Büyükşehir Belediyesi, ‘Müzeler Kenti Antalya’ hedefi doğrultusunda, Antalya’ya Doğa Tarihi Müzesi kazandırmak için kolları sıvadı. Kepez Santral Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında kurulacak Doğa Tarihi Müzesi için arama konferansı düzenlendi.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen uzmanlar, müzenin kuruşunda izlenecek yol haritasını görüştü. Müzenin 20 bin metrekare kapalı alana sahip olacağını belirten Başkan Türel, “Antalya tarihinde yeni bir sayfayı hep birlikte açıyoruz” dedi.
Kepez-Santral Kentsel Dönüşüm Projesi içinde kurulacak Doğa Tarihi Müzesi’nin yol haritasını belirlemek üzere Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanlığı tarafından arama konferansı düzenlendi. Belediye basın biriminden yapılan açıklamada, Doğa Tarihi Müzesi Arama Konferansı’na Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Türkiye’nin dört bir yanından konunun uzmanı akademisyenler, ilgili kamu kurumlarından ve Antalya’daki üniversitelerden yöneticiler ve temsilciler katıldı. Doğa Tarihi Müzesi’nin üzerinde yükseleceği temel prensiplere şekil vermek, bu prensipler ışığında müzenin amacı, faaliyet konusu ve içeriği, koleksiyon yönetimi, sergi yaklaşımı, insan kaynağı ve yönetim politikaları, hedef kitle gibi konular üzerinde tartışmak ve kuruluş çalışmalarına ışık tutacak bir yol haritası belirlemek amacıyla düzenlenen arama konferansında uzmanların önerileri dinlendi.
MÜZELER ŞEHRİN KİMLİK BELGELERİDİR
Konferansın açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Allah’ın doğa ve tarih zenginliğinde lütufkar davrandığı Antalya’nın eşsiz bir şehir olduğunu vurgulayarak, “Bize düşen bu değerin kıymetini bilmek, korumaktır. Bu büyük tarih ve doğa mirasını gelecek nesillere intikal ettirmektir. Antalya’mız bize atalarımızdan miras değil, gelecek nesillerin, çocuklarımızın emanetidir. Onlara en iyi şekilde bu emaneti teslim etmeliyiz. Müzeler bir şehrin kimlik belgeleridir, hafızasıdır, belleğidir. Şu anda yediye yakın müze çalışmasını Büyükşehir Belediyesi olarak yürüyoruz. Bizim dışımızda ilerleyenlerle birlikte 10’a yakın müze çalışması devam ediyor. Bunların içinde Kent Müzesi, İslam Medeniyetleri müzesi gibi çok önemli çalışmalar var” dedi.
TÜRKİYE’DE AZ SAYIDA
Hedeflerinin bir tarih ve doğa kenti olan Antalya’yı dünyanın en ileri kültür şehirlerinden biri haline getirmek olduğunu belirten Türel, şunları söyledi: “Aynı zamanda bir müzeler şehri de olmasını sağlamak istiyoruz. Doğa Tarihi Müzesi Türkiye’de az sayıda olan, henüz yeterince de ağırlık verilmemiş bir müze türüdür. Doğa Tarihi Müzesi son derece zor bir temadır. Türkiye gibi medeniyetler beşiği bir ülkede doğa müzesi durumu böyleyken, Amerika Birleşik Devletleri gibi yeni kıtaya bakacak olursak New York, Washington müzelerinin ünlü olduğunu biliyoruz. Amerika’da çok sayıda şehirde doğa müzesi bulunuyor. Asya’da Pekin, Avrupa’da Londra, İtalya’da Floransa müzeleri de yine doğa tarihi anlamında ünlü müzeler bunları da biliyoruz.”
BİRÇOK ZENGİNLİĞİMİZ VAR
Bu nedenlerle Kepez-Santral Kentsel Dönüşüm Projesi içinde Doğa Tarihi Müzesi olması gerektiğine karar verdiklerini kaydeden Başkan Türel, şöyle devam etti: “Aslında yurtdışında özel sektör bu müzelerin önemli destekçileri. Türkiye’de bu projelerin bütün toplumun katıldığı, desteklediği ortak projeler olması gerekir. O yüzden bugünkü bu arama konferansının bize çok büyük katkıları olacağına inancım tam. Milli Eğitim, Kültür ve Turizm, Orman, Tarım, Enerji, Bilim ve Teknoloji ve hatta Savunma Bakanlığı’nı dahi bu projeye katkı yapabilir diye düşünüyoruz. Ayrıca birçok sektör bu projemize katkı verebilir. Bu topraklara has hayvan ırklarımız var. Tohumlarımız, taşlarımız, ağaçlarımız, çiçeklerimiz… yani saymakla bitmez. Birçok zenginliğimiz var. Zeytin ağaçları, portakal ağaçları müzesi yapsak yeridir. O kadar farklı ve zengin bir yapıya sahibiz ki tabiat aynı zamanda kimyasal ve fiziksel oluşumları da içerdiği için bunların hepsi farklı farklı ele alınabilir.”
Doğa Tarihi Müzesi’nin tema veya konuları sınırsız olduğuna dikkat çeken Başkan Menderes Türel, “Denizin altından uzaya kadar her şey ele alınabilir, bu müze kapsayabilir. Doğa tarihi müzesi aynı zamanda bir bilim müzesi niteliğine de haizdir. Günümüzde çizgi filmlerle, bilgisayar oyunlarıyla büyüyen, şehir hayatından çıkmayan milyonlarca çocuk, tabiattan, tabiat bilgisinden kopuyor. Ben iki evladımda görüyorum bunları. Sanal dünya içerisinde büyüyorlar, biz onları doğaya katmaya çalışıyoruz, hayvan sevgisi aşılamaya çalışıyoruz, o sanal dünyadan koparacak farklı seçenekler sunmaya çalışıyoruz. Tabiatın kendisi ilahi bir öğretmendir. Oradan öğreniyoruz her şeyi. Tabiattan öğreniyoruz. Toprakla uğraşmak, ağaçla uğraşmak insana her zaman bir şeyler öğretiyor. Ben bile fırsat buldukça küçücük bahçemin içinde hala bir şeyler öğrenir miyim diye uğraşıp duruyorum boş zamanlarımda” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIZI TABİATLA TANIŞTIRALIM
Türel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sanal dünya içerisinden çocuklarımızı alıp, tabiata götürüp bu hayatı yaşayın demek kolay olmuyor. Oysa işte bir doğa tarihi müzesinde bunu yapabiliriz. Yani o çocuklarımıza orada bu imkanı sunabiliriz. Doğa tarihinin bilimsel ağırlığı tabi üniversitelerimizin işin içinde olmasını zorunlu kılıyor. Biz, akademisyenlerimiz olmadan, bakanlıklarım
Türkiye’nin dört bir yanından gelen uzmanlar, müzenin kuruşunda izlenecek yol haritasını görüştü. Müzenin 20 bin metrekare kapalı alana sahip olacağını belirten Başkan Türel, “Antalya tarihinde yeni bir sayfayı hep birlikte açıyoruz” dedi.
Kepez-Santral Kentsel Dönüşüm Projesi içinde kurulacak Doğa Tarihi Müzesi’nin yol haritasını belirlemek üzere Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanlığı tarafından arama konferansı düzenlendi. Belediye basın biriminden yapılan açıklamada, Doğa Tarihi Müzesi Arama Konferansı’na Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Türkiye’nin dört bir yanından konunun uzmanı akademisyenler, ilgili kamu kurumlarından ve Antalya’daki üniversitelerden yöneticiler ve temsilciler katıldı. Doğa Tarihi Müzesi’nin üzerinde yükseleceği temel prensiplere şekil vermek, bu prensipler ışığında müzenin amacı, faaliyet konusu ve içeriği, koleksiyon yönetimi, sergi yaklaşımı, insan kaynağı ve yönetim politikaları, hedef kitle gibi konular üzerinde tartışmak ve kuruluş çalışmalarına ışık tutacak bir yol haritası belirlemek amacıyla düzenlenen arama konferansında uzmanların önerileri dinlendi.
MÜZELER ŞEHRİN KİMLİK BELGELERİDİR
Konferansın açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Allah’ın doğa ve tarih zenginliğinde lütufkar davrandığı Antalya’nın eşsiz bir şehir olduğunu vurgulayarak, “Bize düşen bu değerin kıymetini bilmek, korumaktır. Bu büyük tarih ve doğa mirasını gelecek nesillere intikal ettirmektir. Antalya’mız bize atalarımızdan miras değil, gelecek nesillerin, çocuklarımızın emanetidir. Onlara en iyi şekilde bu emaneti teslim etmeliyiz. Müzeler bir şehrin kimlik belgeleridir, hafızasıdır, belleğidir. Şu anda yediye yakın müze çalışmasını Büyükşehir Belediyesi olarak yürüyoruz. Bizim dışımızda ilerleyenlerle birlikte 10’a yakın müze çalışması devam ediyor. Bunların içinde Kent Müzesi, İslam Medeniyetleri müzesi gibi çok önemli çalışmalar var” dedi.
TÜRKİYE’DE AZ SAYIDA
Hedeflerinin bir tarih ve doğa kenti olan Antalya’yı dünyanın en ileri kültür şehirlerinden biri haline getirmek olduğunu belirten Türel, şunları söyledi: “Aynı zamanda bir müzeler şehri de olmasını sağlamak istiyoruz. Doğa Tarihi Müzesi Türkiye’de az sayıda olan, henüz yeterince de ağırlık verilmemiş bir müze türüdür. Doğa Tarihi Müzesi son derece zor bir temadır. Türkiye gibi medeniyetler beşiği bir ülkede doğa müzesi durumu böyleyken, Amerika Birleşik Devletleri gibi yeni kıtaya bakacak olursak New York, Washington müzelerinin ünlü olduğunu biliyoruz. Amerika’da çok sayıda şehirde doğa müzesi bulunuyor. Asya’da Pekin, Avrupa’da Londra, İtalya’da Floransa müzeleri de yine doğa tarihi anlamında ünlü müzeler bunları da biliyoruz.”
BİRÇOK ZENGİNLİĞİMİZ VAR
Bu nedenlerle Kepez-Santral Kentsel Dönüşüm Projesi içinde Doğa Tarihi Müzesi olması gerektiğine karar verdiklerini kaydeden Başkan Türel, şöyle devam etti: “Aslında yurtdışında özel sektör bu müzelerin önemli destekçileri. Türkiye’de bu projelerin bütün toplumun katıldığı, desteklediği ortak projeler olması gerekir. O yüzden bugünkü bu arama konferansının bize çok büyük katkıları olacağına inancım tam. Milli Eğitim, Kültür ve Turizm, Orman, Tarım, Enerji, Bilim ve Teknoloji ve hatta Savunma Bakanlığı’nı dahi bu projeye katkı yapabilir diye düşünüyoruz. Ayrıca birçok sektör bu projemize katkı verebilir. Bu topraklara has hayvan ırklarımız var. Tohumlarımız, taşlarımız, ağaçlarımız, çiçeklerimiz… yani saymakla bitmez. Birçok zenginliğimiz var. Zeytin ağaçları, portakal ağaçları müzesi yapsak yeridir. O kadar farklı ve zengin bir yapıya sahibiz ki tabiat aynı zamanda kimyasal ve fiziksel oluşumları da içerdiği için bunların hepsi farklı farklı ele alınabilir.”
Doğa Tarihi Müzesi’nin tema veya konuları sınırsız olduğuna dikkat çeken Başkan Menderes Türel, “Denizin altından uzaya kadar her şey ele alınabilir, bu müze kapsayabilir. Doğa tarihi müzesi aynı zamanda bir bilim müzesi niteliğine de haizdir. Günümüzde çizgi filmlerle, bilgisayar oyunlarıyla büyüyen, şehir hayatından çıkmayan milyonlarca çocuk, tabiattan, tabiat bilgisinden kopuyor. Ben iki evladımda görüyorum bunları. Sanal dünya içerisinde büyüyorlar, biz onları doğaya katmaya çalışıyoruz, hayvan sevgisi aşılamaya çalışıyoruz, o sanal dünyadan koparacak farklı seçenekler sunmaya çalışıyoruz. Tabiatın kendisi ilahi bir öğretmendir. Oradan öğreniyoruz her şeyi. Tabiattan öğreniyoruz. Toprakla uğraşmak, ağaçla uğraşmak insana her zaman bir şeyler öğretiyor. Ben bile fırsat buldukça küçücük bahçemin içinde hala bir şeyler öğrenir miyim diye uğraşıp duruyorum boş zamanlarımda” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIZI TABİATLA TANIŞTIRALIM
Türel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sanal dünya içerisinden çocuklarımızı alıp, tabiata götürüp bu hayatı yaşayın demek kolay olmuyor. Oysa işte bir doğa tarihi müzesinde bunu yapabiliriz. Yani o çocuklarımıza orada bu imkanı sunabiliriz. Doğa tarihinin bilimsel ağırlığı tabi üniversitelerimizin işin içinde olmasını zorunlu kılıyor. Biz, akademisyenlerimiz olmadan, bakanlıklarım