Risale-i Nur Talebelerinin çoğu bu muazzam mânaya ilmelyakîn, havas kısmı da hakkalyakîn ve aynelyakîn bir surette vâkıf oldukları için, istinsah edilen Nurların tashihinde Hz. Üstad’ın isti’mal ettiği kopya kaleminin kırıntılarını bile yere düşüremiyorlar.
...Şimdi siz de takdir edersiniz ki, Risale-i Nur başka eserlere benzemiyor. O tebdil edilmez ve edilemez. Şâyet lüzum olursa, metin baş tarafa yazılacak, altında da şerh ve izahatı yapılabilir...
Sizin “İdeolocya Örgüsü” ve diğer yazılarınız da başka muharrirlere benzemiyor. Sizin size has üslûbunuz, okuyucuların üzerinde bir tesir bırakıyor. Bununla beraber “İdeolocya Örgüsü”nü bazı kimseler, “muğlak, ağır, anlaşılmıyor” derler. Bu deyişler üzerine birisi kalksa da, sizin o yazılarınızı –mana bozulmasa dahi- cümlelerde değişikliğe ve metin içinde izahata kalkışsa, fârika olan üslûbunuz hususiyetini büsbütün kaybetmiş olacaktır. Buna kat’iyyen müsaade edemezsiniz ya... Faraza ses çıkarmasanız, o yazılardaki üslûbun ciddiyet ve değeriyle alışkanlık peyda eden bizler hemen itiraz ederiz.
Bir fikr-i beşer yazısındaki değişiklikler, üslûbu tamamen bozarsa, ilham-ı İlahî olan eserlere beşer fikrinin mahsulü sözler karıştığı zaman, o şaheserlerin ne derece rencide olacağını, iz’an ve idrakinize havale ediyorum.
Risale-i Nur’a hüsn-ü niyetle konulan kelimeler, bembeyaz ipekli bir elbise üzerine yamanmış koca parçalar gibi nazara çarpıyor. Bunun için siz de takdir edersiniz ki; Risale-i Nur’a kalem karıştırmak, bilhassa ve bilhassa o şekli, aslı imiş gibi neşretmek, bütün bütün hatalı ve yanlış oluyor. Tanıyan idrakli gençlik tarafından aşk derecesinde sevilen lâtif, zarif ve müstesna üslûbu alt üst ediyor...
Küçük ve mübtedi bir dâva kardeşiniz “Zübeyr”
Not : Merhum Zübeyr Ağabeyin Necip Fazıl’a yazdığı mektubu 33 sahifedir. Hepsini almamız mümkün değildi, bazı bölümlerini alabildik. Arzu edenler hususî şekilde gelip hem onu, hem merhum Ceylan’ın mektubunu, hem de “Büyük Doğu”da neşredilmiş diğer parçaları görüp okuyabilirler.
Merhum Necip Fazıl Bey, Nur Talebelerinin benzeri mektublarla o tip neşriyatı kesinlikle kabul edemiyeceklerine dair müdahaleleri üzerine “Nur Talebelerine” başlıklı cevab gibi bir yazı neşretti. Fakat bu yazısında iddia ettiği şeyle, tercüme ve tahrif ettiği risalelerin yazıları arasında hiçbir münasebet ve yakınlık bulunmadığı için, onun o yazısını buraya almakla, merhum olmuş bir insanın yanlışlığını göstermek istemedik. Arzu edenler gelip görebilirler.