Dünya da umur-u dîniyeye ve a'mâl-i âhirete iş ve hizmet için kurulmuş bir fabrika olduğu cihetle ve o fabrika içerisinde işlenen ve yapılan ibadetlerin semeresi öteki âlemde göründüğüne nazaran, ibadetlerde rekabet edilmemelidir.
Olduğu takdirde ihlâsı kaybolur. Ve o rekabeti yapan, halkın takdir ve tahsinleri gibi dünyevî bir mükâfatı düşünür. Zavallı düşünmüyor ki, o düşünce ile amelini adem-i ihlâs ile iptal eder. Çünkü, sevap itâsında ve ücret aldığında, nâsı, Rabb-i Nâsa şerik yapar ve halkın nefretlerine hedef olur.
İ'lem eyyühe'l-aziz! Keramet ile istidraç mânen birbirine mübayindir. Zira keramet, mu'cize gibi, Allah'ın fiilidir. Ve o keramet sahibi de kerametin Allah'tan olduğunu bilir ve Allah'ın kendisine hâmi ve rakîb olduğunu da bilir. Tevekkül ve yakîni de fazlalaşır. Lâkin, bazan Allah'ın izniyle kerametlerine şuuru olur, bazan olmaz. Evlâ ve eslemi de bu kısımdır.
İstidraç ise, gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garip fiilleri izhar etmekten ibarettir. Fakat, bu istidraç sahibi, nefsine istinad ve iktidarına isnad etmekle enaniyeti, gururu öyle fazlalaşır ki, okumaya başlar. Lâkin o inkişaf, tasfiye-i nefis ve tenevvür-ü kalb neticesi olduğu takdirde, ehl-i istidraç ile ehl-i keramet arasında tabaka-i ûlâda fark yoktur.
Tam mânâsıyla fenaya mazhar olanlar ise, onlara da Allah'ın izniyle eşya-yı gaybiye inkişaf eder. Ve onlar da, o eşyayı fenâ fillâh olan havaslarıyla görürler. Bunun istidraçtan farkı pek zahirdir. Zira, zahire çıkan bâtınlarının nurâniyeti, mürâîlerin zulümatıyla iltibas olmaz.
İ'lem eyyühe'l-aziz! Tesbihat, ibâdât, gayr-ı mahdud envâlarıyla herşeyde vardır. Fakat, herşeyin kendi tesbihat ve ibadetini bütün vecihlerini daima bilip şuur edinmesi lâzım değildir. Çünkü, husul huzuru istilzam etmez.
Tesbih ve ibadet edenler, yalnız yaptıkları amelin mahsus bir tesbih veya sıfatı malûm bir ibadet olduğunu bilirlerse kâfidir. Zaten Mâbud-u Mutlakın ilmi kâfidir. İnsandan maadâ mahlûkatta teklif olmadığından, onlara niyet lâzım değildir. Ve keza, amellerinin sıfâtını bilmek de lâzım değildir.