Hani, desem ki sana,
Atla uçan halıya
Git Kaf Dağı’nın ardına
En güzel aşk masalını
Bul getir bana...
Uçar mısın?
Hani, desem ki sana,
Gökyüzü mavi değil
Pembe olsun bu gece
Yıldızlar ateş sarısı...
Al eline fırçayı,
Boya gece yarısı
Boyar mısın?
Hani, desem ki sana,
Bir kahve fincanıyla
Boşalt Karadeniz ’i
Atlas Okyanusu’na
Yapar mısın?
Hani, desem ki sana,
Git Japon Denizi’nden
İnciler topla bana
Tak onları boynuma
Takar mısın?
Hani, desem ki sana,
Sibirya’dan güneşi
Kutuplardan ateşi
Çöldeki serap gibi
Bir rüya getir bana
Koyup ay ışığına
Var mısın?
Hani, desem ki sana,
Toplayıp yıldızları
Döküver saçlarıma
Tara parmaklarınla
Tarar mısın?
Hani, desem ki sana,
Yüce gönül dağında
En görkemli ağaca
Kurduğun salıncakta
Yalnız ben sallanayım
Sallar mısın?
Hani, desem ki sana,
Uzanıp bulutlara
Güvercin kanadında
Öpüşler getir bana
Yapar mısın?
Hani, desem ki sana,
Sök kalbini yerinden
Bırak avuçlarıma.
Canından çok sevdiğini
Kanıtla bana
Kanıtlar mısın?
Melahat Çetinkaya