Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Antalya Şubesi, daha çok hastane bahçelerinde kalan hasta yakınları için belediyelerden kamu yararına yer tahsisi istiyor.
Antalya LÖSEV İl Koordinatörü Tutku Canıdar, kente anormal derecede lösemi ve kanser hastası göçü olduğunu söyledi. Bunun en büyük nedeninin Antalya'da kemik iliği nakli yapılan bir merkezin bulunması olduğunu belirten Canıdar, kentin ayrıca onkoloji alanında güçlü bir noktada yer aldığını söyledi. Bu tür hastalık süreçlerinin çok uzun olabildiğine dikkati çeken Canıdar, "Bu süreçte anne refakatçi olarak çocuklarının yanında kalabiliyor. Fakat baba ya da yakını ciddi mağduriyet yaşıyor. Kalacak yerleri yok. LÖSEV'e kayıtlı hastaların yüzde 85'inden fazlası ya asgari ücretle geçimini sağlıyor ya da hiçbir geliri olmayan insanlar. Süreç o kadar uzun ki her geçen gün mağduriyet artıyor. Baba sokakta kalıyor ya da hastane bahçesinde yatıyor. Bizden yardım isteyenlerin sayısı çok fazla" diye konuştu.
PARA İSTENMEYECEK
Hasta yakınlarının hastane çevresinde kalması gerektiğini belirten Tutku Canıdar, bunu fırsat bilen bazı kişilerin de eşyalı evlerini yüksek fiyata kiraya verdiğini söyledi. Yüksek kiraların yanı sıra evdeki eşyaların hijyenden uzak olduğunu aktaran Canıdar, "Biz devletimizden kamu yararına yer tahsisi istiyoruz. Bunun örneği Ankara'da var. Burada organik tarım yapıyoruz. Anne, baba ve çocuklarımız burada konaklıyor. Bunun benzerini Antalya'da yapmak istiyoruz. Yer tahsisi dışında başka bir şey istemiyoruz. İnşaatını, tefrişatı biz yapalım, çalışacak personelin maaşını da biz ödeyelim. Devletten de tek kuruş almayalım, hastalardan da para almayalım. Aslında bu bütün Türkiye'de ihtiyaç. Ancak Antalya bu konuda öncü illerden biri haline geldi. Bağışlarla ayakta duruyoruz ama bunu yapabilecek gücümüz var" dedi.
2 AYDIR HASTANE BAHÇESİNDE KALIYOR
Isparta'dan gelen Hüsamettin Çetin, 2 yaşındaki çocuğunun lösemiyle mücadele ettiğini söyledi. 50 gündür hastane bahçesinde kaldıklarını kaydeden Çetin, "Mülteci gibi yaşıyoruz. Çimlerin üzerinde kalıyoruz. Fıskiye açılıyor bazen her yer çamur oluyor. Çocuğumuz burada olduğu için ev de tutamıyoruz. Nerede uygun yer bulursak orada yatıyoruz. Kantinde yatıyorduk oradan kovulduk. Katlarda bulduğumuz sedyelerin üstünde, banklarda yatıyoruz" diye konuştu.
Antalya LÖSEV İl Koordinatörü Tutku Canıdar, kente anormal derecede lösemi ve kanser hastası göçü olduğunu söyledi. Bunun en büyük nedeninin Antalya'da kemik iliği nakli yapılan bir merkezin bulunması olduğunu belirten Canıdar, kentin ayrıca onkoloji alanında güçlü bir noktada yer aldığını söyledi. Bu tür hastalık süreçlerinin çok uzun olabildiğine dikkati çeken Canıdar, "Bu süreçte anne refakatçi olarak çocuklarının yanında kalabiliyor. Fakat baba ya da yakını ciddi mağduriyet yaşıyor. Kalacak yerleri yok. LÖSEV'e kayıtlı hastaların yüzde 85'inden fazlası ya asgari ücretle geçimini sağlıyor ya da hiçbir geliri olmayan insanlar. Süreç o kadar uzun ki her geçen gün mağduriyet artıyor. Baba sokakta kalıyor ya da hastane bahçesinde yatıyor. Bizden yardım isteyenlerin sayısı çok fazla" diye konuştu.
PARA İSTENMEYECEK
Hasta yakınlarının hastane çevresinde kalması gerektiğini belirten Tutku Canıdar, bunu fırsat bilen bazı kişilerin de eşyalı evlerini yüksek fiyata kiraya verdiğini söyledi. Yüksek kiraların yanı sıra evdeki eşyaların hijyenden uzak olduğunu aktaran Canıdar, "Biz devletimizden kamu yararına yer tahsisi istiyoruz. Bunun örneği Ankara'da var. Burada organik tarım yapıyoruz. Anne, baba ve çocuklarımız burada konaklıyor. Bunun benzerini Antalya'da yapmak istiyoruz. Yer tahsisi dışında başka bir şey istemiyoruz. İnşaatını, tefrişatı biz yapalım, çalışacak personelin maaşını da biz ödeyelim. Devletten de tek kuruş almayalım, hastalardan da para almayalım. Aslında bu bütün Türkiye'de ihtiyaç. Ancak Antalya bu konuda öncü illerden biri haline geldi. Bağışlarla ayakta duruyoruz ama bunu yapabilecek gücümüz var" dedi.
2 AYDIR HASTANE BAHÇESİNDE KALIYOR
Isparta'dan gelen Hüsamettin Çetin, 2 yaşındaki çocuğunun lösemiyle mücadele ettiğini söyledi. 50 gündür hastane bahçesinde kaldıklarını kaydeden Çetin, "Mülteci gibi yaşıyoruz. Çimlerin üzerinde kalıyoruz. Fıskiye açılıyor bazen her yer çamur oluyor. Çocuğumuz burada olduğu için ev de tutamıyoruz. Nerede uygun yer bulursak orada yatıyoruz. Kantinde yatıyorduk oradan kovulduk. Katlarda bulduğumuz sedyelerin üstünde, banklarda yatıyoruz" diye konuştu.