Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Antalya Birim Sorumlusu Yılmaz Sevgül, katıldığı yüzlerce arama kurtarma operasyonunun bir bölümünü 'Dağ Başında, Enkaz Altında Arama Kurtarma Güncesi' adlı kitapta topladı. Aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu öğretim görevlisi de olan Sevgül, ekibiyle birlikte başta Antalya olmak üzere Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde katıldığı kurtarma faaliyetleri arasında seçtiği 30 operasyonu kitabında birebir anlattı. Hayat kurtarmayı gönüllü olarak görev edinen isimsiz kahramanların birebir yaşadığı gerçek olayları öyküleştiren Sevgül’ün kitabı 8 Ağustos'ta piyasaya çıkacak.
Ya kurtaracak veya öleceksiniz
Bizzat yer aldığı kurtarma operasyonlarını ders çıkarmak amacıyla kitap haline getirdiğini belirten Yılmaz Sevgül, 1993 yılından bu yana katıldığı tüm arama kurtarma faaliyetlerini bir günce olarak tuttuğunu, sonra da yaşanmış hikayelerin, acılı olayların silinip kaybolmaması için bunları kitap haline getirmeye karar verdiğini söyledi. Kitapta arama kurtarma operasyonlarının arka planında yaşananları, operasyona katılanların ruh halini ve yaşanan riskleri anlattığını kaydeden Sevgül, "Bu kitapta bıçak sırtındaki hamleleri göreceksiniz. 'Yaparsanız siz de ölebilirsiniz, yapmazsanız o kişi de ölecek' gibi çok tereddütleri olan konuları göreceksiniz” dedi.“Bugüne kadar yaşadığımız birçok olayda elimizdeki tüm beceri ve yetenekleri kullanarak insanları hayata geri getirdik. Bundan dolayı da geçmişin silgisinden bu olayları kurtarıp bu kitaba taşımak benim için çok önemliydi” diyen Sevgül, kitapta özverili bir takım çalışması görüleceğini ifade etti.
Marmara depreminden bir anı
Sevgül, 17 Ağustos 1999 Marmara depremi sırasında yaşadığı ilginç bir anıyı da kitabında şu şekilde anlattı: “30 saattir genç bir kızın enkaz altında olduğu bilgisi geldi. Ekip arkadaşlarımızla birlikte hemen yola çıktık. Kıza ulaştığımızda, cansız erkek kardeşiyle sırt sırta duruyordu ve kardeşinin öldüğünü bilmiyordu. Saatler süren çalışmanın ardından kızı oradan çıkardık ve sağlık görevlilerine teslim ettik. Cankurtaran olay yerinden ayrıldıktan sonra yaşlı bir amcanın taşlı küfürlü saldırısına maruz kaldık. Sebebini ise olay yerindeki bir polisten öğrendik. Kızın dayısı olduğu belirtilen kişi, polise ‘Keşke yeğenim ölseydi de o kadar erkeğin eli değmeseydi’ demiş. Bunu duyunca kurtarmanın yalnızca insanları enkaz altından günışığına çıkarmak olmadığını anladık.”