Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) 137'nci kuruluş yıldönümü özel bir etkinlikle kutlandı.
ATSO Meclis Salonu'ndaki 137'ncı yıl kutlama törenine Antalya Vali Yardımcısı Aydın Ergün, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, ATSO Başkanı Davut Çetin, Antalya Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Ahmet Çetin, ATSO eski başkanlar, meclis üyeleri ile davetliler katıldı.
Kuruluş yıl dönümü törenini Antalya’nın geleceğinin konuşulduğu vefa töreni olarak gördüğünü dile getiren Başkan Davut Çetin, bu yıldan itibaren bu tür törenlerin daha da anlam kazandığını söyledi.
31 Mart günü Türk demokrasinin önemli bir sınavdan geçtiğine işaret eden Çetin, yaşanan üzücü olayların da demokrasi kültürüyle bağdaşmadığına vurgu yaptı. Çetin, “Yerel seçim olmasına rağmen, gereksiz bir gerilim yaşanmış, hayatını kaybeden vatandaşlar olmuştur. Herşeye rağmen rağmen seçim sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı çok yapıcı bir konuşma yapmıştır. Siyasi parti liderleri yapıcı, gerilimi azaltan ve demokrasimizi güçlendirici bir yaklaşım sergilemişlerdir. Milletimiz kaybedeni olmayan, birleştirici, gerilimi azaltıcı bir seçim sonucuna imza atmıştır. İstanbul seçim sonucunun da milletimizin güvenini zedelemeden hızla netleşmesi, Türkiye demokrasisinin seçim sınavından başarıyla çıkmasını sağlayacaktır” dedi.
“Yeni bir siyasi reform çalışması başlamalıdır“
Çetin, tarım toplumlarında sadakat, sanayi toplumunda liyakat, sanayi sonrası dijital toplumunda ise işbirliğinin önemine de işaret ederek, şunları söyledi: “Bu nedenle her tür ayrımcılığı bırakarak uzlaşma ve işbirliğiyle çalışmayı öğrenmeliyiz. Bu çerçevede, bugünden itibaren; demokrasimizi güçlendirecek yeni bir siyasi reform çalışması başlamalıdır. Siyasi partiler ve seçim yasası gözden geçirilmelidir. Milletvekilliği kurumu ve meclis güçlendirilmelidir. Siyasi partilerde delege sistemi değişmelidir. Çünkü güçlü bir meclis, güçlü bir adalet sistemi, bağımsız ve tarafsız medya gerçek bir demokrasinin olmazsa olmazıdır. Demokrasinin ve kalkınmanın kentlerden başladığını dikkate alarak yeni bir yerel yönetim sistemi kurmalıyız. Bakanlıklar, valiliklere ve belediyelere yetki devri yapmalıdır. Belediye meclis sistemi değişmelidir, belediye meclis üyelerinin çoğunluğu parti delegesi değil, STK delegesi olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, bir reform sürecinin başlayacağını açıklamışlardır. Bu reformların demokrasimizi güçlendirerek, ekonominin önünü açacak reformlar olmasını ümit ediyorum.”
Ekonomideki yaşanan sorunların geçici makroekonomik sorunlar olmaktan çıkıp uzun süreli yapısal sorunlar haline geldiğini kaydeden Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:" Türkiye altyapıda, savunma sanayinde başarı göstermiş, fakat üretim yapısında aynı başarıyı yakalayamamıştır. Sanayimiz endüstri 2.0 ve endüstri 3.0 arasında kalmıştır. Tarım sektörümüzün bir kısmı güçlü ve modern üretici örgütlenmesi olmadığı için çağın gerisinde kalmıştır. Ticaret sektörümüz kayıt dışılık hastalığından kurtulamamıştır. Bu yapısal sorunların birikmesi cari açık, dış borç, döviz yetersizliği sorunlarını büyütmüş, enflasyonun ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Ekonomide güven artışı için Merkez bankası, BDDK gibi kurumların bağımsızlığı güçlendirilmelidir. Piyasa mekanizmasını bozacak müdahalelerden kaçınılmalıdır. Üretimden yana bir vergi ve teşvik sistemi getirilmelidir. İstihdam üzerindeki vergi yükü kalıcı olarak azaltılmalıdır. Önümüzdeki hafta ekonomideki finansman sorununu çözmeyi, enflasyonu ve bütçe açığını azaltmayı hedefleyen yeni bir ekonomi programı açıklanmasını bekliyoruz. Yapısal ve kurumsal reformları başlatacak bir program, ekonomide güven artışı ve toparlanmayı sağlayacaktır.”
“En ileri ve en başarılır odalar arasındayız”
Çetin, ATSO’nun 137 yıllık geçmişiyle ekonomiye katkı sağladığını ve sağlamaya devam edeceğini ifade ederek, “Türkiye’de 137 yıllık tarihe sahip kurum sayısı çok fazla değildir. Bu köklü tarih başkanlarından üyesine kadar herkese sorumluluk yüklemektedir. Odamızın her üyesi, Antalya’da çalışmaktan, köklü bir kurumun üyesi olmaktan gurur duymalıdır. Odamız, Türkiye’de ticaret ve sanayi odaları arasında en ileri, en başarılı odalar arasındadır. Odamız, tarihi boyunca Antalya ekonomisine öncülük etmiş, her sektörün gelişmesine katkı yapmıştır. ATSO, her zaman sektörlerine vizyon veren, sektörlerinin sorunlarının çözümüne destek olan, Antalya’nın temel meselelerine sahip çıkan bir kurum olmuştur” diye konuştu.
“Antalya 4.0 vizyonunu geliştirdik”
Çetin, Antalya 4.0. vizyonuna ilişkin ise, “Geçtiğimiz yıl Sayın Valimizin desteğiyle Antalya 4.0 vizyonunu geliştirdik ve belediye başkan adaylarımıza kapsamlı bir öneriler seti sunduk. Önümüzdeki günlerde özel sektör olarak belediye başkanlarımızla biraraya gelmeyi ve Antalya’nın öncelikli meselelerini yeniden ele almayı planlıyoruz. Antalya'da kamu ve özel sektör olarak, daha güçlü bir işbirliğini başarmalıyız. Particiliği, grupçuluğu bırakıp birlikte çalışmayı öğrenmeliyiz. Kurumlarımızı her tür tartışmanın, kişisel konuların üzerinde tutmalı ve kurum kültürlerimizi güçlendirmeliyiz. Yerel yönetimler Antalya ekonomisine güç katacak çalışmalara daha fazla önem vermelidir. Yerel yönetimlerimiz turizm ve ticaret dostu, çevreci kentsel gelişme ilkelerine sahip çıkmalıdır. Ekonomik kalkınma ve refah artışının yolu, kamu kurumlarının piyasaya girmeleri değil, gençlerin girişimci olması ve yenilik yapmasıdır” ifadelerini kullandı.
ATSO Meclis Salonu'ndaki 137'ncı yıl kutlama törenine Antalya Vali Yardımcısı Aydın Ergün, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, ATSO Başkanı Davut Çetin, Antalya Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Ahmet Çetin, ATSO eski başkanlar, meclis üyeleri ile davetliler katıldı.
Kuruluş yıl dönümü törenini Antalya’nın geleceğinin konuşulduğu vefa töreni olarak gördüğünü dile getiren Başkan Davut Çetin, bu yıldan itibaren bu tür törenlerin daha da anlam kazandığını söyledi.
31 Mart günü Türk demokrasinin önemli bir sınavdan geçtiğine işaret eden Çetin, yaşanan üzücü olayların da demokrasi kültürüyle bağdaşmadığına vurgu yaptı. Çetin, “Yerel seçim olmasına rağmen, gereksiz bir gerilim yaşanmış, hayatını kaybeden vatandaşlar olmuştur. Herşeye rağmen rağmen seçim sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı çok yapıcı bir konuşma yapmıştır. Siyasi parti liderleri yapıcı, gerilimi azaltan ve demokrasimizi güçlendirici bir yaklaşım sergilemişlerdir. Milletimiz kaybedeni olmayan, birleştirici, gerilimi azaltıcı bir seçim sonucuna imza atmıştır. İstanbul seçim sonucunun da milletimizin güvenini zedelemeden hızla netleşmesi, Türkiye demokrasisinin seçim sınavından başarıyla çıkmasını sağlayacaktır” dedi.
“Yeni bir siyasi reform çalışması başlamalıdır“
Çetin, tarım toplumlarında sadakat, sanayi toplumunda liyakat, sanayi sonrası dijital toplumunda ise işbirliğinin önemine de işaret ederek, şunları söyledi: “Bu nedenle her tür ayrımcılığı bırakarak uzlaşma ve işbirliğiyle çalışmayı öğrenmeliyiz. Bu çerçevede, bugünden itibaren; demokrasimizi güçlendirecek yeni bir siyasi reform çalışması başlamalıdır. Siyasi partiler ve seçim yasası gözden geçirilmelidir. Milletvekilliği kurumu ve meclis güçlendirilmelidir. Siyasi partilerde delege sistemi değişmelidir. Çünkü güçlü bir meclis, güçlü bir adalet sistemi, bağımsız ve tarafsız medya gerçek bir demokrasinin olmazsa olmazıdır. Demokrasinin ve kalkınmanın kentlerden başladığını dikkate alarak yeni bir yerel yönetim sistemi kurmalıyız. Bakanlıklar, valiliklere ve belediyelere yetki devri yapmalıdır. Belediye meclis sistemi değişmelidir, belediye meclis üyelerinin çoğunluğu parti delegesi değil, STK delegesi olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, bir reform sürecinin başlayacağını açıklamışlardır. Bu reformların demokrasimizi güçlendirerek, ekonominin önünü açacak reformlar olmasını ümit ediyorum.”
Ekonomideki yaşanan sorunların geçici makroekonomik sorunlar olmaktan çıkıp uzun süreli yapısal sorunlar haline geldiğini kaydeden Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:" Türkiye altyapıda, savunma sanayinde başarı göstermiş, fakat üretim yapısında aynı başarıyı yakalayamamıştır. Sanayimiz endüstri 2.0 ve endüstri 3.0 arasında kalmıştır. Tarım sektörümüzün bir kısmı güçlü ve modern üretici örgütlenmesi olmadığı için çağın gerisinde kalmıştır. Ticaret sektörümüz kayıt dışılık hastalığından kurtulamamıştır. Bu yapısal sorunların birikmesi cari açık, dış borç, döviz yetersizliği sorunlarını büyütmüş, enflasyonun ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Ekonomide güven artışı için Merkez bankası, BDDK gibi kurumların bağımsızlığı güçlendirilmelidir. Piyasa mekanizmasını bozacak müdahalelerden kaçınılmalıdır. Üretimden yana bir vergi ve teşvik sistemi getirilmelidir. İstihdam üzerindeki vergi yükü kalıcı olarak azaltılmalıdır. Önümüzdeki hafta ekonomideki finansman sorununu çözmeyi, enflasyonu ve bütçe açığını azaltmayı hedefleyen yeni bir ekonomi programı açıklanmasını bekliyoruz. Yapısal ve kurumsal reformları başlatacak bir program, ekonomide güven artışı ve toparlanmayı sağlayacaktır.”
“En ileri ve en başarılır odalar arasındayız”
Çetin, ATSO’nun 137 yıllık geçmişiyle ekonomiye katkı sağladığını ve sağlamaya devam edeceğini ifade ederek, “Türkiye’de 137 yıllık tarihe sahip kurum sayısı çok fazla değildir. Bu köklü tarih başkanlarından üyesine kadar herkese sorumluluk yüklemektedir. Odamızın her üyesi, Antalya’da çalışmaktan, köklü bir kurumun üyesi olmaktan gurur duymalıdır. Odamız, Türkiye’de ticaret ve sanayi odaları arasında en ileri, en başarılı odalar arasındadır. Odamız, tarihi boyunca Antalya ekonomisine öncülük etmiş, her sektörün gelişmesine katkı yapmıştır. ATSO, her zaman sektörlerine vizyon veren, sektörlerinin sorunlarının çözümüne destek olan, Antalya’nın temel meselelerine sahip çıkan bir kurum olmuştur” diye konuştu.
“Antalya 4.0 vizyonunu geliştirdik”
Çetin, Antalya 4.0. vizyonuna ilişkin ise, “Geçtiğimiz yıl Sayın Valimizin desteğiyle Antalya 4.0 vizyonunu geliştirdik ve belediye başkan adaylarımıza kapsamlı bir öneriler seti sunduk. Önümüzdeki günlerde özel sektör olarak belediye başkanlarımızla biraraya gelmeyi ve Antalya’nın öncelikli meselelerini yeniden ele almayı planlıyoruz. Antalya'da kamu ve özel sektör olarak, daha güçlü bir işbirliğini başarmalıyız. Particiliği, grupçuluğu bırakıp birlikte çalışmayı öğrenmeliyiz. Kurumlarımızı her tür tartışmanın, kişisel konuların üzerinde tutmalı ve kurum kültürlerimizi güçlendirmeliyiz. Yerel yönetimler Antalya ekonomisine güç katacak çalışmalara daha fazla önem vermelidir. Yerel yönetimlerimiz turizm ve ticaret dostu, çevreci kentsel gelişme ilkelerine sahip çıkmalıdır. Ekonomik kalkınma ve refah artışının yolu, kamu kurumlarının piyasaya girmeleri değil, gençlerin girişimci olması ve yenilik yapmasıdır” ifadelerini kullandı.