Şükrü SEVREN

Şükrü SEVREN


ABD’NİN SURİYE’DEN ÇEKİLME KARARI TÜRKİYE’NİN LEHİNE Mİ? (2)

16 Ocak 2019 - 00:03

ABD askerlerini geri çekeceğini açıklarken; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail gibi yeni aktörlerin Suriye’de etkinleşeceği zeminini de hazırladığı görülmektedir.

Suriye’deki bu gelişmelerden tedirgin olan İran, Türkiye’yle işbirliğini sıkılaştırmaya yönelirken; Rusya’nın ise yerel, bölgesel ve küresel güçleri dengelemeye yönelik stratejilerini titizlikle ve ciddiyetle uygulamaya koyacağı değerlendirilebilir.
Bu bağlamda Türkiye’nin Suriye’de oldukça dikkatli davranması gerektiği görülmektedir. Zira ABD, bir yandan Suriye’den askerlerini geri çekeceğini açıklayıp diğer yandan da Suriye’de işbirliği yaptığı aktörlerle ülkenin kuzeyi ve kuzeydoğundaki fiili bir durum için B planını uygulamaya çalıştığı yönünde kuvvetli belirtiler vardır.

Aslında Türkiye için Trump’ın Suriye’deki askerlerini geri çekmesinden de ziyade terör örgütü PKK/YPG/SDG’ye verdiği ağır silahların akıbeti ne olacağı oldukça önemlidir. ABD’nin bu terör örgütlerine verdiği yaklaşık 23 bin tır askeri silah, mühimmat ve lojistik desteğiyle birlikte üç yıldır sahadaki sayıları yaklaşık 30 bin civarında olduğu tahmin edilen teröristlere askeri eğitim verdiği de bilinen bir gerçektir.
Bu nedenle Washington’dan Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilmesine dair yaptığı açıklamalar, Türkiye nezdinde tatmin edici bulunmamaktadır. Yukarıda belirtilen tüm gelişmelere dikkatle bakıldığında; Trump’ın askerlerini Suriye’den geri çekme kararıyla ilgili yaptığı açıklamada, “DAEŞ’i Suriye’de yendik.” demesi ve akabinde bu sözü söylerken “tamamen bitti” dememesi oldukça dikkat çekicidir.
Aslında DEAŞ, hem Irak’ta hem de Suriye’de yalnızca kontrol ettikleri kentleri kaybetmiş ama tamamen bitmemiştir. Hatta bazı tahminlere göre, Irak’ta yaklaşık 15-17 bin ve Suriye’de de yaklaşık 14 bin kadar DEAŞ’lı teröristin gizli hücrelere çekildiği düşünülmektedir.

Bu noktada DEAŞ’ın yerli ve yabancı savaşçılardan oluşan bir örgüt olduğunun altı çizmek gerekir. Dolayısıyla yabancı DEAŞ’çiler bitirilse de yerel DEAŞ’çilerin tamamen ortadan kaldırılması kolay bir durum değildir. Mesela günümüzde halen Irak’ın Kerkük iline bağlı Havice’nin merkezi gündüzleri Irak güvenlik güçlerinin geceleri ise DEAŞ’lı terörstlerin kontrolünde olduğu yönünde iddialar bulunmaktadır.
Son olarak Özetlemek gerekirse; Irak ve Suriye’de DEAŞ terörü bitirilememiş olduğu ortadadır. Üstelik ABD’nin Suriye’den tamamen çekilmesi ve bu bölgeyi İran-Rusya ikilisine bırakması Washington’ın Orta Doğu politikasıyla ters düşecek bir gelişme olduğu da bir realitedir.
Bu açıdan bakıldığında Trump’ın Suriye ve DAEŞ kararı oldukça çelişkili ve belirsiz bir durumdur. Nitekim Orta Doğu’da jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik bağlamda önemli değişimlerin yaşanacağı hususunda ciddi emareler görülmektedir ve ABD’nin tüm bu emareler görülürken kendini dışarıda tutması bir hayaldir.

Bu bakımdan Türkiye’nin önceliği, sınır güvenliği ve PKK/YPG terör örgütüyle mücadele olmalıdır. İlaveten Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve sınır güvenliğini koruyacak güçlerle işbirliğine gitmesinde oldukça büyük faydalar vardır. Çünkü Suriye, artık çok komplike bir Suriye’dir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum