Antalya’da her ikisi de 50 yaşındaki Yasemin ve Alparslan Arslan çifti ile kızları Dilara (20), aynı fakültede okuyor. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi öğrencisi olan Arslan ailesi, arkadaşları ve hocalarının takdirini topluyor.
AÜ İlahiyat Fakültesi’nin ikinci sınıf öğrencileri arasındaki Yasemin Arslan ile kızı Dilara aynı sırayı paylaşırken, baba Alparslan Arslan ise aynı fakültede yüksek lisans yapıyor. Anne Arslan, kendisinden 30 yaş küçük sınıf arkadaşlarının 'Yasemin annesi' olmaktan büyük mutluluk duyarken, kızı Dilara ise düzgün ders notları tutan annesinden hazır notları almaktan memnun. Antalya’nın Serik ilçesinden her gün 100 kilometre yol yaparak eşini ve kızını okula getirip götürürken yüksek lisans yapmaya karar veren Alparslan Arslan ise öğrenciliğin aile hayatlarına renk kattığını söylüyor.
'İÇİMDE HEP UKDE KALMIŞTI'
Yaklaşık 30 yıl aradan sonra yeniden öğrenciliğe dönüş hikayesini "İçimde hep ukde kalmıştı" sözleriyle anlatan Yasemin Arslan, üniversite eğitimini çok istemesine rağmen liseyi bitirdiği dönem başörtüsü yasağıyla karşılaştığını söyledi. Yasemin Arslan, "Başörtüsü yasağının en yoğun dönemleriydi. Okumak istiyordum, ama o şartlarda mümkün değildi" dedi. Evlilik, çocuklar ve iş hayatı nedeniyle çok istediği üniversite eğitiminin ertelediğini anlatan Arslan, öğrenciliğe dönüşünün ise kızı Dilara’nın üniversite sınavına girmek istememesiyle başladığını söyledi.
'ANNEM İYİ NOT TUTAR'
Annesi Yasemin Arslan ile aynı sınıfta olmanın farklı ve güzel bir duygu olduğunu belirten Dilara Arslan da, "Annemle aynı sınıfta okuduğum için çok mutluyum" dedi. Annesiyle çok iyi anlaştığını, sorun yaşamadığını söyleyen Dilara, "Annem çok kafa dengidir. Ayrıca derslerde çok iyi not tutar. Ben de annemin tuttuğu notlardan ders çalışıyorum. Bana çok yardımı oluyor" şeklinde konuştu. Pek çok insana değişik gelen bu durumun kendisi için mutluluk olduğunu sözlerine ekleyen Dilara, anne ve babasıyla aynı fakültede okumanın özel bir durum olduğunu belirtti.
PİŞGİN: ÇOK ŞAŞIRDIM
İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yasin Pişgin ise anne ve kızının aynı sınıfta öğrenci olduklarını öğrendiğinde çok şaşırdığını belirtti. Doç. Dr. Pişgin, "Bunu bir sınav vesilesiyle öğrenmiştim. Dilara sınav öncesinde bana gelip ‘Hocam annem bugün gelemeyecek’ dedi. Dedim ki, ‘Annenle bizim dersimizin ne ilişkisi var?’ Dilara da ‘Hocam biz annemle aynı sınıftayız’ dedi. O an gerçekten çok şaşırdım" diye konuştu.Anne ve kızı arasında 30 yaş olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Pişgin, “Bu azim için güzel bir örnek" dedi.
ÇOK MUTLUYUZ
Eşi ve kızının aynı sınıfta öğrenci olduğu İlahiyat Fakültesi’nde yüksek lisans yapan Alparslan Arslan ise 1991 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduğunu belirtti. 25 yıldır ticaretle uğraştığını anlatan Alparslan Arslan, “Dilara ilk yıl üniversite sınavına girmek istemedi, çünkü o dönem hafızlık yapıyordu. Annesi Dilara’ya birlikte üniversite sınavına girmeyi teklif etti. Girdiler ve ikisi de kazandı. Ben de eşimi ve kızımı her gün 10 kilometre yol yaparak Serik’ten Antalya’ya getirip götürüyorum. Her gün okulda olunca ben de yüksek lisans yapmaya niyetlendim ve başladım. Şimdi hepimiz talebe olduk. Bu apayrı bir duygu. Hayatımıza renk kattı. Aile ortamımızda sohbet ederken hep ders konuşuyoruz. Çok mutluyuz." dedi.
DHA
AÜ İlahiyat Fakültesi’nin ikinci sınıf öğrencileri arasındaki Yasemin Arslan ile kızı Dilara aynı sırayı paylaşırken, baba Alparslan Arslan ise aynı fakültede yüksek lisans yapıyor. Anne Arslan, kendisinden 30 yaş küçük sınıf arkadaşlarının 'Yasemin annesi' olmaktan büyük mutluluk duyarken, kızı Dilara ise düzgün ders notları tutan annesinden hazır notları almaktan memnun. Antalya’nın Serik ilçesinden her gün 100 kilometre yol yaparak eşini ve kızını okula getirip götürürken yüksek lisans yapmaya karar veren Alparslan Arslan ise öğrenciliğin aile hayatlarına renk kattığını söylüyor.
'İÇİMDE HEP UKDE KALMIŞTI'
Yaklaşık 30 yıl aradan sonra yeniden öğrenciliğe dönüş hikayesini "İçimde hep ukde kalmıştı" sözleriyle anlatan Yasemin Arslan, üniversite eğitimini çok istemesine rağmen liseyi bitirdiği dönem başörtüsü yasağıyla karşılaştığını söyledi. Yasemin Arslan, "Başörtüsü yasağının en yoğun dönemleriydi. Okumak istiyordum, ama o şartlarda mümkün değildi" dedi. Evlilik, çocuklar ve iş hayatı nedeniyle çok istediği üniversite eğitiminin ertelediğini anlatan Arslan, öğrenciliğe dönüşünün ise kızı Dilara’nın üniversite sınavına girmek istememesiyle başladığını söyledi.
'ANNEM İYİ NOT TUTAR'
Annesi Yasemin Arslan ile aynı sınıfta olmanın farklı ve güzel bir duygu olduğunu belirten Dilara Arslan da, "Annemle aynı sınıfta okuduğum için çok mutluyum" dedi. Annesiyle çok iyi anlaştığını, sorun yaşamadığını söyleyen Dilara, "Annem çok kafa dengidir. Ayrıca derslerde çok iyi not tutar. Ben de annemin tuttuğu notlardan ders çalışıyorum. Bana çok yardımı oluyor" şeklinde konuştu. Pek çok insana değişik gelen bu durumun kendisi için mutluluk olduğunu sözlerine ekleyen Dilara, anne ve babasıyla aynı fakültede okumanın özel bir durum olduğunu belirtti.
PİŞGİN: ÇOK ŞAŞIRDIM
İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yasin Pişgin ise anne ve kızının aynı sınıfta öğrenci olduklarını öğrendiğinde çok şaşırdığını belirtti. Doç. Dr. Pişgin, "Bunu bir sınav vesilesiyle öğrenmiştim. Dilara sınav öncesinde bana gelip ‘Hocam annem bugün gelemeyecek’ dedi. Dedim ki, ‘Annenle bizim dersimizin ne ilişkisi var?’ Dilara da ‘Hocam biz annemle aynı sınıftayız’ dedi. O an gerçekten çok şaşırdım" diye konuştu.Anne ve kızı arasında 30 yaş olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Pişgin, “Bu azim için güzel bir örnek" dedi.
ÇOK MUTLUYUZ
Eşi ve kızının aynı sınıfta öğrenci olduğu İlahiyat Fakültesi’nde yüksek lisans yapan Alparslan Arslan ise 1991 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduğunu belirtti. 25 yıldır ticaretle uğraştığını anlatan Alparslan Arslan, “Dilara ilk yıl üniversite sınavına girmek istemedi, çünkü o dönem hafızlık yapıyordu. Annesi Dilara’ya birlikte üniversite sınavına girmeyi teklif etti. Girdiler ve ikisi de kazandı. Ben de eşimi ve kızımı her gün 10 kilometre yol yaparak Serik’ten Antalya’ya getirip götürüyorum. Her gün okulda olunca ben de yüksek lisans yapmaya niyetlendim ve başladım. Şimdi hepimiz talebe olduk. Bu apayrı bir duygu. Hayatımıza renk kattı. Aile ortamımızda sohbet ederken hep ders konuşuyoruz. Çok mutluyuz." dedi.
DHA