Çizgi romanlarda yoğunlukla kullanılan cinsel objeler, çocukların bilinçaltına yerleşiyor. Çocuklar bunu oyun olarak algılıyor ve taklit ediyor. Psikologlara göre bu da çocukların cinsel gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Çocukların sürekli olarak cinsel içerikli medyaya maruz kalmasına bir örnek geçtiğimiz günlerde 5. Konyaaltı Kitap Fuarı’nda yaşandı. Konyaaltı Belediyesi tarafından düzenlenen fuarda yer alan ve çocuklar için çizgi roman satışı yapan bir stantta, çocukların ilgiyle sayfalarını karıştırdığı ve birbirlerine gösterdiği Örümcek Adam’ın (Spider Man) 606’ıncı sayısı cinsel materyallerle dolu. Örümcek Adam’ın, sevgilisi Black Cat ile olan sahnelerinin kapak ve iç sayfalarda yer aldığı çizgi romanda, ayrıca ‘Kızıl Saçlı Yabancı’ resmiyle beraber, kadın cinselliğinin ön plana çıkarıldığı bir çok görsel materyal göze çarpıyor.
Çocukları olumsuz etkiliyor
Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Psikolog Doç. Dr. Günseli Orhon’a göre bu örneğe benzer cinsel içerikli medyanın çocuklar üzerine olumsuz etkileri bir hayli fazla. Cinsel içerikli medyanın erken yaşlardan itibaren çocukların cinsel gelişimini olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Doç. Dr. Orhon, cinsellik kavramının ve bu kavramla ilişkili değerlerin, medya araçlarıyla toplumlara yansıtıldığını söyledi. Günümüzde şarkı sözlerinde cinsel içerikli mesajların yeraldığını, çizgi filmlerde cinsel içerikli sahnelere yer verildiğini, dergi ya da kitaplarda yine cinsel materyallerin sıkça kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Orhon, bunun özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini anlattı.
Arkadaşlarıyla uyguluyorlar
Erken yaşlarda sürekli olarak bu içeriklere maruz kalan çocukların iki boyutta olumsuz etkilendiğini vurgulayan Doç. Dr. Orhon, ilk aşamada, çocukların sık aralıklarla gördükleri ve duydukları bu mesajları farkında olmadan bilinçaltına aldıklarını bildirdi. Çocukların bilinçaltına yerleşen bu davranışları yalnızken veya arkadaşlarıyla birlikteyken taklit ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Orhon, çocukların bunu oyun olarak algıladıklarını bildirdi. Doç. Dr. Orhon, cinsel içerikli medyaya erken yaşta maruz kalmanın ikinci boyuttaki etkisini ise şöyle anlattı: “Ergenlik yıllarında kendini gösterir. Ergen bu yaşlarda bilinçaltına yerleşmiş cinsel etkinlikleri uygulayabilir. Bedensel olarak üreme olgunluğuna gelmiş olsa da, ergen henüz psikolojik açıdan gelişme evresindedir.”
Ergenlik gebeliği tehlikesi
“Cinsel etkinlikler geri dönülmesi zor zararlara neden olabilir. Bu zararlar arasında çağımızın en büyük problemleri olan ergenlik gebeliği, HIV ya da cinsel yolla bulaşan diğer virüsler, cinsel ya da fiziksel tacize uğrama gibi sorunlar yer almaktadır. Küçük çocuklar henüz kendi bedenleriyle ilgili algıya tam olarak sahip olmadıkları için bedenlerini ve duygularını korumada gereken bilgilere sahip değiller. Dolayısıyla, cinsel içerikli görsel ya da işitsel mesajlara maruz kalan çocuklar, farkında olmadan kendilerine ya da arkadaşlarına zarar verici davranışları gerçekleştirme riskini de taşıyabilirler.”
Riskler önemsenmiyor
Cinselliğin, dünyada ve ülkemizde büyük bir sektör olduğunu aktaran Doç. Dr. Orhon, şöyle konuştu: “Ne yazık ki, çocukların ve gençlerin maruz kaldıkları riskler bu sektör tarafından önemsenmiyor. Dolayısıyla, cinsellik her zaman doğrudan ya da dolaylı olarak medyada yer alan bir faktör. Çocukların cinsel içerikli bir medyaya maruz kaldığını fark edildiğinde mutlaka yetkililere haber verilmeli. Elektronik ortamlarda filtreleme ya da şikayet etme, diğer ortamlarda ise Emniyet Müdürlükleri, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler gibi kurum ve kuruluşlarla irtibata geçebilir. Onun dışında cinsel medyanın pazarlandığı kurumlarla doğrudan temasa kurularak uyarılabilir.”
Çocukları olumsuz etkiliyor
Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Psikolog Doç. Dr. Günseli Orhon’a göre bu örneğe benzer cinsel içerikli medyanın çocuklar üzerine olumsuz etkileri bir hayli fazla. Cinsel içerikli medyanın erken yaşlardan itibaren çocukların cinsel gelişimini olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Doç. Dr. Orhon, cinsellik kavramının ve bu kavramla ilişkili değerlerin, medya araçlarıyla toplumlara yansıtıldığını söyledi. Günümüzde şarkı sözlerinde cinsel içerikli mesajların yeraldığını, çizgi filmlerde cinsel içerikli sahnelere yer verildiğini, dergi ya da kitaplarda yine cinsel materyallerin sıkça kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Orhon, bunun özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini anlattı.
Arkadaşlarıyla uyguluyorlar
Erken yaşlarda sürekli olarak bu içeriklere maruz kalan çocukların iki boyutta olumsuz etkilendiğini vurgulayan Doç. Dr. Orhon, ilk aşamada, çocukların sık aralıklarla gördükleri ve duydukları bu mesajları farkında olmadan bilinçaltına aldıklarını bildirdi. Çocukların bilinçaltına yerleşen bu davranışları yalnızken veya arkadaşlarıyla birlikteyken taklit ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Orhon, çocukların bunu oyun olarak algıladıklarını bildirdi. Doç. Dr. Orhon, cinsel içerikli medyaya erken yaşta maruz kalmanın ikinci boyuttaki etkisini ise şöyle anlattı: “Ergenlik yıllarında kendini gösterir. Ergen bu yaşlarda bilinçaltına yerleşmiş cinsel etkinlikleri uygulayabilir. Bedensel olarak üreme olgunluğuna gelmiş olsa da, ergen henüz psikolojik açıdan gelişme evresindedir.”
Ergenlik gebeliği tehlikesi
“Cinsel etkinlikler geri dönülmesi zor zararlara neden olabilir. Bu zararlar arasında çağımızın en büyük problemleri olan ergenlik gebeliği, HIV ya da cinsel yolla bulaşan diğer virüsler, cinsel ya da fiziksel tacize uğrama gibi sorunlar yer almaktadır. Küçük çocuklar henüz kendi bedenleriyle ilgili algıya tam olarak sahip olmadıkları için bedenlerini ve duygularını korumada gereken bilgilere sahip değiller. Dolayısıyla, cinsel içerikli görsel ya da işitsel mesajlara maruz kalan çocuklar, farkında olmadan kendilerine ya da arkadaşlarına zarar verici davranışları gerçekleştirme riskini de taşıyabilirler.”
Riskler önemsenmiyor
Cinselliğin, dünyada ve ülkemizde büyük bir sektör olduğunu aktaran Doç. Dr. Orhon, şöyle konuştu: “Ne yazık ki, çocukların ve gençlerin maruz kaldıkları riskler bu sektör tarafından önemsenmiyor. Dolayısıyla, cinsellik her zaman doğrudan ya da dolaylı olarak medyada yer alan bir faktör. Çocukların cinsel içerikli bir medyaya maruz kaldığını fark edildiğinde mutlaka yetkililere haber verilmeli. Elektronik ortamlarda filtreleme ya da şikayet etme, diğer ortamlarda ise Emniyet Müdürlükleri, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler gibi kurum ve kuruluşlarla irtibata geçebilir. Onun dışında cinsel medyanın pazarlandığı kurumlarla doğrudan temasa kurularak uyarılabilir.”