Hz. Üstad’ın dediği gibi kadere itiraz eden başını örse vurur.(Keza) başına gelene sabretmeyip sızlanma yoluna giren kimse kırık kolla kavga eden kimseye benzer. Aklı başında olan insan, kırık kolla insan kavgaya girişir mi? Veya o vaziyette kavgaya devam eder mi? Devam etmemesi akıllı olmanın ve kendini koruyup kollamanın gereği olduğuna göre, musibetler karşısında sabırsızlık göstermekte aynı derecede bir akılsızlık göstergesi olduğuna göre her hal’ü karda sabır yolunu tercih etmek en kazançlı yol ve en akıllıca olan bir tercih olacaktır.
5- Sabır hasletine giden ve götüren yollardan biri de başa gelen sıkıntıları daha büyükleriyle kıyaslamaktadır. Büyüklerden biri şöyle der: İnsanlar başlarına gelen sıkıntıları eğer daha büyükleriyle kıyaslamış olsalardı; başlarına gelen sıkıntıyı felaket olarak değil, afiyet olarak değerlendirirlerdi. Hz. Ömer (R.A.) de şöyle der: “Ben bir müsibetle karşılaştığım zaman üç sebepten dolayı sevinir şükrederim. Onlardan birisi de uğradığım sıkıntıdan daha büyüğüne uğratılmamış olmamdır.”
Zira dünyada mevcut olan her felakete her zaman herkesin maruz kalmam mümkün ve muhtemeldir. Bir acıya uğratılan insan anında dünyada yaşanmış ve yaşanabilecek en ağır felaketleri gözünün önüne getirip, onlardan korunmuş olduğundan dolayı şükretmelidir. Öyle ya! Yaşlı bir yakınını normal ölümle kaybetmiş insan, birtek evladını elinden çıkan bir kazaya kurban vermiş insanları hatırlasa, onların yaşadığı acıyı gözünün önüne getirse; herhalde yaşadığı acı ve sıkıntıyı unutup gidecektir.
Büyüklerden Muhammed B. Vasi Hz’ lerinin ayağında müthiş bir yara çıkmış. Arkadaşları ziyaretlerine gitmişler ve bu yara sebebiyle sana cok acıyoruz demişler. Hazret cevaben demiş ki: Siz bana acıyorsunuz ama ben bu yaranın ağzımda, midemde veya daha hassas bir başka yerimde çıkmadığına şükrediyorum. Yine büyüklerden bir zat bir muharebe esnasında gözüne gelen bir okla gözünü kaybediyor. Diğer gözümü bana bağışlayan Allah’a hamdolsun diyerek haline şükrediyor.
Bütün bunlar musibetleri daha büyükleriyle kıyaslamanın büyüklerin adetinden ve büyüklüğün şanından ve dahi akıllı olmanın gereklerinden olduğunu açıkca ortaya koymaktadır.
6- Sabır melekesiyle buluşmaya götüren bir başka faktör olmayanları düşünmek yerine olanları görmeye çalışmaktır. Urvetubnu Zübeyr(R.A) oğullarından birini bir kaza sonucu kaybetmiş. Başsağlığına gelen dostları onun şöyle münacatta bulunduğunu işitmişler: “Ya Rabbi Bana çok evlatlar verdin, onlardan birini aldın diğerlerini bana bıraktın. Halbuki hepsini sen verdin. Dileseydin hepsini alabilirdin. Sen ise birini aldın, diğerlerini bana bıraktın. Sana sonsuz şükürler olsun Ya Rabbi” onun böyle niyan ettiğini duyan dostları, bunun bizim tesellimize ihtiyacı yok diyerek oradan ayrılmışlar. Yani bardağın boş tarafına değil, dolu tarafına bakmayı düstur edinmek sabır içinde şükre açılan önemli kapılardan biridir.
7- Namaz: Ayeti Kerimede “ Ey İman Edenler( her hususta başarılı olup hedefinize varabilmeniz için) sabır ve namazla birlikte Allahtan yardım isteyiniz. Şüphe yokki Allah( ın yardımı) sabredenlerle beraberdir.” Elmalılı Merhum özet olarak diyor ki: “ Beş vakit namazını düzgün ve düzenli olarak kılmaya devam eden bir kimse aynı zamanda mükemmel bir sabır ekzersizi yapmış ve neticede sabırlı bir insan olmuş olur.
8- Şu Hadisi Şerifin vereceği mesajda, iyi algılanması halinde hangi dozda olursa olsun her sıkıntı, ve hastalığın biiznillah üstesinden gelmede çok önemli bir manevi tiryak olma özelliği taşımaktadır. Hadis-i Şerif şöyle: Mükafatın büyüklüğü belanın büyüklüğü nisbetindedir. Öyle ya Mükafatın büyük olması hoşumuza gidiyorsa ona kavuşturan belayıda tam bir sabır ve teslimiyetle karşılamak insaflı olmanın gereği olacaktır.
SELAM VE DUA İLE…