Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'nin Afrin kentine düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili, "Nasıl Türkiye'de dağlarda ve şehirlerde PKK teröristleriyle mücadele edip onları gömüyorsak, sınırın öbür tarafındaki PKK'yı, YPG'yi de dağlarına, inlerine, çukurlarına gömüyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Muhtarlar Toplantısı'na katıldı. Vali Münir Karaloğlu, Ak Parti milletvekilleri Gökcen Özdoğan Enç ve İbrahim Aydın ile diğer protokol üyelerinin yanı sıra Manavgat ve Gündoğmuş ilçelerinin muhtarları da toplantıda yer aldı. Muhtarların tüm mahalle ve yaylaların sorunlarını iyi bildiğini kaydeden Mevlüt Çavuğolu, şöyle konuştu:
ARTIK MAZERET YOK
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her hafta muhtarlarla buluşuyor. Muhtarlarda halk tarafından seçiliyor. Artık muhtarlar seçim çalışması yapıyor. Muhtarların maaşlarını düzelttik sosyal güvence altına aldık. Muhtarlar partiden seçilmiyor. Muhtarlar hizmet ederken kendisine az oyun geldiği bölgeden ayrım yapmaması lazım. 80 milyona hizmet ediyoruz. 80 milyonun hizmetkarayız. Artık il ve ilçe belediyeler mazeret üretmemesi lazım. Hiçbir Belediyeye siyasi ayrım yapmadık. Hiçbir arkadaşımızın mazereti olmaz. Bakıyoruz Büyükşehir ve ilçe belediyeler çekişme içinde oluyor ben durumlara üzülüyorum. Küçük hesaplar ile neyin hesabını yapıyorsunuz” dedi.
10 YENİ ÜNİVERSİTE MÜJDESİ
Manavgat ve Gündoğmuş yatırımları hakkında da bilgi veren Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Manavgat’a yeni 500 yataklı Devlet Hastanesi yapıyoruz. Son günlerde Manavgat’a cezaevi yapılır mı tartışması var. Turizm bölgesine Cezaevi mi yapılır mı diye. Cezaevi Ilıcanın arkasına yapılacak. Alanya Mahmutlarda yapıldı. Akseki’ye açık cezaevi yapılacak. Cezaevi turizmi engellemez. Alanya’ya sorun cezaevi turizmi engelliyor mu. Turizmi bizden daha iyi bilen var mı. Türkiye’de turizme bizden daha çok önem veren oldu mu. Türkiye'de turizmin gelişmesi için bizden daha fazla çaba sarf eden, çalışan ve hassas olan oldu mu. Rakamlar ortada. Bu yıl rekor bekliyoruz biz bu konularda hassasız. Manavgat’a bir devlet üniversitesi kuruyoruz. Antalya’ya yeni 10 tane üniversite kuracağız.Antalya’da toplamda 700 bin ile 1 milyon arasında öğrenci olacak. Bunların yüzde yabancı öğrenci olacak. Şuan 5 tane üniversite var bir iki tanesinde sıkıntılar var. Gündoğmuş yeni hastane açtık. Ayrıca Gündoğmuş’a yüksek okulda açıyoruz. Antalya’yı tren yolları ve duble yollarla ağ gibi öreceğiz”.
'KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİN KESECEKSİN'
Terör örgütü PKK/YPG'ye silah verenlere uyarılarda bulunduklarını, ancak dinletemediklerini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Uyarılarımızı yaptık, arkasındaki destekçilerine uyarıları yaptık. 'Bu teröristlere silah vermeyin' dedik. 'Verdiğiniz silahlar bize tehdit oluyor, Türkiye'ye saldırı olarak kullanıyorlar' dedik ama dinletemedik. O zaman ne yapacaksın, kendi göbeğini kendin keseceksin. En son saldırılar, tacizler artınca da tepelerine bindik. Şimdi ise dağları dar ediyoruz. Nasıl Türkiye'de dağlarda ve şehirlerde PKK teröristleriyle mücadele edip onları gömüyorsak, sınırın öbür tarafındaki PKK'yı, YPG'yi de dağlarına, inlerine, çukurlarına gömüyoruz. Buradan bunları temizleyeceğiz. Burayı yine Suriye halkına teslim edeceğiz. Aynı Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan sonra olduğu gibi. Buraya Türkiye'den 100 bine yakın Suriyeli döndü. Aynı şekilde Suriye içlerine giden 150 bin insan buralara geri döndü. İnsanların hayatını normalleştiriyoruz. Yaşam şartları çok iyi olmasa da insanlar evlerine geri dönmek istiyor. Topraklarına geri dönmek istiyor."
'BU ZULÜM DEĞİL DE NEDİR'
Türkiye'de 350 bine yakın Suriyeli Kürt olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Bugün bu teröristler, ABD'nin de desteğiyle Suriye topraklarının yüzde 25'ini kontrol ediyor. Neden 1 tane Suriyeli Kürt kardeşim buralara dönemiyor. Çünkü PKK'lılar bunların dönmesini istemiyor. Çünkü bunlar da PKK'lıların gözünde birer tehdittir. Çünkü bu kardeşlerimiz PKK'nın marksist, leninist, komünist, ateist ideolojisini benimsemiyor. Muhafazakar, inançlı insanlar. Bunların partilerinin hepsini YPG, PKK Suriye'de kapattı. Bunların malını, mülkünü ellerinden aldı. Evlerini ellerinden aldı. Bugüne kadar PKK, Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimize zulüm ettiyse, bugün de Suriye'de YPG, PKK, Kürt kardeşlerimize zulüm ediyor, onların ellerinde ne varsa alıyor. Nasıl Türkiye'de bu operasyonlar başlayıncaya kadar her evden bir çocuğu dağa götürdülerse, Suriye'de de zorla çocukları silahlandırıyor ve kendi içlerine dahil ediyorlar. Bu zulüm değil de nedir? Bize insan hakları dersi veren ülkeler, bugün sadece Türkiye'de yaşayan 350 bin Suriyeli Kürtün veya Almanya'ya, Avrupa'ya kaçmak zorunda kalan Kürdün haklarıyla neden ilgilenmiyor. PKK'nın, YPG'nin malını, mülkünü elinden aldığı Türkmenlerin, Arapların haklarıyla neden ilgilenmiyorsun? Varsa yoksa sizin için terör örgütü. Kürtleri teröristler mi temsil ediyor? Tüm Kürtlere 'terörist' diyebilir miyiz? İşte görüyorsunuz TV'lerde Özgür Suriye Ordusu içinde de Kürt kardeşlerimiz var" diye konuştu.
'O ZAMAN SEN DE ÇIK DAĞA'
Avrupalı siyasetçilerin 'Biz aynı ideolojiyi savunuyoruz, o yüzden PKK'yı savunacağız' dediklerini aktaran Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"O zaman sen de çık dağa eline silah alıp. İdeolojini meşru zeminde sa
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Muhtarlar Toplantısı'na katıldı. Vali Münir Karaloğlu, Ak Parti milletvekilleri Gökcen Özdoğan Enç ve İbrahim Aydın ile diğer protokol üyelerinin yanı sıra Manavgat ve Gündoğmuş ilçelerinin muhtarları da toplantıda yer aldı. Muhtarların tüm mahalle ve yaylaların sorunlarını iyi bildiğini kaydeden Mevlüt Çavuğolu, şöyle konuştu:
ARTIK MAZERET YOK
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her hafta muhtarlarla buluşuyor. Muhtarlarda halk tarafından seçiliyor. Artık muhtarlar seçim çalışması yapıyor. Muhtarların maaşlarını düzelttik sosyal güvence altına aldık. Muhtarlar partiden seçilmiyor. Muhtarlar hizmet ederken kendisine az oyun geldiği bölgeden ayrım yapmaması lazım. 80 milyona hizmet ediyoruz. 80 milyonun hizmetkarayız. Artık il ve ilçe belediyeler mazeret üretmemesi lazım. Hiçbir Belediyeye siyasi ayrım yapmadık. Hiçbir arkadaşımızın mazereti olmaz. Bakıyoruz Büyükşehir ve ilçe belediyeler çekişme içinde oluyor ben durumlara üzülüyorum. Küçük hesaplar ile neyin hesabını yapıyorsunuz” dedi.
10 YENİ ÜNİVERSİTE MÜJDESİ
Manavgat ve Gündoğmuş yatırımları hakkında da bilgi veren Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Manavgat’a yeni 500 yataklı Devlet Hastanesi yapıyoruz. Son günlerde Manavgat’a cezaevi yapılır mı tartışması var. Turizm bölgesine Cezaevi mi yapılır mı diye. Cezaevi Ilıcanın arkasına yapılacak. Alanya Mahmutlarda yapıldı. Akseki’ye açık cezaevi yapılacak. Cezaevi turizmi engellemez. Alanya’ya sorun cezaevi turizmi engelliyor mu. Turizmi bizden daha iyi bilen var mı. Türkiye’de turizme bizden daha çok önem veren oldu mu. Türkiye'de turizmin gelişmesi için bizden daha fazla çaba sarf eden, çalışan ve hassas olan oldu mu. Rakamlar ortada. Bu yıl rekor bekliyoruz biz bu konularda hassasız. Manavgat’a bir devlet üniversitesi kuruyoruz. Antalya’ya yeni 10 tane üniversite kuracağız.Antalya’da toplamda 700 bin ile 1 milyon arasında öğrenci olacak. Bunların yüzde yabancı öğrenci olacak. Şuan 5 tane üniversite var bir iki tanesinde sıkıntılar var. Gündoğmuş yeni hastane açtık. Ayrıca Gündoğmuş’a yüksek okulda açıyoruz. Antalya’yı tren yolları ve duble yollarla ağ gibi öreceğiz”.
'KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİN KESECEKSİN'
Terör örgütü PKK/YPG'ye silah verenlere uyarılarda bulunduklarını, ancak dinletemediklerini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Uyarılarımızı yaptık, arkasındaki destekçilerine uyarıları yaptık. 'Bu teröristlere silah vermeyin' dedik. 'Verdiğiniz silahlar bize tehdit oluyor, Türkiye'ye saldırı olarak kullanıyorlar' dedik ama dinletemedik. O zaman ne yapacaksın, kendi göbeğini kendin keseceksin. En son saldırılar, tacizler artınca da tepelerine bindik. Şimdi ise dağları dar ediyoruz. Nasıl Türkiye'de dağlarda ve şehirlerde PKK teröristleriyle mücadele edip onları gömüyorsak, sınırın öbür tarafındaki PKK'yı, YPG'yi de dağlarına, inlerine, çukurlarına gömüyoruz. Buradan bunları temizleyeceğiz. Burayı yine Suriye halkına teslim edeceğiz. Aynı Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan sonra olduğu gibi. Buraya Türkiye'den 100 bine yakın Suriyeli döndü. Aynı şekilde Suriye içlerine giden 150 bin insan buralara geri döndü. İnsanların hayatını normalleştiriyoruz. Yaşam şartları çok iyi olmasa da insanlar evlerine geri dönmek istiyor. Topraklarına geri dönmek istiyor."
'BU ZULÜM DEĞİL DE NEDİR'
Türkiye'de 350 bine yakın Suriyeli Kürt olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Bugün bu teröristler, ABD'nin de desteğiyle Suriye topraklarının yüzde 25'ini kontrol ediyor. Neden 1 tane Suriyeli Kürt kardeşim buralara dönemiyor. Çünkü PKK'lılar bunların dönmesini istemiyor. Çünkü bunlar da PKK'lıların gözünde birer tehdittir. Çünkü bu kardeşlerimiz PKK'nın marksist, leninist, komünist, ateist ideolojisini benimsemiyor. Muhafazakar, inançlı insanlar. Bunların partilerinin hepsini YPG, PKK Suriye'de kapattı. Bunların malını, mülkünü ellerinden aldı. Evlerini ellerinden aldı. Bugüne kadar PKK, Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimize zulüm ettiyse, bugün de Suriye'de YPG, PKK, Kürt kardeşlerimize zulüm ediyor, onların ellerinde ne varsa alıyor. Nasıl Türkiye'de bu operasyonlar başlayıncaya kadar her evden bir çocuğu dağa götürdülerse, Suriye'de de zorla çocukları silahlandırıyor ve kendi içlerine dahil ediyorlar. Bu zulüm değil de nedir? Bize insan hakları dersi veren ülkeler, bugün sadece Türkiye'de yaşayan 350 bin Suriyeli Kürtün veya Almanya'ya, Avrupa'ya kaçmak zorunda kalan Kürdün haklarıyla neden ilgilenmiyor. PKK'nın, YPG'nin malını, mülkünü elinden aldığı Türkmenlerin, Arapların haklarıyla neden ilgilenmiyorsun? Varsa yoksa sizin için terör örgütü. Kürtleri teröristler mi temsil ediyor? Tüm Kürtlere 'terörist' diyebilir miyiz? İşte görüyorsunuz TV'lerde Özgür Suriye Ordusu içinde de Kürt kardeşlerimiz var" diye konuştu.
'O ZAMAN SEN DE ÇIK DAĞA'
Avrupalı siyasetçilerin 'Biz aynı ideolojiyi savunuyoruz, o yüzden PKK'yı savunacağız' dediklerini aktaran Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"O zaman sen de çık dağa eline silah alıp. İdeolojini meşru zeminde sa