HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AİHM’nin Selahattin Demirtaş kararına ilişkin, "FETÖ’cüleri baş tacı eden hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun demokrasinin adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı özgürlük veya hak arayışına destek olmak değil düpedüz terörperestliktir, terörist seviciliktir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 48’inci Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş kararına tepki gösteren Erdoğan, “Türkiye, terör örgütü PKK ile iltisaklı bir partinin eski genel başkanının yargılandığı bir davada özgürlük, güvenlik ve seçim hakkını ihlal etmiş. Peki, siz AB organlarından herhangi birinin aynı zatın 6-8 Ekim 2014 tarihindeki olaylar sırasında insanları tamamı yalan olan beyanlarla galeyana getirip 50 masumun sokaklarda vahşice katledilmesine yol açması konusunda herhangi bir beyanını duydunuz mu? Elinde sadece bu hadise sebebiyle aralarında 16 yaşındaki Yasin Börü’nün de bulunduğu 50 insanın kanı bulunan biri için sergilenen gayretin milyonda biri o masumlar için gösterilmiş midir? Belediye otobüsünde diri diri yakılan genç kızımıza daha birkaç ay önce eşini ziyaretten dönerken patlatılan bomba ile 11 aylık bebeğiyle birlikte paramparça edilen hanım kardeşimize gösterilmeyen ilgi onları katledenlere adeta yağdırılıyorsa burada bir sorun vardır. AB’nin kendisinin terör örgütü olarak kabul ettiği, daha hayata gözünü açmamış çocuktan 80 yaşındaki ihtiyara kadar her yaştan on binlerce insanın katili olan PKK’ya verilen desteği bu zalimlerin kurbanlarından esirgeyenleri hiçbir zaman ciddiye alamayız. Bugün Avrupa’nın hangi şehrine giderseniz gidin terör örgütü yandaşları diledikleri gibi at koştururken, milyonlarca avro para toplarken, ülkesini ve milletini seven vatandaşlarımıza adeta nefes aldırılmıyor. AİHM sen neredesin? Sen bunları görüyor musun? Bunlar hakkında verilmiş bir kararın var mı? Türkiye’de darbeye teşebbüs eden FETÖ’cüleri baş tacı eden hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun demokrasinin adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı özgürlük veya hak arayışına destek olmak değil düpedüz terörperestliktir, terörist seviciliktir. Buradan Avrupalı dostlarımızı ikaz ediyorum: O çok sevdiğiniz teröristler var ya; çıkarlarına dokunduğunuz gün emin olunuz sadece nefretlerini ve sloganlarını değil, silahlarını da size çevireceklerdir. Sonuç olarak diyoruz ki; siz varın kendi sırça köşklerinizde dilediğiniz kararları alın, oylamaları yapın. Biz demokratik hukuk devleti vasfımızdan asla taviz vermeden ülkemiz ve milletimizin bekası için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"GEZİ OLAYLARI TIPKI CHP’NİN BAŞINDAKİ ZATIN KENDİSİ GİBİ BİR PROJEYDİ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı değerlendiren Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “Gezi olayları bu ülkenin demokrasi ve özgürlük sesidir” sözleri ile ilgili şunları söyledi:
“Türkiye’nin son 5-6 yılında ilerde gerçekten üzerinde çok durulacak, düşünülecek, konuşulacak, tartışılacak önemde hadiseleri hep birlikte yaşadık. Ülkemizin bölgedeki ve dünyadaki bir takım projelerde nereye yerleştirildiğini, milletimize biçilen kefeni nasıl birliğimizle, beraberliğimizle, kardeşliğimizle parçalayıp attığımızı tarih yazacak. Tarih elbette milletimizin kahramanlığı ve cesareti ile birlikte Ana Muhalefet Partisinin her konuda her olayda her dönemde nasıl ülkesinin karşısında yer aldığını da yazacak. Dün yine bu partinin başındaki zat çıkmış Gezi olaylarını öven, Gezici Vandalları yücelten, bunun üzerinden bizi itham eden zırvalar beyan etmiş. Düşünebiliyor musunuz? Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu anda içeride. Onun arkasında kim var? Meşhur Macar Yahudisi Soros. Bu adam dünyada milletleri bölmek, parçalamakla adeta birilerini görevlendiren parası bol ve bu paraları da bu şekilde tüketen birisi. Türkiye’deki temsilcisi de aynı şekilde babadan zengin ve bu imkanlarını da bu ülkeyi parçalayıp bölen işte bu özellikle terör eylemlerine karşı her türlü bu noktada desteği veren kişi.
Şimdi içeride. Suçu olmayan herhangi bir şeye karışmamış olanı ne için kalksın da bizim yargımız içeri alsın. Buradan şimdi bir kez daha tekrarlıyorum. Gezi olayları tıpkı CHP’nin başındaki zatın kendisi gibi bir projeydi. Bu projenin adı Türkiye’nin ayaklarına yeniden pranga vurma, milletimizin kutlu yürüyüşünü engelleme ihanetidir. Ne diyor Bay Kemal; bunların hepsi akademisyen, bunların sabah evinize gideceğinize davet etseydiniz onlar zaten gelirdi. Senin işte o beyefendi dediklerinden bir tanesi de köşe yazarıydı, 5 yıl 10 aya mahkum oldu. Fakat cezaevine göndermedi onu yargı. Tutuksuz devamını sağladı, peki ne yaptı, kaçıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Türkiye’nin aleyhinde her türlü kampanyayı yapıyor, Almanya’nın bir önceki Cumhurbaşkanı tarafından el bebek gül bebek her türlü ödüllendirmeye tabi tutuluyor ve şu anda da oradaki kampanyaları o idare ediyor. Bay Kemal, sen bunları görmüyor musun? Mahkum edilmiş bir adamı yargı boş bulundu, serbest bıraktı ve kaçıp Almanya’ya gitti. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz bunu herkes böyle bilsin. Demokraside, ekonomide ve siyasette bölgesinde ve dünyada bir üst lige çıkan Türkiye’ye diz çöktürme milletimizi tabiri caizse yola getirme ülkemizi teslim alma projesinin elemanları hala dayanışma içerisindeler. Gezi’yi övenler, bunlar değil miydi cam, çerçeve, her tarafı yakıp yıkanlar bunlar değil miydi? Vatandaşın, esnafın dükkanlarını yakıp yıkanlar bunlar değil miydi? Bunlara hoşgörüyle mi bakacağız, eyvallah mı edeceğiz. Neymiş orada ağaçlar sökülmüş. Türkiye tarihinde bizim gibi fidan, ağaç dikme noktasında yarışa girecek hiçbir siyasi parti bugüne kadar olmamıştır. Milyonlarca, Başbakanlığımda da, İstanbul Belediye Başkanlığımda da biz bu ülkede fidanlar diktik, ağaçlar diktik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AİHM’nin Selahattin Demirtaş kararına ilişkin, "FETÖ’cüleri baş tacı eden hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun demokrasinin adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı özgürlük veya hak arayışına destek olmak değil düpedüz terörperestliktir, terörist seviciliktir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 48’inci Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş kararına tepki gösteren Erdoğan, “Türkiye, terör örgütü PKK ile iltisaklı bir partinin eski genel başkanının yargılandığı bir davada özgürlük, güvenlik ve seçim hakkını ihlal etmiş. Peki, siz AB organlarından herhangi birinin aynı zatın 6-8 Ekim 2014 tarihindeki olaylar sırasında insanları tamamı yalan olan beyanlarla galeyana getirip 50 masumun sokaklarda vahşice katledilmesine yol açması konusunda herhangi bir beyanını duydunuz mu? Elinde sadece bu hadise sebebiyle aralarında 16 yaşındaki Yasin Börü’nün de bulunduğu 50 insanın kanı bulunan biri için sergilenen gayretin milyonda biri o masumlar için gösterilmiş midir? Belediye otobüsünde diri diri yakılan genç kızımıza daha birkaç ay önce eşini ziyaretten dönerken patlatılan bomba ile 11 aylık bebeğiyle birlikte paramparça edilen hanım kardeşimize gösterilmeyen ilgi onları katledenlere adeta yağdırılıyorsa burada bir sorun vardır. AB’nin kendisinin terör örgütü olarak kabul ettiği, daha hayata gözünü açmamış çocuktan 80 yaşındaki ihtiyara kadar her yaştan on binlerce insanın katili olan PKK’ya verilen desteği bu zalimlerin kurbanlarından esirgeyenleri hiçbir zaman ciddiye alamayız. Bugün Avrupa’nın hangi şehrine giderseniz gidin terör örgütü yandaşları diledikleri gibi at koştururken, milyonlarca avro para toplarken, ülkesini ve milletini seven vatandaşlarımıza adeta nefes aldırılmıyor. AİHM sen neredesin? Sen bunları görüyor musun? Bunlar hakkında verilmiş bir kararın var mı? Türkiye’de darbeye teşebbüs eden FETÖ’cüleri baş tacı eden hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun demokrasinin adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı özgürlük veya hak arayışına destek olmak değil düpedüz terörperestliktir, terörist seviciliktir. Buradan Avrupalı dostlarımızı ikaz ediyorum: O çok sevdiğiniz teröristler var ya; çıkarlarına dokunduğunuz gün emin olunuz sadece nefretlerini ve sloganlarını değil, silahlarını da size çevireceklerdir. Sonuç olarak diyoruz ki; siz varın kendi sırça köşklerinizde dilediğiniz kararları alın, oylamaları yapın. Biz demokratik hukuk devleti vasfımızdan asla taviz vermeden ülkemiz ve milletimizin bekası için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"GEZİ OLAYLARI TIPKI CHP’NİN BAŞINDAKİ ZATIN KENDİSİ GİBİ BİR PROJEYDİ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı değerlendiren Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “Gezi olayları bu ülkenin demokrasi ve özgürlük sesidir” sözleri ile ilgili şunları söyledi:
“Türkiye’nin son 5-6 yılında ilerde gerçekten üzerinde çok durulacak, düşünülecek, konuşulacak, tartışılacak önemde hadiseleri hep birlikte yaşadık. Ülkemizin bölgedeki ve dünyadaki bir takım projelerde nereye yerleştirildiğini, milletimize biçilen kefeni nasıl birliğimizle, beraberliğimizle, kardeşliğimizle parçalayıp attığımızı tarih yazacak. Tarih elbette milletimizin kahramanlığı ve cesareti ile birlikte Ana Muhalefet Partisinin her konuda her olayda her dönemde nasıl ülkesinin karşısında yer aldığını da yazacak. Dün yine bu partinin başındaki zat çıkmış Gezi olaylarını öven, Gezici Vandalları yücelten, bunun üzerinden bizi itham eden zırvalar beyan etmiş. Düşünebiliyor musunuz? Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu anda içeride. Onun arkasında kim var? Meşhur Macar Yahudisi Soros. Bu adam dünyada milletleri bölmek, parçalamakla adeta birilerini görevlendiren parası bol ve bu paraları da bu şekilde tüketen birisi. Türkiye’deki temsilcisi de aynı şekilde babadan zengin ve bu imkanlarını da bu ülkeyi parçalayıp bölen işte bu özellikle terör eylemlerine karşı her türlü bu noktada desteği veren kişi.
Şimdi içeride. Suçu olmayan herhangi bir şeye karışmamış olanı ne için kalksın da bizim yargımız içeri alsın. Buradan şimdi bir kez daha tekrarlıyorum. Gezi olayları tıpkı CHP’nin başındaki zatın kendisi gibi bir projeydi. Bu projenin adı Türkiye’nin ayaklarına yeniden pranga vurma, milletimizin kutlu yürüyüşünü engelleme ihanetidir. Ne diyor Bay Kemal; bunların hepsi akademisyen, bunların sabah evinize gideceğinize davet etseydiniz onlar zaten gelirdi. Senin işte o beyefendi dediklerinden bir tanesi de köşe yazarıydı, 5 yıl 10 aya mahkum oldu. Fakat cezaevine göndermedi onu yargı. Tutuksuz devamını sağladı, peki ne yaptı, kaçıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Türkiye’nin aleyhinde her türlü kampanyayı yapıyor, Almanya’nın bir önceki Cumhurbaşkanı tarafından el bebek gül bebek her türlü ödüllendirmeye tabi tutuluyor ve şu anda da oradaki kampanyaları o idare ediyor. Bay Kemal, sen bunları görmüyor musun? Mahkum edilmiş bir adamı yargı boş bulundu, serbest bıraktı ve kaçıp Almanya’ya gitti. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz bunu herkes böyle bilsin. Demokraside, ekonomide ve siyasette bölgesinde ve dünyada bir üst lige çıkan Türkiye’ye diz çöktürme milletimizi tabiri caizse yola getirme ülkemizi teslim alma projesinin elemanları hala dayanışma içerisindeler. Gezi’yi övenler, bunlar değil miydi cam, çerçeve, her tarafı yakıp yıkanlar bunlar değil miydi? Vatandaşın, esnafın dükkanlarını yakıp yıkanlar bunlar değil miydi? Bunlara hoşgörüyle mi bakacağız, eyvallah mı edeceğiz. Neymiş orada ağaçlar sökülmüş. Türkiye tarihinde bizim gibi fidan, ağaç dikme noktasında yarışa girecek hiçbir siyasi parti bugüne kadar olmamıştır. Milyonlarca, Başbakanlığımda da, İstanbul Belediye Başkanlığımda da biz bu ülkede fidanlar diktik, ağaçlar diktik.