Meselâ güneşe der, "Döner bir siracdır, bir lâmbadır." Zira, güneşten, güneş için ve mahiyeti için bahsetmiyor. Belki bir nev'i intizamın zembereği ve merkezi ve intizam ve nizam ise Sâniin âyine-i marifeti olduğundan bahsediyor.
"Güneş döner." Bu "döner" tabiriyle, kış ve yazın, gece ve gündüzün deverânındaki muntazam tasarrufât-ı kudreti ihtar ile azamet-i Sânii ifham eder. Bu "dönmek" hakikati ne olursa olsun, maksud olan, mensuc, meşhud intizama tesir etmez.
Şu tabir ile, bu âlemin bir kasır sûretinde olduğunu, içinde olan eşyanın, insana ve zîhayata ihzar edilmiş müzeyyenat ve mat'ûmat ve levazımat ve güneş dahi musahhar bir mumdar olduğunu ihtar ile rahmet ve ihsan-ı Hâlıkı ifham eder.
Şimdi bak, şu sersem, geveze felsefe ne der? Diyor ki: "Güneş bir kütle-i azîme-i mâyia-i nâriyedir. Ondan fırlamış olan seyyârâtı etrafında döndürür, cesâmeti bu kadardır, mahiyeti böyledir, şöyledir" der. Ruha, muvahhiş bir dehşetten ve bir hayretten başka, bir kemâl-i ilmî vermiyor. Güneşin en mühim olan vazifesinden, en büyük, en güzel, en tatlı bir hakikat-i ilmiyeyi ruha veren bahs-i Kur'ân gibi bahsetmiyor.
Buna kıyasen, bâtınen kof, zâhiren mutantan felsefî meselelerin ne kıymette olduğunu anla. Onun şaşaa-i surisine aldanıp Kur'ân'ın gayet âli ve fehme gayet karib olan beyan-ı mu'ciznümâsına karşı hürmetsizlik etme.
Ey birader! Düşman hariçte olsa, insan, silâhsız o düşmanla geçinebilir. Fakat düşman kal'á içine girse ve gizlense, o vakit o düşmana karşı silâhlanmak, zırh giymek ve gayet dikkat etmek, hem pek ciddi sebat etmek lâzımdır. Ta ki hayat-ı ebedîsini hafî darbelerden kurtarabilsin.
Ey kardeş! Zırh ve silâh, namaz ve takvadır. Kur'ân'ın zincirini muhkem tut. Onun sözüne kulak ver. Başkaları seni aldatmasın. Şu zamanın gafil sarhoşları içinde seni, terk-i şeaire ve medeniyet-i dünyaya davet edenlere de ki:
"Hey sersem gafiller! Benim halim sizi dinlemeye müsait değil. Zira benim arkamda, ta kulağımın dibine kadar yakınlaşan ecel arslanı beni tehdit ediyor. Ve önümde bir darağacı dikilmiş ki, gece-gündüzün dönmesinden, zeval ve firak ağacı tesmiye edilen bu firak-ı elîm, benimle bütün sevdiklerimi asıp mahvetmektedir. Ve sağ tarafımda, ciğerlerime kadar işleyen bir acz yarası var.