Büyükşehir Belediyesi Kent Belleği Müzesi'nde gerçekleşen Mart Ayı Söyleşileri'nin ikincisinin konuğu, araştırmacı kent tarihçisi Hüseyin Çimrin oldu. Antalya ile ilgili belge ve fotoğraf konusunda dev bir koleksiyona sahip olan Çimrin, 'Atatürk'ün Antalya'ya Gelişi' konusunu işledi. Fotoğraflı sunum da yapan Çimrin, Atatürk'ün Antalya'yı 6 Mart 1930, 10 Şubat 1931, 29 Ocak 1933 ve 18 Şubat 1935 tarihlerinde 4 kez ziyaret ettiğini, 5'incisinde ise karlı yollarda aracının daha fazla ilerleyememesi sonucu Konya'dan geri döndüğünü anlattı. Çimrin, Atatürk'ün Antalya için dile getirdiği "Hiç şüphesiz Antalya, dünyanın en güzel yeridir" sözünün önemi üzerinde durdu, gittiği her yerde de Antalya için "Yaz aylarında sırtınızı karlı dağlara dayayıp, ayaklarınızı da Akdeniz'in sıcak sularına daldıracaksınız" dediğini de hatırlattı.
HALK YOLLARDA
Hüseyin Çimrin, Atatürk'ün Antalya'yı ilk ziyaret tarihi olan 6 Mart 1930 sabahı, dönemin Antalya Valisi Sahip Örge'nin bir heyetle Burdur'a hareket ettiğini, Hafızbey (Dağ Bucağı) mevkii ile Pınarbaşı ve Beyaz Bina civarında halkın Atatürk'ü görebilmek için yollara dökülüp sabırsızlıkla beklediğini anlattı. Çimrin, "Atatürk'ün Antalya'ya geleceği haberi büyük sevince neden olmuş. Haber, dalga, dalga kentin en dip köşesine kadar yayılmış. Büyük konuk için Antalya halkı iki gün önceden karşılama hazırlıkları yapmış. Şimdiki Atatürk Evi, Atatürk'ün konaklaması için özenle hazırlanmış. Halk, Telgrafhane ile Hükümet Konağı (Bugünkü Cumhuriyet Meydanı) arasını doldurmuş, Atatürk, aracıyla geçerken yoğun alkış ve tezahürat yapılmış, sevgi ve saygı gösterisinde bulunmuş" dedi.
ÇİFTLİĞE BAYILMIŞ
Hüseyin Çimrin, çeşitli kaynaklara göre Atatürk'ün dinlendikten sonra, Antalya'nın en büyük çiftliği olarak bilinen 'Mursi Bey'in Çiftliği'ne davet edildiğini, 'Rüstemiye Vapuru' ile bugünkü Arapsuyu Mevkii'ne geldiğinin belirtildiğini de anlattı. Çiftlik sahibinin sahilden çiftliğe kadar halı döşediğinin de belgelerde yer aldığını ifade eden Çimrin, "Atatürk, çiftlikteki tarımsal çalışmaları yakından izlemiş. Çiftliği çok beğenip, Mursi Beyi kutlarken 'Benim çiftliğim bu kadar güzel değil' demiş. Atatürk, çiftlikte kendisine ikram edilen keçi peynirinin tadına doyamamış. Etrafındakilere, 'Adeta kekik kokuyor. Peynirden bir parça Ankara'ya da götürelim' demiş. Çiftlikte çalışanların tümünün Mısır'dan getirilen Arap işçiler olması da dikkatini çekmiş. Bir işçiyi yanına çağırıp adını sormuş. İşçi 'Adım Muhammed' demiş. Atatürk, 'Senin adın Mehmet çocuğum' demiş" diye konuştu.
HALK YOLLARDA
Hüseyin Çimrin, Atatürk'ün Antalya'yı ilk ziyaret tarihi olan 6 Mart 1930 sabahı, dönemin Antalya Valisi Sahip Örge'nin bir heyetle Burdur'a hareket ettiğini, Hafızbey (Dağ Bucağı) mevkii ile Pınarbaşı ve Beyaz Bina civarında halkın Atatürk'ü görebilmek için yollara dökülüp sabırsızlıkla beklediğini anlattı. Çimrin, "Atatürk'ün Antalya'ya geleceği haberi büyük sevince neden olmuş. Haber, dalga, dalga kentin en dip köşesine kadar yayılmış. Büyük konuk için Antalya halkı iki gün önceden karşılama hazırlıkları yapmış. Şimdiki Atatürk Evi, Atatürk'ün konaklaması için özenle hazırlanmış. Halk, Telgrafhane ile Hükümet Konağı (Bugünkü Cumhuriyet Meydanı) arasını doldurmuş, Atatürk, aracıyla geçerken yoğun alkış ve tezahürat yapılmış, sevgi ve saygı gösterisinde bulunmuş" dedi.
ÇİFTLİĞE BAYILMIŞ
Hüseyin Çimrin, çeşitli kaynaklara göre Atatürk'ün dinlendikten sonra, Antalya'nın en büyük çiftliği olarak bilinen 'Mursi Bey'in Çiftliği'ne davet edildiğini, 'Rüstemiye Vapuru' ile bugünkü Arapsuyu Mevkii'ne geldiğinin belirtildiğini de anlattı. Çiftlik sahibinin sahilden çiftliğe kadar halı döşediğinin de belgelerde yer aldığını ifade eden Çimrin, "Atatürk, çiftlikteki tarımsal çalışmaları yakından izlemiş. Çiftliği çok beğenip, Mursi Beyi kutlarken 'Benim çiftliğim bu kadar güzel değil' demiş. Atatürk, çiftlikte kendisine ikram edilen keçi peynirinin tadına doyamamış. Etrafındakilere, 'Adeta kekik kokuyor. Peynirden bir parça Ankara'ya da götürelim' demiş. Çiftlikte çalışanların tümünün Mısır'dan getirilen Arap işçiler olması da dikkatini çekmiş. Bir işçiyi yanına çağırıp adını sormuş. İşçi 'Adım Muhammed' demiş. Atatürk, 'Senin adın Mehmet çocuğum' demiş" diye konuştu.