Nasıl ki onun risaleti şu dâr-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi. Acaba ehl-i akıl ve ehl-i tahkike لَيْسَفِىاْلاِمْكَانِاَبْدَعُمِمَّاكَانَ 1 dedirten şu meşhud intizam-ı fâik, şu rahmet içinde kusursuz hüsn-ü san'at ve misilsiz cemâl-i Rububiyet, hiç böyle bir çirkinliği ve böyle bir merhametsizliği ve böyle bir intizamsızlığı kabul eder mi ki, en cüz'î bir mahlûkundan, en ehemmiyetsiz arzuları ve sesleri ehemmiyetle işitip ifa etsin; en ehemmiyetli mahlûkundan, en ehemmiyetli, en lüzumlu arzuları ehemmiyetsiz görüp işitmesin, anlamasın, yapmasın? Hâşâ ve kellâ, yüz bin defa hâşâ! Böyle bir cemâl, böyle bir çirkinliği kabul etmez, çirkin olmaz.
ON ÜÇÜNCÜ REŞHA
Gel arkadaş şimdilik kâfi, geri gidelim. Yoksa, yüz sene şu zamanda, şu cezirede kalsak, o zâtıngaraib-i icraatının, acaibvezâifinin, yüzde birisini tamamen ihata edemeyiz ve temâşâsından doyamayız. Şimdi, gel, üstünde döneceğimiz her asra birer birer bak. Nasıl o asırlar, o şems-i hidayetten aldıkları feyizle çiçek açmışlar; Ebu Hanife, Şâfiî, Ebu Yezid-i Bistâmî, Cüneyd-i Bağdâdî, Şeyh-i Geylânî, Muhyiddin-i Arabî, İmam-ı Gazâlî, Ebu'l-Hasan-ı Şâzelî, Şâh-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbânî gibi milyonlar münevver meyveleri veriyor.
ON DÖRDÜNCÜ REŞHA
Şuâât-ı Mârifeti'n-Nebî namındaki Türkçe bir risalede delâil-i nübüvvet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) beyan etmişim. Hem onda Kur'ân-ı Hakîmin vücuh-u i'câzınıicmâlen zikretmişim. Yine Lemeât namında Türkçe bir risalede Kur'ân'ın kırk vecihle mu'cize olduğunu beyan edip, kırk vücuh-u i'câzına işaret etmişim. O kırk vecihten yalnız nazmındaki belâgati, İşârâtü'l-İ'câz namında bir tefsir-i Arabîde, yüz yirmi sayfa içinde yazmışım. Eğer ihtiyacın varsa şu üç kitaba müracaat edebilirsin.
Birinci burhan-ı tevhidin müfessiri, ikinci burhan-ı natıkınmusaddıkı olan üçüncü burhanımız, Kur'ân-ı Hakîmdir.
Geçmiş derslerden anlarsın ki, Rabbimizden gelen ve Rabbimizi bize tarif eden Kur'ân,
· şu kitab-ı kebir-i kâinatın tercüme-i ezeliyesi,
· şu sahâif-i arz ve semâdamüstetirkünûz-u esmâ-i İlâhiyenin keşşafı,
· şu sutûr-u hâdisâtın altında muzmerhakaikınmiftâhı,
· şu âlem-i şehadet perdesi arkasındaki âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ı Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliyenin hazinesi,
· şu avâlim-i mâneviye-i İslâmiyenin güneşi, temeli, hendesesi,
· âlem-i uhreviyenin haritası,
· Zât ve sıfât ve esma ve şuûn-u İlâhiyeninkavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, burhan-ı kàtıı, tercüman-ı sâtıı, · şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi, hikmet-i hakikîsi, mürşidi, hâdîsi,
· İnsana; hem bir kitab-ı hikmet,
· hem bir kitab-ı şeriat,
· hem bir kitab-ı dua ve ubudiyet,
· hem bir kitab-ı emir ve davet,
· hem bir kitab-ı zikir,
· hem bir kitab-ı fikir gibi,
· insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine karşı birer kitap,
· hem bütün muhtelif ehl-i mesâlik ve meşârib olan evliya ve sıddıkînin, asfiya ve muhakkikînin her birinin meşreplerine lâyık birer risale ibraz eden bir kütüphane-i mukaddestir.