Geçen haftalardaki yazılarımızda Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin zamanın muktezasına göre belirleyip istifadelere arz ettiği bir kurtuluş reçetesinden namazı huşu ile kılmak, yani muhafaza etmek esası üzerinde uzunca durmuştuk. Bir hatırlatma yapalım.
Üstad-ı Muazzezin mezkûr kurtuluş reçetesinde dört esas var. Bir kebâiri terk, diğeri farizaları eda, bilhassa beş vakit namazı tadil-i erkân üzere huzur ve huşu ile eda eylemek. Üçüncüsü Sünneti Seniyyeye ittiba. Dördüncüsünün de namazların sonundaki tesbihata devam etmek. Bunları açıklamaya devam edeceğiz inşallah.
Birinci esas kebâiri terk: meşhur bir Hadisi Şerif'te şöyle buyurulur: “İnsanı helak eden yedi büyük günahtan sakının; Allah'a şirk koşmak, nahak yere bir cana kıymak, ana babaya asi olmak, faiz alıp vermek, büyü yapmak ve yaptırmak, iffetli bir kadına iffetsizlik isnat ederek iftirada bulunmak, düşmanla muharebe ederken cepheden kaçmak.” Daha başka Hadis-i Şeriflerde farklı ifadelerle büyük günahlara da dikkat çekilir.
Kur'an'ın tercümanı lakabıyla mülakkap İbn-i Abbas(r.a) konuyla ilgili bütün rivayetleri nazarı itibara almak neticesinde oluşan kanaatini şöyle ifade etmiş. “Büyük günahlar yedi midir yedi yüz müdür? Bilemiyorum.” Yani büyük günahların sayısına kesin ve net bir sınırlama getirmek mümkün değildir. Bütün rivayetlerin hâsılından çıkan netice şudur.
Büyük günahlar mezkûr Hadis-i Şerif'te işaret olunduğu üzere yedi olabileceği gibi, konuya müteallik rivayetlerin tamamından ortaya çıkan neticeye göre Bu sayı yedi yüze kadar çıkabilir, çıkarılabilir. Bu durum aslında İslamiyet'in temel karakteristik özellikleriyle ilgili bir keyfiyettir. Şöyle ki İslamiyet kıyamete kadar gelecek bütün fert ve toplumların, özel durum ve şartlarında gözeterek onları en tam ve mütekâmil şekilde terbiye etmeyi hedeflemiştir. Bunun gereği olarak bazı konularda net sınırlamalar getirmek yerine kişilerin özel durum ve şartlarına göre genişleyip daralabilen izafi sınırlar ve sınırlamalar getirilmiştir.
Günahlar konusunda böyle. Net sayı ve kesin sınır ve sınırlamalar getirilmemiş; duruma göre fertlerin akıl, fikir, ruh ve davranışlarının en kâmil manada terbiye olmasına imkân sağlayacak bir değişebilirlik üzere olması esas alınmıştır. Şu Hadis-i Şerife dikkat edelim. “Allahu Teâla gazabına yasakladığı şeyler içinde saklamış, rızasını da emrettiği şeyler içinde gizlenmiştir.” Yani Allah'ın rızasını kazanmada en garantili yol ve yöntem, iyilikler ibadetler ve salih ameller konusunda olabildiğince gayretli olmak. Allah’ın hoşuna gidecek iyi davranışlar noktasında her fırsatı değerlendirmek, yapabildiğimiz hiçbir iyiliği ve güzel davranışı ihmal etmemektir. (Devam edecek...)