51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, muhteşem bir kapanış töreniyle sona erdi. EXPO Center’da gerçekleşen törende ödüller de sahiplerini buldu. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığında ve Elif Dağdeviren’in direktörlüğünde gerçekleştirilen, 10 Ekim’den bu yana Türkiye’den ve dünyadan en yeni ve başarılı örnekleri sinemaseverlerle buluşturan festivalin kapanış töreninde ödüller sahiplerini buldu. Festivalin En İyi Film’i, Kutluğ Ataman imzalı “Kuzu”, 5 ödülle geceye damgasını vurdu. Onur Ünlü imzalı “İtirazım Var” En İyi Senaryo ve En İyi Yönetmen ödüllerinin sahibi olurken, Serkan Keskin’in, Feyyaz Duman’la paylaştığı En İyi Erkek Oyuncu ödülüne de ortak oldu.
Zorluklara rağmen
Kırmızı Halı geçişiyle başlayan gecede, festivalin sürpriz konuğu ise aksiyon filmlerinin unutulmaz oyuncusu, dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Jean Claude Van Damme oldu. Van Damme, kırmızı halı geçişinde basın mensuplarıyla özçekim pozu vererek, Antalya’yı ve Türkiye’yi çok sevdiğini belirtti. Korhan Abay’ın sunduğu gece, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Menderes Türel’in konuşmasıyla başladı. Başkan Türel, “51. Altın Portakal’ın dar zamanda ve çeşitli zorluklara rağmen burada olmasından gurur duyuyor, bütün yapımcı, sinemacı ve emekçileri tebrik ediyorum” dedi.
‘Bence şimdiden ev alın’
Birkaç yıl içinde Antalya’yı sinema endüstrisinin ve film yapımının merkezi haline getireceklerini duyuran Türel, “Festival sarayımızla, platolarımızla, kostüm bankalarımızla bundan sonra sinemacıları, sadece festival için değil, film yapmak için de Antalya’ya davet edeceğiz. Bence şimdiden buradan bir ev alın” diye konuştu. Türel, konuşmasında Türkiye’de artan hoşgörüsüzlüklerin ve ön yargıların hiç beklenmeyen anlarda bile iletişim sorunlarına sebep olabildiğine de dikkat çekti. “Mahallelerimizi maalesef birbirimize kapatıyoruz, birbirimize el değil, dil uzatıyoruz” diyen Türel, hoşgörü çağrısında bulundu.
Sinemanın dili öfke olmamalı
Sinemanın eleştiri dilinin sevgiye, barışa, özgürlüğe ve hoşgörüye açılan gönül kapısı olması gerektiğini anlatan Türel, Türkiye’de medya ve siyasetin dilinin yaklaşık 40 yıldır, keskin bir kılıca dönüştüğünü savundu. Türel şöyle konuştu: “Salonlarda kılıç gibi kullanılan dil, mermi gibi kullanılan sözler, sokakta gerçek mermiye dönüşüyor. Siyaset bu noktaya kendiliğinden değil, demokrasimizin zayıflığından, darbelerden dolayı bu hale geldi. Bugün sevgi ve barış diline yani sanatın diline ihtiyacımız var. Eğer sanat keskin bir dille konuşursa bu sevgi kalesi de düşer. Sinemada filme işlenmiş ideolojiler olabilir ama sanatın dili öfke dili olmamalı. 1970’lerde bazı şehirlerimizde Pir Sultan filmiyle çıkarılan olayları unutmayalım. Bölünmeye, ayrışmaya, ötekileştirmeye izin vermeyelim.”
Doğum günü hediyesi
Türel, konuşmasının ardından Hollywood yıldızı Jean Claude Van Damme’a, özel bir ödül takdim etti. Aynı zamanda doğum günü olan ünlü oyuncu, “İlk defa Antalya’dayım. Daha önce İstanbul’a gelmiştim. Sınav filminde oynamıştım. Sizler olmasaydınız, ben olmazdım. Size çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. Festival Direktörü Elif Dağdeviren ise Türk sinemasının 100. yılında halkoylarıyla En İyi Film seçilen “Susuz Yaz” filminin başrol oyuncusu ve bu yılki afişin yüzü olan Hülya Koçyiğit’e, çerçevelenmiş bir festival afişi takdim etti. Dağdeviren, “Festivale bir figür ararken, Susuz Yaz’ın muhteşem sahnesiyle karşılaştık. O sahnedeki güzel ve şimdi daha da güzel olan kadını aradık. O da sinemamız için, festivalimiz için ne gerekiyorsa yaparım dedi” diyerek Koçyiğit’i sahneye çağırdı.
Biz sustuk, filmler konuşsun
Koçyiğit de şöyle konuştu: “Türk sinemasının 100. yılında 100 yılın en unutulmayan filmi Susuz Yaz’da rol almış olmak paha biçilmez bir değer. Gönül dilerdi ki, bu filmde emeği geçen herkes bu anın onurunu, gururunu yaşayabilsin. Ben bu filmin simgesi olmuşum, onlar adına da bu anın onurunu yaşıyorum. Bugün artık filmlerimiz, festivallerde büyük başarılar kazanıyor. Yeni sinemamızla iftihar ediyorum. Aynı saygı ve sevgiyi Yeşilçam için de bekliyorum.” Usta oyuncuya hediyesini takdim ettikten sonra tekrar açıklama yağan Dağdeviren,“Seyirciden gelen tepkiler o kadar müthiş ki her uykusuz geceye, her mücadeleye değdi. Festival boyunca sustuk ki filmler konuşsun, şimdi de susuyorum ki festival konuşsun” sözlerine yer verdi.
Ödüller dağıtıldı
Gecede İran Yeni Dalga sinemasının usta ismi Abbas Kiraostami’ye Yaşam Boyu Onur ödülünü, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Menderes Türel verdi. Kiarsotami “Burada olmaktan onur duyuyorum. Buradaki insanlar ve festival için en iyi duygularımı paylaşıyorum” diyerek teşekkür etti. En İyi Film Ödülü’nü usta yönetmen Abbas Kiarostami’nin elinden alan Kutluğ Ataman; “Sanatçının kendi ülkesinde değer görmesi büyük hediye. Bu hediyeyi bana verdiğiniz için çok teşekkür ederim” diye konuştu. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Nesrin Cavadzade, ödülünü alırken annesine seslenerek “Kuzun olarak sana adıyorum” derken, En İyi Müzik Ödülü’nün sahibi de Başar Ünder oldu, ödülünü 10 gün önce vefat eden babası adına aldı.
Ödülü hayal edemiyordu
Gecede Dr. Avni Tolunay Özel Ödülü’ne layık görülen “Oflu Hocayı Aramak” filminin yönetmeni, ödülü aldıktan sonra şöyle konuştu: “Oflu Hocayı Aramak, çok sert, çok politik bir mizah. Bu festivalde bu filme yer veren kişilere teşekkür ederim. Ben böyle bir filmin, böyle bir duruşun festivalde yer alacağını hay
Zorluklara rağmen
Kırmızı Halı geçişiyle başlayan gecede, festivalin sürpriz konuğu ise aksiyon filmlerinin unutulmaz oyuncusu, dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Jean Claude Van Damme oldu. Van Damme, kırmızı halı geçişinde basın mensuplarıyla özçekim pozu vererek, Antalya’yı ve Türkiye’yi çok sevdiğini belirtti. Korhan Abay’ın sunduğu gece, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Menderes Türel’in konuşmasıyla başladı. Başkan Türel, “51. Altın Portakal’ın dar zamanda ve çeşitli zorluklara rağmen burada olmasından gurur duyuyor, bütün yapımcı, sinemacı ve emekçileri tebrik ediyorum” dedi.
‘Bence şimdiden ev alın’
Birkaç yıl içinde Antalya’yı sinema endüstrisinin ve film yapımının merkezi haline getireceklerini duyuran Türel, “Festival sarayımızla, platolarımızla, kostüm bankalarımızla bundan sonra sinemacıları, sadece festival için değil, film yapmak için de Antalya’ya davet edeceğiz. Bence şimdiden buradan bir ev alın” diye konuştu. Türel, konuşmasında Türkiye’de artan hoşgörüsüzlüklerin ve ön yargıların hiç beklenmeyen anlarda bile iletişim sorunlarına sebep olabildiğine de dikkat çekti. “Mahallelerimizi maalesef birbirimize kapatıyoruz, birbirimize el değil, dil uzatıyoruz” diyen Türel, hoşgörü çağrısında bulundu.
Sinemanın dili öfke olmamalı
Sinemanın eleştiri dilinin sevgiye, barışa, özgürlüğe ve hoşgörüye açılan gönül kapısı olması gerektiğini anlatan Türel, Türkiye’de medya ve siyasetin dilinin yaklaşık 40 yıldır, keskin bir kılıca dönüştüğünü savundu. Türel şöyle konuştu: “Salonlarda kılıç gibi kullanılan dil, mermi gibi kullanılan sözler, sokakta gerçek mermiye dönüşüyor. Siyaset bu noktaya kendiliğinden değil, demokrasimizin zayıflığından, darbelerden dolayı bu hale geldi. Bugün sevgi ve barış diline yani sanatın diline ihtiyacımız var. Eğer sanat keskin bir dille konuşursa bu sevgi kalesi de düşer. Sinemada filme işlenmiş ideolojiler olabilir ama sanatın dili öfke dili olmamalı. 1970’lerde bazı şehirlerimizde Pir Sultan filmiyle çıkarılan olayları unutmayalım. Bölünmeye, ayrışmaya, ötekileştirmeye izin vermeyelim.”
Doğum günü hediyesi
Türel, konuşmasının ardından Hollywood yıldızı Jean Claude Van Damme’a, özel bir ödül takdim etti. Aynı zamanda doğum günü olan ünlü oyuncu, “İlk defa Antalya’dayım. Daha önce İstanbul’a gelmiştim. Sınav filminde oynamıştım. Sizler olmasaydınız, ben olmazdım. Size çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. Festival Direktörü Elif Dağdeviren ise Türk sinemasının 100. yılında halkoylarıyla En İyi Film seçilen “Susuz Yaz” filminin başrol oyuncusu ve bu yılki afişin yüzü olan Hülya Koçyiğit’e, çerçevelenmiş bir festival afişi takdim etti. Dağdeviren, “Festivale bir figür ararken, Susuz Yaz’ın muhteşem sahnesiyle karşılaştık. O sahnedeki güzel ve şimdi daha da güzel olan kadını aradık. O da sinemamız için, festivalimiz için ne gerekiyorsa yaparım dedi” diyerek Koçyiğit’i sahneye çağırdı.
Biz sustuk, filmler konuşsun
Koçyiğit de şöyle konuştu: “Türk sinemasının 100. yılında 100 yılın en unutulmayan filmi Susuz Yaz’da rol almış olmak paha biçilmez bir değer. Gönül dilerdi ki, bu filmde emeği geçen herkes bu anın onurunu, gururunu yaşayabilsin. Ben bu filmin simgesi olmuşum, onlar adına da bu anın onurunu yaşıyorum. Bugün artık filmlerimiz, festivallerde büyük başarılar kazanıyor. Yeni sinemamızla iftihar ediyorum. Aynı saygı ve sevgiyi Yeşilçam için de bekliyorum.” Usta oyuncuya hediyesini takdim ettikten sonra tekrar açıklama yağan Dağdeviren,“Seyirciden gelen tepkiler o kadar müthiş ki her uykusuz geceye, her mücadeleye değdi. Festival boyunca sustuk ki filmler konuşsun, şimdi de susuyorum ki festival konuşsun” sözlerine yer verdi.
Ödüller dağıtıldı
Gecede İran Yeni Dalga sinemasının usta ismi Abbas Kiraostami’ye Yaşam Boyu Onur ödülünü, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Menderes Türel verdi. Kiarsotami “Burada olmaktan onur duyuyorum. Buradaki insanlar ve festival için en iyi duygularımı paylaşıyorum” diyerek teşekkür etti. En İyi Film Ödülü’nü usta yönetmen Abbas Kiarostami’nin elinden alan Kutluğ Ataman; “Sanatçının kendi ülkesinde değer görmesi büyük hediye. Bu hediyeyi bana verdiğiniz için çok teşekkür ederim” diye konuştu. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Nesrin Cavadzade, ödülünü alırken annesine seslenerek “Kuzun olarak sana adıyorum” derken, En İyi Müzik Ödülü’nün sahibi de Başar Ünder oldu, ödülünü 10 gün önce vefat eden babası adına aldı.
Ödülü hayal edemiyordu
Gecede Dr. Avni Tolunay Özel Ödülü’ne layık görülen “Oflu Hocayı Aramak” filminin yönetmeni, ödülü aldıktan sonra şöyle konuştu: “Oflu Hocayı Aramak, çok sert, çok politik bir mizah. Bu festivalde bu filme yer veren kişilere teşekkür ederim. Ben böyle bir filmin, böyle bir duruşun festivalde yer alacağını hay