Sözler Mecmuasının sonuna konferansın ilavesi, Hz. Üstadın emriyledir. O konferans, Hz. Üstadın hizmetinde bulunan talebelerine muhtelif vesilelerle yaptığı dersler ve sohbetlerin neticesinde kaleme alınmış ve Ankara Ziraat Fakültesi mescidinde üniversite talebeleri ve bazı Meb’uslar huzurunda konferans olarak takdim edilmiştir.
Manzum “Lemaat” Risalesini 1951’de Üstad Hz.leri Emirdağ’ında hizmetinde bulunan talebelere ders olarak vermiş, Sözler’in sonuna ilavesi için hizmetinde bulunan bir talebesi vasıtasıyla Isparta’ya göndermiştir. “Tevhidin İki Bürhan-ı Muazzamı” başlığını taşıyan bahis, manzum Lemaatın ortasındayken Hz. Üstad en başa almış ve Lemaatın bazı kısımlarını da çıkartarak, teksirle basılacak olan Sözler’inâhirine ilhak edilmek üzere Hüsrev Ağabeye göndermiş ve öylece Üstadımızın tensibi üzere teksir edilmiştir. Hz. Üstad sonra yeni yazı Sözler’in sonuna aynı Lemaatın ilavesini tensip buyurarak bazı kısımları tekrar çıkarmışlardır. Bu itibarla yeni harf Sözler’deki manzum Lemaat, hatt-ı Kur’an ile olan Lemaattan biraz daha noksandır.
Risale-i Nur’un Diyanet İşleri Müşavere kurulunun yapılan inceleme sonundaki mufassal müsbet raporu üzerine Afyon Ağır Ceza Mahkemesi, bütün risaleler hakkında beraet ve iade kararı vermiştir. Bunun üzerine Ankara’da resmen tab’ına başlanacağı zaman Hz. Üstad, hizmetinde bulunan talebelerinden Rahmetli Tahirî ve Ceylân’ı Ankara’ya yardıma göndermiş ve tab masrafının ilk sermayesine de bizzat kendileri iştirak etmişlerdir.
MEKTÛBAT: “Vehhabiler” bahsini Hz. Üstad koydurmamıştır. Mektûbat’ın sonuna “İşarat-I Gaybiye Hakkında bir Takriz” “Hakikat Çekirdekleri” ve en nihayetteki “Hakikat Işıkları” manzumesi, yine Hz. Üstadımız tarafından ilhak edilmiştir.
LEM’ALAR : 8,9 ve 18’nci Lem’alar ve 26’ncı Lem’anın zeyli ve 27’nci Lem’a, Lem’alarda yoktur ve 28’nci Lem’anın da bir kısmı vardır. 29’ncu Arabî Lem’adan yalnız Allahu Ekber bahsi vardır. Bu da Hz. Üstadımızın tensibiyledir. Ve aynı şekilde tab ve neşredilmiştir. Hatta 3’ncü Şua olan Münacat Risalesinin Lem’alar mecmuasının sonuna ilhakı, yine Hz. Üstadımızın tensibiyledir.
ŞUÂLAR: Birinci Şuâ olan İşarât-ı Kur’aniye risalesi ve Beşinci Şua ve 8’nci Şua, Hz. Üstad’ın emriyle Şuaların sonuna konmuş ve İman ve Tevhid bahsine dair 2’nci Şuâ risalesi, Şuâlar’ın başında yer almıştır. 29’ncu Arabî Lem’anın ELHAMDULİLLÂH babının Abdülmecid Efendi tarafından yapılan tercümesi de, Şuâların en nihayetine yine Hz. Üstadımızın emir ve iradesiyle konulmuştur.
ASÂ-YI MÛSA: Hatt-ı Kur’anla yazılan ve neşredilen Asâ-yıMûsa’nın sonundaki takriz ve lügatçe, yeni harfle tab edilen Asâ-yıMûsada yoktur. Hz. Üstadın tensibi iledir. Bizzat Hz. Üstad, AhmedAytimura “Asa-yı Musa’nın birinci cildini neşret” diye emretmiştir.
İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ: Münafıklar hakkındaki 12 ayetin tercümesi de bizzat Hz. Üstadımızın emri icabı neşredilmemiştir. Hz. Üstadımız Said Özdemir’e de ayrıca münafıklar bahsini koymamasını ihtar etmişlerdir. HalbukiHatt-ı Kur’an ile olan da vardır. Kitabın nihayetinde konulan Garp feylesoflarının İslâmiyet hakkındaki müsbet beyanatları ve MehmedKayalar’ınmüdâfaası da Hz. Üstadımızın tensibiyledir.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBİ: Hatt-ı Kur’an’la vaktiyle neşredilen Sikke-i Tasdik-ı Gaybî risalesinde bulunan 18 ve 28’nci Lem’alar yeni harfle neşredilende yoktur. Hatta 8’nci Lem’anın bazı kısımlarını dahi yine Hz. Üstad koydurmamıştır.
MESNEVİ-İ NURİYE: Hz. Üstadımızın biraderi tarafından yapılan tercümesidir. Hz. Üstad’a yanında bulunan hizmetkârları okumuşlar ve Hz. Üstadımızın emriyle, tensibiyle neşredilmiştir.
LÂHİKALAR: İlk Barla Lâhikası : Hz. Üstadımızın zamanında İstanbul’da teksirle basılan kısım, Isparta’dan Hz. Üstadın tensib ettiği şekilde İstanbul’a gönderilmiş ve tab’edilmiştir.