“Biz toprakları değil gönülleri fethetmeye gidiyoruz” der Fatih Sultan Mehmed Han.
Antalya’mızın fethinin 811. yılını yad ettiğimiz bugünlerde Anadolu coğrafyasında Milletimizin fetih sevdasının asıl amacının sadece bir toprak parçasını fethetmekten daha da öte, o bölgede yaşayan insanlara refah, huzur ve adalet getirmek olduğunu unutmamak gerek.
Bugün Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Kafkasya’da, Afrika’da ve Orta Asya da yaşayan her insan için Medeniyetimizin huzur ve adalet adına bir umut ışığı olmasının tek sebebi, atalarımızın geçmişten beri fethettiği topraklarda yaşayan insanların gönüllerini fethetmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
İşte Antalya’nın Selçuklu Sultanı 1.Gıyasettin Keyhüsrev tarafından fethi de o dönemde şehirde yaşanan huzursuzluklar ve kargaşalar üzerine gerçekleşmiştir.
Latinler’in İstanbul’u işgalinden (1204) sonra Antalya’nın idaresi Aldo Brandini adında bir İtalyan’ın eline geçmiştir. Ticari öneminden dolayı Antalya ile ilgilenen bir diğer taraf ise Kıbrıs Krallığıdır. Bu nedenle Antalya’da hakimiyet kuran Aldo Brandini’yi Kıbrıs Kralını, Gautier de Monbeliard’ın komutasında gönderdiği askeri bir kuvvet ile korumaktaydı.
Bu gelişmeler limanın ve ticaret yollarının emniyetini bozmuş, şehirde oturan, Mısır ve Avrupa’dan gelen tüccarlar soyulmuştur. Antalya’daki karışıklıkların devam ettiği sıralarda tüccarlar da zarara uğramaktadır. Nitekim Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev saltanat tahtında yargı işlerine bakarken bir grup tüccar huzuruna çıkarak Antalya’da iken uğradıkları zararları anlatmışlardır.
Bunun üzerine sultan kısa sürede ordusunu hazırlamış ve 1206 yazında Konya’dan batıya doğru harekete geçmiştir. Şehir kuşatıldıktan sonra özellikle daha önce Kıbrıs’tan gelen kuvvetler sayesinde bir süre direniş gösterilmiştir. Ancak Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev’in şehri uzaktan takibe alarak zayıflatması ve şehirdeki durumdan şikâyetçi olanların kendisine yardım edeceklerini bildirmesi üzerine tekrar saldırıya geçen sultan şehri 5 Mart 1207’de fethetmiştir.
Bu tarihi süreç konusunda farklı tarihçiler farklı açıklamalarda bulunuyorlar. 5 Mart tarihi de veya tarihsel kronoloji de tartışılabilir. Bizim için 5 Mart sembolik bir tarihtir, çünkü aslolan fethin olması ve kutlanmasıdır.
Biz kemiyet içerikli tartışmaları uzmanlara bırakıyoruz. Arşivlerin araştırılması, tarihi bilgilerin açığa çıkarılması hususunu tarihçilerimize emanet ediyoruz hatta tarihçilerimizden Antalya tarihi ile ilgili daha derin çalışmalar bekliyoruz. . Mikro olaylar konusu bir yana Antalya 811 Yıldır Türk ve İslam yurdudur.
811 YILLIK HİKAYEMİZ VAR
811 yıldır bu topraklara yazdığımız bir hikâyemiz var. 811 yıl boyunca Antalya’da gönüllere ektiğimiz sevgiyle bir medeniyet inşa etmişiz. Antalyanın gönül dostu Eroğlu Nuri’nin ‘Sev, sevil, sevdir’ sözleriyle anlattığı medeniyetimizi 811 yıldır paylaşmışız, paylaşmaya devam ediyoruz.
Antalya'nın manevi mimarları Vahabi Ümmiler, Sinan'ı Ümmîler, Eroğlu Nuriler, Abdal Musalar bu topraklara irfan, sevgi, merhamet ve kültür çekirdekleri serpmişler. O çekirdekler, o tohumlar bugün birer ulu çınar... O çekirdeklerle, tohumlarla ve o kodlarla bu topraklar bize vatan oldu. Onun için tarihimizi, kültür mirasımızı koruyacağız, anlatacağız ve geleceğe taşıyacağız.
Bu yıl 5 gün süren kutlama Programı oldukça doluydu ve hemşerilerimizin katılımı da yoğundu. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Fetih yürüyüşü de oldukça renkliydi.
Programlarda gördük ki; Antalyalı Fethe sahip çıkıyor.
Selçuklu, Hamitoğulları, Tekeli, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti...811 yıldır Türk ve İslam yurdu olarak bu topraklara yazdığı hikayeye sahip çıkıyor.
Tarihimizin ve medeniyetimizin anlatılması, hatırlatılması açısından bu tür kültür programlarını çok önemlidir. Medeniyet kodlarımızı, kültür çekirdeklerimizi hissettiren Fetih Programda emeği geçen Antalya Valiliğini ve Valimiz Münir Karaloğlu'nu, Antalya Büyükşehir Belediyemizi ve Başkanımız Menderes Türel'i kutluyorum.
Fethin anlatılmasında,
Fethin hatırlatılmasında ve genç nesillere bu mirasın bırakılmasında emeği geçenlere teşekkür ederiz.
811 yıllık fetih devam ediyor; çünkü dostun evi gönüllerdir, bizim için fetih Gönüllerin Fethidir, sevmek, sevilmek, sevdirmektir...
Fetih programıyla Gönüller fethedildi.
Antalya'yı Seviyoruz.