Sanayici işverenler kişisel hegomanyalarını, krallıklarını, imparatorluklarını veya adına ne derseniz deyin, kuvvetlerini konsolidasyon işlemiyle ve rekabetlerini azaltmak için tek vücut oldular. Biribirine rakip olan J.P.Morgan ile J.D.Rockfeller 1901 senesinde 22,2 milyar dolarlık varlıklarını, 112 şirket idaresini tek çatı altında toplamak üzere New Jersey Kuzey Hisse Şirketi ismi altında biraraya getirdilr. Bu muhteşem birliktelik yekün olarak, ABD’nin güney eyaletlerinin 13 tanesinin tüm mal varlığının iki katı kadardı. Sonuç şuydu: “Amerikan ekonomisinin kalbi tek bir çatı altına konuldu. Bankacılık, çelikten demiryoluna, şehir ulaşımı, iletişim, ticari deniz taşımacılığı, sigortacılık, elektrik dağıtımı, kauçuk, kağıt, şeker işleme ve muhtelif sanayi altyapısının diğer temel unsurları.” Neticede bazı sanayici işverenler yüksek ücret, mesai saatleri, imkanlar vb. etkilerle sosyalizme olan ilgi ve eğilimin engellenebileceğine ve bunla beraber çalışanların sadakatlerinin arttırılmasına ve motivasyonunun yükseltilebilceğini kavramaya başladılar. Kitlesel ve mühendislik üretim yollarından çok fazla faydalanmak için reel olarak teşkilatlanmış, kanaatkar üretim yollarını düzenlemekte de aynı ve büyük menfaatleri vardı. Bu, çalışanların sebat etmesi ve disiplinli olmasını sağlayan daha çok şekillendirilmiş, belli bir düzene adapte olmuş üretim süreçleri merkezinde teşkilatlanma demekti. Sermayedarlar, sosyalist olmayan, belirli bir iş sahasında bütün çalışanların tek bir ücrete tabi olması ve mesai kuralları için pazarlık uygulayan ve anlaşılan şartlara göre çalışanlarının disiplinin temin eden ılımlı, büyük sendikalarla beraber çalışmanın faydalarını görmeye başladılar. Bu sistem içinde yapılan düzenlemeler, sonuç olarak sanayi veya pazar sisteminin gücüne karşı durmaksızın istikrar ve gelecek tahminlerini arttırdı. Milli, eyalet ve yerel seviyedeki reform düzenlemeleri işçi-işveren ilişkilerini ve sosyal şartları yeniden belirlemeye başladı. Bunlar içinde özellikle mühim olanı, işçi grevlerine mahkemelerin müdahalesini yasaklayan Clayton Anti-tröst Kanunu'ydu. Serbest piyasaya duyulan inanç ve büyük şirketlerin gücünün zirvede olduğu bir dönemde Başkan Herbert Hoover, "Tanrı'nın yardımıyla, kısa bir süre içerisinde fakirliğin milletimmizden tamamen uzaklaştırıldığı bir günü yakında göreceğiz” diye ilan ediyordu,. Genel olarak bir Amerikan ailesi, daha iyi besleniyor, daha iyi giyiniyor ve tarihteki herhangi bir ortalama aileden daha fazla yaşamın en iyi taraflarının fırsatlarından yararlanıyordu. Maalesef buda, Amerika'nın ailelerinin sadece %1’nin varlığının % 59'unu kontrol ettiği büyük eşitsizlik gerçeğini engelliyordu. Aşırı kaldıraçlı mali sistem 1929 Ekim ayında, Fisher'in iş döngüsünün sona erdiğini açıklamasından sadece birkaç ay sonra çöktü. Gelirler bir gecede yok oldu, buharlaştı. Hükümet, şirketler ve işçiler arasında, Keynezyen ekonomik prensiplere bağlı küresel ekonomik sistemi tekrar refah yoluna sokan yeni bir sosyal sözleşme için çalışmaların arttırılması II. Dünya Savaşı'nı buldu. NOT: Haftaya ÇOĞULCULUĞUN ÇIKIŞI VE İNİŞİ - 1