Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) Başkanı Akın Akıncı, 80'i aşkın ülkede toplumsal sağlığı tehdit eden ve trajik ölümlere yol açan koronavirüs vakalarının küresel ekonomiye etkilerini,İdlib'te ateşkes sağlanması ve Rusya konusunda7 maddelik öneri paketi hazırladıklarını bildirdi.
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ANSİAD) 2020 faaliyet yılı 5’inci Olağan Toplantısı, Akra Hotel’de Himmet Öcal başkanlığında gerçekleştirildi. ‘2020 Patara Yılı - Geçmişten Geleceğe’ konusunun konuşulduğu toplantıya, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantının konuğu olan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, bir sunum yaptı.Antik kente ilk kazmayı vuran ve kazı başkanı olarak Patara Antik Kenti’nin bilinirliğinin artmasına katkı koyan Işık, 2020 temasını Patara olarak belirlemesinin Patara için önemine temas etti.
PROFESÖR IŞIK’TAN PATARA VURGUSU
Patara'nın Türkiye'nin en önemli antik kentlerinden olduğunu belirten Prof. Dr. Havva İşkan Işık,1981'de Patara'ya geldiklerinde bataklıkla karşılaştıklarını, kazıya başladıkları ilk dönemlerde verilen bir traktörün bile kendilerini çok mutlu ettiğini hatırlattı. Işık, “Son yıllarda kazıları teknolojinin en son imkanlarını kullanarak yapıyoruz, kentin en önemli eserlerinden olan yol kılavuz anıtını da Antalya Müzesi'nde yapılan konservasyon çalışmalarının ardından ait olduğu antik kente döndüreceğiz. Patara Limanı dönemin Anadolu limanlarının en önemli limanlarından birisidir. Patara, antik dönemde Mısır'dan Atina'ya, Rodos'a kadar her coğrafyayla ilişki içinde olan bir kent. İmparator Neron'unprestij eseri deniz feneri, hamamları ve meclisiyle Patara mücevher gibi bir kent” diye konuştu.
EKONOMİDE KORONAVİRÜS ETKİSİ
Dünyayı etkileyen koronavirüsü, Türkiye-Rusya ilişkileri ve Suriye’deki gelişmelerin ekonomiye yansımalarıyla ilgili konuşan ANSİAD Başkanı Akın Akıncı ise, şu ifadeler yer verdi:
“Türkiye ekonomisi için önemi daha da artan turizm sektörünün bu durumdan nasıl etkileneceği hayati önem taşıyor. Koronavirüs sorununun büyümesi ihracatı, üretimi ve turizmi olumsuz etkileme potansiyeline sahip. Turizmin canlanacağı dönemlerde korona virüsün etkisinin devam etmesi durumunda Türkiye’nin bu olumsuz senaryo için mutlaka bir çözümü hazır tutması gerekiyor. Şubat ayında Almanya gibi pazarlarda yaz aylarına dönük rezervasyonlarda sert düşüşler başlamıştır. Virüsün etkilerinin uzaması yaz aylarına dönük talebi etkileyecektir. 2020 yılına damgasını vuracak olayın koronavirüsolduğunu söyleyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü (DTÖ) bunu bir salgın olarak tanımladı ancak koronavirüsün dünya ekonomisindeki etkisi bir salgının çok ötesine geçmiş durumda. Küresel ekonomik etkiye ilişkin olumlu senaryo virüs yayılmasının mart sonu veya nisan ayında durması, dünya ekonomisinde 3. çeyrekten itibaren toparlanma olmasıdır. Küresel ekonomik etkiye ilişkin olumsuz senaryo virüs yayılmasının ikinci çeyrekte devam etmesidir. Çin başta olmak üzere borçlanma düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde böyle bir durum ekonomide yavaşlama ötesinde, küresel mali istikrarı da bozabilecek potansiyel taşımaktadır”
TURİZMDE HESAPLAR DEĞİŞEBİLİR
“İdlib'de Türkiye'yi ABD'deki bir kanat dışında destekleyen ülke görünmemektedir. Dünya kamuoyunda Türkiye'nin radikal unsurları desteklemek üzere Suriye rejimi ile savaştığı algısı yerleşmektedir. Son aylarda Türkiye, dünya medyasında sürekli olarak deprem, savaş ve mültecilerle ilgili olarak olumsuz haberlerle anılmaktadır. Türkiye kamuoyunun ve iş dünyasının da bu çatışma halinin uzamasından tedirgin olduğu açıktır. İdlib’deki gerginliğin artmasıyla beraber başlayan risk algısındaki artışın döviz kuruna yansıması bu gerginliğin sürmesi durumunda neden olacağı tahribat hakkında önemli ipuçları vermişti. Sağlanan ateşkes ve ABD Merkez Bankası FED’in faiz indirimi döviz kurundaki yukarı yönlü baskıyı durdurmuş durumda. Bu kuşkusuz olumlu bir gelişme. Bunun dışında Rusya ile yaşanacak gerginliğin başta turizm ve taahhüt sektörü olmak üzere Türkiye ekonomisindeki kilit sektörlerde yapacağı olumsuz etkinin de önüne geçilmiş oldu. Çatışma süreci sona erse bile siyasi ilişkilerin zayıflaması durumunda 2015 yılındaki gibi olmasa bile turizm sektörü etkilenecektir.”
ANSİAD’TAN7 MADDELİK ÖNERİ
Dünyayı etkileyen koranavirüsü, Türkiye-Rusya ilişkileri ve Suriye'deki gelişmelerin ekonomik yansımalarına ilişkin 7 maddelik önerilerini dile getiren Başkan Akıncı,şöyle konuştu:
1-Koronavirüsün yayılma riskine karşı özellikle kitlesel alanlarda önlemlerin artırılması gereklidir.
2-Çin'den gelen girdilere bağımlı sektörler için alternatif tedarik imkanları planlanmalıdır.
3-Yerli girdi üretimini artırmaya, ihracat pazarlarını güçlendirmeye önem verilmelidir.
4-TL'ye güven artırıcı politika duruşu ve söylemi güçlendirilmeli, hammadde fiyatlarından gelecek enflasyonist etki dikkate alınmalıdır.
5-İdlib sorunu, komşu ülkelerle ilişkilerin bozulmasına neden olmaktan çıkarılmalı, Rusya, İran ve Suriye ile kalıcı bir çözüm için anlaşma sağlanmalıdır. Anlaşma Suriyeli mültecilerin haklarını ve geleceğini de garanti altına almalıdır.
6-Mülteci sorunuyla ilgili olarak Türkiye'nin mülteci yükü dünyaya ve özellikle Avrupa kamuoyuna daha iyi anlatılmalı, Yunanistan sınırında oluşacak can kayıplarından ülkemizin de sorumlu tutulacağı dikkate alınmalıdır.
7-Bu aşamada girişilebilecek yapısal reformlar ekonomi dışı olanlardır. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, eğitimde bilimsel temele geçiş, yurtta ve dünyada barış ilkesine dönüş gibi adımlar Türkiye’deki riskleri düşürmenin ve dünyada Türkiye aleyhine oluşmuş bulunan risk algısını düzelmenin tek yoludur. Bu aşamada ekonomik reformlara girişmek çok anlamlı görünmüyor.”
Faruk ÇELİK, Özge GÜRÜN
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ANSİAD) 2020 faaliyet yılı 5’inci Olağan Toplantısı, Akra Hotel’de Himmet Öcal başkanlığında gerçekleştirildi. ‘2020 Patara Yılı - Geçmişten Geleceğe’ konusunun konuşulduğu toplantıya, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantının konuğu olan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, bir sunum yaptı.Antik kente ilk kazmayı vuran ve kazı başkanı olarak Patara Antik Kenti’nin bilinirliğinin artmasına katkı koyan Işık, 2020 temasını Patara olarak belirlemesinin Patara için önemine temas etti.
PROFESÖR IŞIK’TAN PATARA VURGUSU
Patara'nın Türkiye'nin en önemli antik kentlerinden olduğunu belirten Prof. Dr. Havva İşkan Işık,1981'de Patara'ya geldiklerinde bataklıkla karşılaştıklarını, kazıya başladıkları ilk dönemlerde verilen bir traktörün bile kendilerini çok mutlu ettiğini hatırlattı. Işık, “Son yıllarda kazıları teknolojinin en son imkanlarını kullanarak yapıyoruz, kentin en önemli eserlerinden olan yol kılavuz anıtını da Antalya Müzesi'nde yapılan konservasyon çalışmalarının ardından ait olduğu antik kente döndüreceğiz. Patara Limanı dönemin Anadolu limanlarının en önemli limanlarından birisidir. Patara, antik dönemde Mısır'dan Atina'ya, Rodos'a kadar her coğrafyayla ilişki içinde olan bir kent. İmparator Neron'unprestij eseri deniz feneri, hamamları ve meclisiyle Patara mücevher gibi bir kent” diye konuştu.
EKONOMİDE KORONAVİRÜS ETKİSİ
Dünyayı etkileyen koronavirüsü, Türkiye-Rusya ilişkileri ve Suriye’deki gelişmelerin ekonomiye yansımalarıyla ilgili konuşan ANSİAD Başkanı Akın Akıncı ise, şu ifadeler yer verdi:
“Türkiye ekonomisi için önemi daha da artan turizm sektörünün bu durumdan nasıl etkileneceği hayati önem taşıyor. Koronavirüs sorununun büyümesi ihracatı, üretimi ve turizmi olumsuz etkileme potansiyeline sahip. Turizmin canlanacağı dönemlerde korona virüsün etkisinin devam etmesi durumunda Türkiye’nin bu olumsuz senaryo için mutlaka bir çözümü hazır tutması gerekiyor. Şubat ayında Almanya gibi pazarlarda yaz aylarına dönük rezervasyonlarda sert düşüşler başlamıştır. Virüsün etkilerinin uzaması yaz aylarına dönük talebi etkileyecektir. 2020 yılına damgasını vuracak olayın koronavirüsolduğunu söyleyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü (DTÖ) bunu bir salgın olarak tanımladı ancak koronavirüsün dünya ekonomisindeki etkisi bir salgının çok ötesine geçmiş durumda. Küresel ekonomik etkiye ilişkin olumlu senaryo virüs yayılmasının mart sonu veya nisan ayında durması, dünya ekonomisinde 3. çeyrekten itibaren toparlanma olmasıdır. Küresel ekonomik etkiye ilişkin olumsuz senaryo virüs yayılmasının ikinci çeyrekte devam etmesidir. Çin başta olmak üzere borçlanma düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde böyle bir durum ekonomide yavaşlama ötesinde, küresel mali istikrarı da bozabilecek potansiyel taşımaktadır”
TURİZMDE HESAPLAR DEĞİŞEBİLİR
“İdlib'de Türkiye'yi ABD'deki bir kanat dışında destekleyen ülke görünmemektedir. Dünya kamuoyunda Türkiye'nin radikal unsurları desteklemek üzere Suriye rejimi ile savaştığı algısı yerleşmektedir. Son aylarda Türkiye, dünya medyasında sürekli olarak deprem, savaş ve mültecilerle ilgili olarak olumsuz haberlerle anılmaktadır. Türkiye kamuoyunun ve iş dünyasının da bu çatışma halinin uzamasından tedirgin olduğu açıktır. İdlib’deki gerginliğin artmasıyla beraber başlayan risk algısındaki artışın döviz kuruna yansıması bu gerginliğin sürmesi durumunda neden olacağı tahribat hakkında önemli ipuçları vermişti. Sağlanan ateşkes ve ABD Merkez Bankası FED’in faiz indirimi döviz kurundaki yukarı yönlü baskıyı durdurmuş durumda. Bu kuşkusuz olumlu bir gelişme. Bunun dışında Rusya ile yaşanacak gerginliğin başta turizm ve taahhüt sektörü olmak üzere Türkiye ekonomisindeki kilit sektörlerde yapacağı olumsuz etkinin de önüne geçilmiş oldu. Çatışma süreci sona erse bile siyasi ilişkilerin zayıflaması durumunda 2015 yılındaki gibi olmasa bile turizm sektörü etkilenecektir.”
ANSİAD’TAN7 MADDELİK ÖNERİ
Dünyayı etkileyen koranavirüsü, Türkiye-Rusya ilişkileri ve Suriye'deki gelişmelerin ekonomik yansımalarına ilişkin 7 maddelik önerilerini dile getiren Başkan Akıncı,şöyle konuştu:
1-Koronavirüsün yayılma riskine karşı özellikle kitlesel alanlarda önlemlerin artırılması gereklidir.
2-Çin'den gelen girdilere bağımlı sektörler için alternatif tedarik imkanları planlanmalıdır.
3-Yerli girdi üretimini artırmaya, ihracat pazarlarını güçlendirmeye önem verilmelidir.
4-TL'ye güven artırıcı politika duruşu ve söylemi güçlendirilmeli, hammadde fiyatlarından gelecek enflasyonist etki dikkate alınmalıdır.
5-İdlib sorunu, komşu ülkelerle ilişkilerin bozulmasına neden olmaktan çıkarılmalı, Rusya, İran ve Suriye ile kalıcı bir çözüm için anlaşma sağlanmalıdır. Anlaşma Suriyeli mültecilerin haklarını ve geleceğini de garanti altına almalıdır.
6-Mülteci sorunuyla ilgili olarak Türkiye'nin mülteci yükü dünyaya ve özellikle Avrupa kamuoyuna daha iyi anlatılmalı, Yunanistan sınırında oluşacak can kayıplarından ülkemizin de sorumlu tutulacağı dikkate alınmalıdır.
7-Bu aşamada girişilebilecek yapısal reformlar ekonomi dışı olanlardır. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, eğitimde bilimsel temele geçiş, yurtta ve dünyada barış ilkesine dönüş gibi adımlar Türkiye’deki riskleri düşürmenin ve dünyada Türkiye aleyhine oluşmuş bulunan risk algısını düzelmenin tek yoludur. Bu aşamada ekonomik reformlara girişmek çok anlamlı görünmüyor.”
Faruk ÇELİK, Özge GÜRÜN