Beşşar Esed rejiminin Suriye'nin kuzeyindeki İdlib ilinin Han Şeyhun Beldesine düzenlediği klor gazı saldırısı, Akdeniz Dayanışma Derneği Platformu (ADAP) öncülüğündeki sivil toplum kuruluşlarının üyeleri tarafından protesto edildi.
Akdeniz Dayanışma Derneği Platformu (ADAP) öncülüğündeki sivil toplum kuruluşlarının üyeleri, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düzenlediği kimyasal saldırıya tepki gösterdi. Kazım Özalp Caddesi Kışlahan Meydanı'nda buluşan ve ellerinde "Esed canavarını durdurun", "Zulme susmadık! Susmayacağız", "Yaşasın Suriye halkının özgür ordusu", "Suriye’ye özgürlük direnişle gelecek" yazılı pankartlar taşıyan grup üyeleri, slogan atarak kimyasal saldırıya tepki gösterdi.
KATLİAMA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
ADAP Dönem Başkanı Hakan Şimşek, 7 yıldır Suriye'de işlenen ve yaklaşık bir milyon insanın ölümüne yol açan insanlık dışı katliamların katlanarak devam ettiğine dikkat çekti. Şimşek, aynı rejim güçlerinin yaklaşık iki yıl önce Halep'te yine kimyasal silah kullandığını ve bin 300 masum sivili aynı şekilde katlettiği hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Buldukları her fırsatta barıştan, insan haklarından söz eden Batı ve sömürgeci dünya düzeninin baş aktörleri, zalim Esed'in suç ortakları, ABD, Rusya, İngiltere, İran ve işgalci İsrail'in, mazlumların kanı ve gözyaşı üzerinden yürüttükleri kirli işgal ve sömürü politikalarının bir parçası olan bu saldırıları şiddetle ve nefretle lanetliyoruz. Yıllar var ki, coğrafyamız bu necis işgalcilerin elleriyle perişan. Saraybosna, Beyrut, Kahire, Kudüs, Bağdat, Şam, Filistin, Gazze perişan, Basra harap, Halep düştü. Bundan sonraki hedeflerinin Anadolu olduğunu biliyoruz. Ama buna fırsat vermeyeceğiz. Düşmanı sınırlarımızın ötesinde, New York'ta, Washington'da, Londra'da, Berlin'de, Moskova'da, Bürüksel'de, Tel Aviv'de karşılamaya hazır olmalıyız. Bu gidişe seyirci kalmamalıyız. Mazlumların hesabı mutlaka sorulmalı. Sorulacaktır inşallah."
İSLAM DÜNYASININ UMUDU TÜRKİYE
Türkiye'nin devlet ve millet olarak ümmetin tek ve son umudu olduğuna dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin İslam'ın son kalesi olma vasfıyla böyle bir iradenin tarihi ve jeopolitik tüm dinamikleri taşıdığını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Bu tarihi misyonla devlet ve millet olarak yıllardır bölgede kanayan her yaraya merhem olmaya, her mazluma el uzatmaya çalışmaktadır. Fakat bu gün gelinen noktada daha fazlasına ihtiyaç olduğu aşikardır. Artık zalimin açtığı yaraya merhem olmak, döktüğü kanı silmekten daha fazlasının yapılması gerekmektedir. Türkiye, ümmetin umudu ve İslam'ın son kalesi olarak daha fazlasını yapabilme güç ve iradesine sahiptir ve bunu kullanmalıdır."
Grup üyeleri, sık sık tekbir getirerek, okunan duanın ardından dağıldı.
Akdeniz Dayanışma Derneği Platformu (ADAP) öncülüğündeki sivil toplum kuruluşlarının üyeleri, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düzenlediği kimyasal saldırıya tepki gösterdi. Kazım Özalp Caddesi Kışlahan Meydanı'nda buluşan ve ellerinde "Esed canavarını durdurun", "Zulme susmadık! Susmayacağız", "Yaşasın Suriye halkının özgür ordusu", "Suriye’ye özgürlük direnişle gelecek" yazılı pankartlar taşıyan grup üyeleri, slogan atarak kimyasal saldırıya tepki gösterdi.
KATLİAMA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
ADAP Dönem Başkanı Hakan Şimşek, 7 yıldır Suriye'de işlenen ve yaklaşık bir milyon insanın ölümüne yol açan insanlık dışı katliamların katlanarak devam ettiğine dikkat çekti. Şimşek, aynı rejim güçlerinin yaklaşık iki yıl önce Halep'te yine kimyasal silah kullandığını ve bin 300 masum sivili aynı şekilde katlettiği hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Buldukları her fırsatta barıştan, insan haklarından söz eden Batı ve sömürgeci dünya düzeninin baş aktörleri, zalim Esed'in suç ortakları, ABD, Rusya, İngiltere, İran ve işgalci İsrail'in, mazlumların kanı ve gözyaşı üzerinden yürüttükleri kirli işgal ve sömürü politikalarının bir parçası olan bu saldırıları şiddetle ve nefretle lanetliyoruz. Yıllar var ki, coğrafyamız bu necis işgalcilerin elleriyle perişan. Saraybosna, Beyrut, Kahire, Kudüs, Bağdat, Şam, Filistin, Gazze perişan, Basra harap, Halep düştü. Bundan sonraki hedeflerinin Anadolu olduğunu biliyoruz. Ama buna fırsat vermeyeceğiz. Düşmanı sınırlarımızın ötesinde, New York'ta, Washington'da, Londra'da, Berlin'de, Moskova'da, Bürüksel'de, Tel Aviv'de karşılamaya hazır olmalıyız. Bu gidişe seyirci kalmamalıyız. Mazlumların hesabı mutlaka sorulmalı. Sorulacaktır inşallah."
İSLAM DÜNYASININ UMUDU TÜRKİYE
Türkiye'nin devlet ve millet olarak ümmetin tek ve son umudu olduğuna dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin İslam'ın son kalesi olma vasfıyla böyle bir iradenin tarihi ve jeopolitik tüm dinamikleri taşıdığını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Bu tarihi misyonla devlet ve millet olarak yıllardır bölgede kanayan her yaraya merhem olmaya, her mazluma el uzatmaya çalışmaktadır. Fakat bu gün gelinen noktada daha fazlasına ihtiyaç olduğu aşikardır. Artık zalimin açtığı yaraya merhem olmak, döktüğü kanı silmekten daha fazlasının yapılması gerekmektedir. Türkiye, ümmetin umudu ve İslam'ın son kalesi olarak daha fazlasını yapabilme güç ve iradesine sahiptir ve bunu kullanmalıdır."
Grup üyeleri, sık sık tekbir getirerek, okunan duanın ardından dağıldı.