Antalya Yaşam Hastanesi’nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hafize Çobanoğlu Güngör, kronik bir solunum yolu hastalığı olan astımın, dünya genelinde 300 milyon insanı etkilediğini ifade etti.Güngör, astımın korkulacak değil, kontrol altına alınacak bir hastalık olduğuna vurgu yaptı.
ASTIMIN ÇARESİ, DÜZENLİ TEDAVİ
Astımın görülme sıklığı gerek dünyada, gerekse ülkemizde her geçen gün giderek artıyor. Dünyada yaklaşık 300 milyon, Türkiye’de de 4-5 milyon astım hastası yaşıyor.Doğanın canlanıp çiçeklerin açtığı, polenlerin havada uçuştuğu mevsimler geçişlerde, alerjik hastalığı ve astımı olan kişilerin mutlaka tedavilerini düzenli devam ettirmeleri gerekiyor. Çünkü astım, bazı önlemler alınmadığı takdirde atağa dönüşerek büyük sıkıntılara yol açabiliyor.
SİNSİ HASTALIĞA KARŞI DİKKAT!
Antalya Yaşam Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hafize Çobanoğlu Güngör, polenden klimaya, parfüm ve deterjan kokusundan beslenmeye, inşaat yıkımları nedeniyle havaya karışan toz bulutları ve zararlı partiküllerden yemek pişirirken yayılan koku ve buhara dek astımı tetikleyen çok önemli faktörler olduğunu vurguladı.Güngör, astım hastalığında en iyi tedavinin hastalığa neden olan faktörlerin iyi belirlenmesi ve bunlardan korunma yollarının iyi bilinmesi olduğunu söyledi.
300 MİLYON ASTIM HASTASI VAR
Hastalığın, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesi sonucu daralmaya neden olan kronik bir akciğer hastalığı olduğunu aktaran Güngör, şu ifadelere yer verdi:
“Astım hastalığında, çeşitli tetikleyicilerden (sigara dumanı, tozlu ortam koşulları, hayvan tüyleri, hava kirliliği, polenler, alerjenler...) dolayı soluk borusu etrafındaki kaslar kasılır ve koruyucu özellikte bulunan mukus üretimi artar. Bu durum ise soluk borusunun daralmasına neden olur ve nefes almayı zorlaştırır. Dünyada yaklaşık 300 milyon kişinin etkilendiği hastalık, her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Astım hastalığının alerjik etkiler sonucunda ortaya çıkmasına ise alerjik astım denir. Alerjik astım özellikle bahar ve yaz aylarında sık görülmektedir.”
GEÇMEYEN ÖKSÜRÜĞÜ HAFİFE ALMAYIN
Astımın pek çok kronik hastalıktan farklı olarak, hastadan hastaya veya aynı hastada farklı zamanlarda farklı seyir gösterebildiğine dikkat çeken Güngör, astımın, tekrarlayan ve ataklar halinde gelenkuru ve krizler halinde olan öksürük, nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi vegöğüste baskı hissi gibi belirtilerle kendini gösterdiğini anlattı. Güngör, “Astım hastalığının gelişiminde kalıtımsal ve çevresel faktörler önemlidir. Hava kirliliğinin yüksek olduğu meslek grupları, ailede astım hastalığının bulunması, yoğun sigara dumanına maruz kalma ve çocuk yaşlarda yaşanan ağır solunum yolu hastalıkları astım hastalığının nedenleri arasında yer almaktadır” şeklinde konuştu.
CİNSİYET VE YAŞ AYRIMI DİNLEMİYOR
Astımın her yaşta başlayabildiğini söyleyen ve bu hastalıkta en önemli problemin, erken dönemde tanı konulamaması olduğunu aktaran Dr. Hafize Çobanoğlu, astım hastalığının, kişiden kişiye etkilerini farklı şekillerde gösterdiğini dile getirdi. Güngör, “Astım hastalığının tanısı koyulurken şikayetler ve belirtiler incelenir. Hastanın detaylı öyküsü burada çok önemlidir. Ne sıklıkla öksürük atakları olduğu, sigara kullanımı, ailede astım hastalığının varlığı, alerjik belirtiler ve mesleki durum sorgulanır. Daha sonrasında yapılan solunum testi, akciğer grafisi ve alerji testi ile tanı koyulur. Astım hastalığında erken tanı, tedavi süreci için çok önemlidir.
ASTIM TEDAVİSİNDE, İLAÇ KULLANIMI
Astım kontrolünde amacın, nöbetleri tedavi etmek değil, nöbetlerin oluşmasını önlemek olduğunu vurgulayan Dr. Güngör, “Astım tedavisi süreklilik gerektirmektedir, fakat doktor gözetiminde verilen ilaçların düzenli kullanımı sonucunda hastalık kontrol altında tutulabilir. Astım tedavisinde hastalığın türü ve ağırlık derecesi önemli bir yer tutmaktadır çünkü, semptomlara dayalı bir tedavi uygulanır. İlaç tedavisi dışında doktorun önereceği yaşam tarzı değişiklikleri de hastalığın kontrol altında tutulmasına fayda sağlayacaktır.
ASTIMI NELER TETİKLİYOR?
• Ailesel öykü,
• Enfeksiyonlar,
• Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi-özellikle soğuk hava-,nem oranının artması,
• Kokular, stres, bazı ilaçlar,
• Sigara içmek veya sigara içilen ortamlarda bulunmak,
• Bazı işyerlerinde solunan gazlar ve kimyasallar,
• Alerjik astım durumunda alerjenler ile karşılaşma (ev tozu akarları, küf mantarları, polenler-çiçek tozları, ağaç ve yabani ot polenleri, küf, hayvan tüyü) Alerjenler içinde en önemlisi ev tozu akarlarıdır. Türkiye’deki alerjik astımlıların yüzde 70’inde ev tozu akarı alerjisi bulunuyor.
Faruk ÇELİK
ASTIMIN ÇARESİ, DÜZENLİ TEDAVİ
Astımın görülme sıklığı gerek dünyada, gerekse ülkemizde her geçen gün giderek artıyor. Dünyada yaklaşık 300 milyon, Türkiye’de de 4-5 milyon astım hastası yaşıyor.Doğanın canlanıp çiçeklerin açtığı, polenlerin havada uçuştuğu mevsimler geçişlerde, alerjik hastalığı ve astımı olan kişilerin mutlaka tedavilerini düzenli devam ettirmeleri gerekiyor. Çünkü astım, bazı önlemler alınmadığı takdirde atağa dönüşerek büyük sıkıntılara yol açabiliyor.
SİNSİ HASTALIĞA KARŞI DİKKAT!
Antalya Yaşam Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hafize Çobanoğlu Güngör, polenden klimaya, parfüm ve deterjan kokusundan beslenmeye, inşaat yıkımları nedeniyle havaya karışan toz bulutları ve zararlı partiküllerden yemek pişirirken yayılan koku ve buhara dek astımı tetikleyen çok önemli faktörler olduğunu vurguladı.Güngör, astım hastalığında en iyi tedavinin hastalığa neden olan faktörlerin iyi belirlenmesi ve bunlardan korunma yollarının iyi bilinmesi olduğunu söyledi.
300 MİLYON ASTIM HASTASI VAR
Hastalığın, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesi sonucu daralmaya neden olan kronik bir akciğer hastalığı olduğunu aktaran Güngör, şu ifadelere yer verdi:
“Astım hastalığında, çeşitli tetikleyicilerden (sigara dumanı, tozlu ortam koşulları, hayvan tüyleri, hava kirliliği, polenler, alerjenler...) dolayı soluk borusu etrafındaki kaslar kasılır ve koruyucu özellikte bulunan mukus üretimi artar. Bu durum ise soluk borusunun daralmasına neden olur ve nefes almayı zorlaştırır. Dünyada yaklaşık 300 milyon kişinin etkilendiği hastalık, her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Astım hastalığının alerjik etkiler sonucunda ortaya çıkmasına ise alerjik astım denir. Alerjik astım özellikle bahar ve yaz aylarında sık görülmektedir.”
GEÇMEYEN ÖKSÜRÜĞÜ HAFİFE ALMAYIN
Astımın pek çok kronik hastalıktan farklı olarak, hastadan hastaya veya aynı hastada farklı zamanlarda farklı seyir gösterebildiğine dikkat çeken Güngör, astımın, tekrarlayan ve ataklar halinde gelenkuru ve krizler halinde olan öksürük, nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi vegöğüste baskı hissi gibi belirtilerle kendini gösterdiğini anlattı. Güngör, “Astım hastalığının gelişiminde kalıtımsal ve çevresel faktörler önemlidir. Hava kirliliğinin yüksek olduğu meslek grupları, ailede astım hastalığının bulunması, yoğun sigara dumanına maruz kalma ve çocuk yaşlarda yaşanan ağır solunum yolu hastalıkları astım hastalığının nedenleri arasında yer almaktadır” şeklinde konuştu.
CİNSİYET VE YAŞ AYRIMI DİNLEMİYOR
Astımın her yaşta başlayabildiğini söyleyen ve bu hastalıkta en önemli problemin, erken dönemde tanı konulamaması olduğunu aktaran Dr. Hafize Çobanoğlu, astım hastalığının, kişiden kişiye etkilerini farklı şekillerde gösterdiğini dile getirdi. Güngör, “Astım hastalığının tanısı koyulurken şikayetler ve belirtiler incelenir. Hastanın detaylı öyküsü burada çok önemlidir. Ne sıklıkla öksürük atakları olduğu, sigara kullanımı, ailede astım hastalığının varlığı, alerjik belirtiler ve mesleki durum sorgulanır. Daha sonrasında yapılan solunum testi, akciğer grafisi ve alerji testi ile tanı koyulur. Astım hastalığında erken tanı, tedavi süreci için çok önemlidir.
ASTIM TEDAVİSİNDE, İLAÇ KULLANIMI
Astım kontrolünde amacın, nöbetleri tedavi etmek değil, nöbetlerin oluşmasını önlemek olduğunu vurgulayan Dr. Güngör, “Astım tedavisi süreklilik gerektirmektedir, fakat doktor gözetiminde verilen ilaçların düzenli kullanımı sonucunda hastalık kontrol altında tutulabilir. Astım tedavisinde hastalığın türü ve ağırlık derecesi önemli bir yer tutmaktadır çünkü, semptomlara dayalı bir tedavi uygulanır. İlaç tedavisi dışında doktorun önereceği yaşam tarzı değişiklikleri de hastalığın kontrol altında tutulmasına fayda sağlayacaktır.
ASTIMI NELER TETİKLİYOR?
• Ailesel öykü,
• Enfeksiyonlar,
• Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi-özellikle soğuk hava-,nem oranının artması,
• Kokular, stres, bazı ilaçlar,
• Sigara içmek veya sigara içilen ortamlarda bulunmak,
• Bazı işyerlerinde solunan gazlar ve kimyasallar,
• Alerjik astım durumunda alerjenler ile karşılaşma (ev tozu akarları, küf mantarları, polenler-çiçek tozları, ağaç ve yabani ot polenleri, küf, hayvan tüyü) Alerjenler içinde en önemlisi ev tozu akarlarıdır. Türkiye’deki alerjik astımlıların yüzde 70’inde ev tozu akarı alerjisi bulunuyor.
Faruk ÇELİK