Antalya’nın Serik İlçesi Belek Turizm Merkezinde devam eden Dermotoloji Kongresinde Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, cilt tümörlerinin en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi. Yalçın, halk arasında en çok akciğer, meme, prostat ve kalın bağırsak kanserinin bilindiğini, ancak cilt kanserlerinin en sık görülen kanser olduğunu kaydetti. Cilt kanserlerinin nispeten iyi huylu kanserler olduğunu belirten Yalçın, “Çünkü cilt kanserleri yüzümüzde, vücudumuzda ortaya çıktıkları zaman çok rahatlıkla tanınabilen kanserlerdir. Şişlik şeklinde, yara şeklinde çıkabilirler” dedi.
CİLT KANSERİ TÜRLERİ
3 türlü cilt kanseri olduğunu, bunların bazal hücreli kanserler olduğunu söyleyen Yalçın, “Bunlar asıl doğrudan uzun süreli yaşlanma ile birlikte ortaya çıkabilen kanserlerdir. Bunlar normalde yavaş seyreden ve iyi huylu kanserlerdir. Fakat çok ağır seyrettiği durumlarda bu ilaç tedavisinin çok faydalı olduğunu görüyoruz. Bunun dışında yassı hücreli kanserler var ki, o kanserlerde yine doğrudan cilt güneş ışınlarına maruziyetten ortaya çıkabiliyor. Bunlar daha saldırgan seyrediyor. Ama en saldırganı malimenom dediğimiz kanserdir. Özellikle aşırı güneş yanıklarında ortaya çıkan bu kanserlerde çok saldırgan seyretmekte ama tüm kanserlerde yüzde azını oluşturmaktadır bu kanserler. Bu kanserlerde var olan tedavilerle kontrolü mümkün hale geldi. Özellikle iminoterapi dediğimiz bağışıklık sisteminde bu tümöre karşı harekete geçiren yeni işlevin ortaya çıkması ile birlikte hem malimenom’da hemde bazal hücreli kanserlerde devrim niteliğinde gelişmeler ortaya çıktı. Bu iki tedavide iki hastalık da bizim klasik kemoterapi ajanlarına duyarsızdı. Ama yeni biyolojik ajanlar bu iki hastalığında nispeten kontrol hale gelmesi ve bazı hastalarda özellikle çok yüksek oranda başarı sağlamayı mümkün kıldı.”
İHA
CİLT KANSERİ TÜRLERİ
3 türlü cilt kanseri olduğunu, bunların bazal hücreli kanserler olduğunu söyleyen Yalçın, “Bunlar asıl doğrudan uzun süreli yaşlanma ile birlikte ortaya çıkabilen kanserlerdir. Bunlar normalde yavaş seyreden ve iyi huylu kanserlerdir. Fakat çok ağır seyrettiği durumlarda bu ilaç tedavisinin çok faydalı olduğunu görüyoruz. Bunun dışında yassı hücreli kanserler var ki, o kanserlerde yine doğrudan cilt güneş ışınlarına maruziyetten ortaya çıkabiliyor. Bunlar daha saldırgan seyrediyor. Ama en saldırganı malimenom dediğimiz kanserdir. Özellikle aşırı güneş yanıklarında ortaya çıkan bu kanserlerde çok saldırgan seyretmekte ama tüm kanserlerde yüzde azını oluşturmaktadır bu kanserler. Bu kanserlerde var olan tedavilerle kontrolü mümkün hale geldi. Özellikle iminoterapi dediğimiz bağışıklık sisteminde bu tümöre karşı harekete geçiren yeni işlevin ortaya çıkması ile birlikte hem malimenom’da hemde bazal hücreli kanserlerde devrim niteliğinde gelişmeler ortaya çıktı. Bu iki tedavide iki hastalık da bizim klasik kemoterapi ajanlarına duyarsızdı. Ama yeni biyolojik ajanlar bu iki hastalığında nispeten kontrol hale gelmesi ve bazı hastalarda özellikle çok yüksek oranda başarı sağlamayı mümkün kıldı.”
İHA