'Bahar Bayramı' olarak da bilinen 21 Mart Nevruz Bayramı, AÜ Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu'nda da çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Etkinlik kapsamında düzenlenen 'Türkistan'dan Türkiye'ye Nevruz' konulu panelde, AÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Karadavut ile Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Çetin, Nevruz Bayramı'nın tarihi ve mitolojik kökenleri, kutlama yapılan coğrafyalar ve kutlama ritüelleri konularında bilgi verdi. Panele, yüksekokul akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.Yüksekokul Yesevi Konferans Salonu'nda gerçekleşen panel, Yüksekokul Müdürü Yard. Doç. Dr. Önder Bilgin'in açış konuşmasıyla başladı. Yard. Doç. Dr. Bilgin, 21 Mart Nevruz Bayramı'nın tüm Türkiye'de coşkuyla kutlandığına dikkat çekerek, herkesin Nevruz Bayramı'nı tebrik etti. AÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yıldıray Özbek ise Osmanlı Devleti döneminde Nevruz Bayramı'nın nasıl kutlandığına dair bir belge bulunmadığını, ancak halkın Nevruz Bayramı'nı kutladığını, sarayın da buna iştirak ettiğini ortaya koyan deliller bulunduğunu kaydetti.
KİMİN BAYRAMI?
Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, konuşmasına “Nevruz kimin bayramıdır" sorusuna yanıt arayarak başladı. Prof. Dr. Karadavut, günümüzde Nevruz Bayramı'nı kutlayan halkların, neden 21 Mart'ı bayram olarak kutladıklarına, o halkların mitolojilerini anlatarak delil gösterdi.Her topluluğun farklı bir mitolojiye inandığını ve bu gerekçeyle 21 Mart'ı Nevruz Bayramı olarak kutladıklarını ifade eden Prof. Dr. Karadavut, Nevruz'un kimin bayramı olması gerektiğini de sosyolojinin öngördüğü deliller ışığında yanıtladı. Nevruz'un toprağın yeniden dirilmesi, hayatın yeniden başlaması anlamları olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadavut, bu yönüyle tabiatla daha sıkı ilişkiler kuran Türklerin, Nevruz Bayramı'nın gerçek sahipleri olduğunu, diğer halkların bu bayramı Türklerden etkilenerek kutladıklarını kaydetti.
BM TANIYACAK
Prof. Dr. İsmet Çetin ise Nevruzun doğuş sürecinden günümüze kadar ulaşması serüvenini, UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras olarak kabul etmesi sürecini ve BM'nin 21 Mart gününü 'Uluslararası Nevruz Günü' olarak kabul etmesi kararını değerlendirdi. Prof. Dr. Çetin, Nevruz kavramının Türk dünyasındaki tüm kullanımlarını ve anlamlarını tek tek açıklayarak Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar olan coğrafyada Nevruzun ortak bir değer haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Çetin, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan gibi Türk devletlerinde, SSCB'nin egemenliği altında kaldıkları dönemlerde bile SSCB yönetimlerince yasaklanmasına rağmen Nevruzun kutlanılmaya devam edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Çetin, Nevruzun bu coğrafyalarda birleştirici, kaynaştırıcı bir etkiyle kutlandığını ve halen de aynı inançla kutlanmakta olduğunu belirterek “Nevruz, ayrıştırıcı değil, birleştiricidir" dedi.
KİMİN BAYRAMI?
Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, konuşmasına “Nevruz kimin bayramıdır" sorusuna yanıt arayarak başladı. Prof. Dr. Karadavut, günümüzde Nevruz Bayramı'nı kutlayan halkların, neden 21 Mart'ı bayram olarak kutladıklarına, o halkların mitolojilerini anlatarak delil gösterdi.Her topluluğun farklı bir mitolojiye inandığını ve bu gerekçeyle 21 Mart'ı Nevruz Bayramı olarak kutladıklarını ifade eden Prof. Dr. Karadavut, Nevruz'un kimin bayramı olması gerektiğini de sosyolojinin öngördüğü deliller ışığında yanıtladı. Nevruz'un toprağın yeniden dirilmesi, hayatın yeniden başlaması anlamları olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadavut, bu yönüyle tabiatla daha sıkı ilişkiler kuran Türklerin, Nevruz Bayramı'nın gerçek sahipleri olduğunu, diğer halkların bu bayramı Türklerden etkilenerek kutladıklarını kaydetti.
BM TANIYACAK
Prof. Dr. İsmet Çetin ise Nevruzun doğuş sürecinden günümüze kadar ulaşması serüvenini, UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras olarak kabul etmesi sürecini ve BM'nin 21 Mart gününü 'Uluslararası Nevruz Günü' olarak kabul etmesi kararını değerlendirdi. Prof. Dr. Çetin, Nevruz kavramının Türk dünyasındaki tüm kullanımlarını ve anlamlarını tek tek açıklayarak Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar olan coğrafyada Nevruzun ortak bir değer haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Çetin, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan gibi Türk devletlerinde, SSCB'nin egemenliği altında kaldıkları dönemlerde bile SSCB yönetimlerince yasaklanmasına rağmen Nevruzun kutlanılmaya devam edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Çetin, Nevruzun bu coğrafyalarda birleştirici, kaynaştırıcı bir etkiyle kutlandığını ve halen de aynı inançla kutlanmakta olduğunu belirterek “Nevruz, ayrıştırıcı değil, birleştiricidir" dedi.