gereken bu sayılı günler, bin aydan hayırlı Kadir gecesiyle bizi istikamete, her şeyden yüce, Allah’ın rızasına yaklaştıran bir fırsattır.
Gecesiyle gündüzüyle mübarek bir aydayız. Diğer taraftan salgın hastalıkla ağır bir imtihandayız. Zamanın değerini, hayatın anlamını, gençliğin önemini, bir lokma nimetin ve bir nefes sıhhatin şükrünü idrak edelim. Bir virüsle hayatımızın değiştiği zor zamanda bu salgın hastalıktan korunmak için sorumluluklarımızı yerine getirelim. Dünyada bir misafir olduğumuzu, şu fâni hayatın ahirete hazırlık yurdu olduğunu unutmayalım. Taşıdığımız sorumluluğun meşakkatli ama kıymetli olduğunun idrakinde bir hayat sürelim. Dünyalık ne varsa, hepsine bir yolcu kadar değer verelim.
Sorumluluk duygusunu kuşanmanın erdemiyle, Müslüman olarak yaşamanın izzetiyle Allah’ın huzuruna varalım. Nihai hedefimizin Allah rızası olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Her günümüzü, Rabbimizin rızasına uygun faydalı işlerle, salih amellerle, iyilik arzusu ve tefekkür sermayesi ile değerlendirip kurtuluşa erelim.