Her yıl yeni bir heyecanla Allah'ın bütün insanlığa rahmet elçisi olarak gönderdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dünyaya gelişini kutlamaktayız. Bizleri Nebiler nebisi Hz. Muhammed Mustafa’ya ümmet eyleyen Rabbimize sonsuz şükürler olsun!
Mevlid Kandili, insanı insan yapan bütün güzelliklerin odaklandığı bir şahsiyet olan Hz. Peygamberin doğumunu kutladığımız, O’nun bireysel ve toplumsal hayatımıza yön veren merhametini, adaletini, sabrını ve cömertliğini; hülasa insanlığa ve topluma sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı O’nun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme ve arınma mevsimidir.
Ümmeti olma bahtiyarlığına erdiğimiz Resûlullah Efendimiz, insanlığa sorumluluk ve görevlerini yeniden hatırlatan son peygamberdir. O bizlere; hayata ve ölüme, maziye ve istikbale dair mümince bir bakışı öğretmiştir. Teslimiyet ve sadakati, hak ve hakikati, insaf ve vicdanı, adalet ve fazileti, sabır ve hoşgörüyü bizzat yaşayarak göstermiştir.
Bugün, insanlığın genelinin çok çetin sınavlardan geçtiği günleri yaşıyoruz. Gerek yerel, gerek bölgesel ve gerekse küresel ölçekte yaşadığımız sorunlar, zaman zaman insanlığın ölmekle karşı karşıya kaldığına dair bizlerde ciddi endişelere neden olmaktadır. Özellikle O’na ümmet olmakla övünen Müslümanların bile birbirleriyle olan ilişkilerindeki tutarsızlık, adaletsizlik, dikkatsizlik, özensizlik ve ölçüsüzlük, bugün biz Müslümanlar için artık acı veren birer yük olmaya başlamıştır. Bütün insanlık için hayırlı bir ümmet ve örnek bir topluluk olarak hakka ve hakikate rehberlik etmekle yükümlü olduğumuz halde, ne yazık ki birbirimizle olan ilişkilerimiz başta olmak üzere, birer Müslüman olarak diğer insanlarla, eşyayla, tabiatla hatta topyekûn hayatla olan ilişkilerimizde ciddi bir istikamet kaybı içinde olduğumuzu itiraf etmek gerekir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ümmeti olarak bizlere düşen ilk vazife, onu doğru tanıyıp doğru anlamaktır. Onu doğru tanıyıp doğru anlamak ise öncelikle yaratılışın gaye ve hikmetini, insanî ve ahlâkî değerleri, onun hayat anlayışını, şefkat ve merhamet yüklü bakışını anlamaktan geçer. Peygamberimizi doğru tanımak, hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’i daha iyi anlamaya vesile olacaktır. Zira Yüce Kitabımız, Peygamberimizle yaşanan bir hayata dönüşmüştür.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve tüm İslâm âleminin Mevlit Kandili’ni en derin duygularımla tebrik ediyor; Efendimizin doğum gecesinin bütün insanlığa rahmet ve huzur getirmesini, Ülkemiz ve İslam aleminin birlik ve beraberliğine vesile olmasını ve akan kanın durmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyorum.