Neml Suresi 23. Ayette geçen ‘imree’ den maksat ‘Sebe Kraliçesi’ olup, ismi de Belkıs bint Şerâhil’dir. Babasının adı Ya’rup b. Kahtan olup bütün Yemen’e hükmediyordu. Bir rivayete göre Belkıs’ın Annesi cinlerdendi.[1] Kur’an-ı Kerim’in beyanıyla, Belkıs, Hz. Süleyman’a gelip Müslüman olmuştu.[2] Kraliçenin iman ettiği ve O’na teslim olduğu ayetle bilinmekle birlikte, toprakların Hz. Süleyman’ın devletiyle birleştirip birleştirmediği kesin değildir. Hz. Süleyman’ın vesayetinde devam ettiği de söylenebilir.
Kraliçe, zeki ve tecrübeli biri olarak Süleyman Aleyhisslam’la münasebetinde O’nu dikkatle inceleyip şunları tespit etmiştir: 1. Mektubun değişik üslubu, Allah’ın adı ile başlaması. 2. Kıymetli hediyeleri kabul etmemesi. 3. Elçisinin O’nun hakkındaki iyi intibaları. Bunlar O’nu ziyaret etmesine sebep teşkil etti. Şahsen görüşünce O’nun şu özelliklerine de şahit oldu: 4. Tahtının getirilmesi mucizesi. 5. O dünya padişahının temiz, dürüst, mütevazı ve dindar bir insan olması[3] Bu mevzu ekseninde Ahd-i Atik’te, Hz. Süleyman’a atfedilen gurur, şehvet ve putperestlik gibi isnatlar asla tasvip edilemez. Kitab-ı Mukaddes’te anlatılan konu içinde, Sebe Kraliçesi Hz. Süleyman’a gelmek üzere iken tahtının kendinden önce getirilmesi, saraya girerken eteklerini toplaması, Hz. Süleyman’ın huzuruna varınca tevhit dinine inanması meseleleri bulunmamaktadır.[4]
Ur kitabelerinde ‘Sebum’ diye bahsedilen Sebelilerden Babil, Asur kitabelerinde, Kitab-ı Mukaddes’te, Yunan ve Roma kaynaklarında da bahsedilmektedir. Davut ve Süleyman peygamber zamanında Sebeliler zenginlikleriyle dünyaca meşhur bir kavim olarak dikkati çekmişlerdir. Başlangıçta Güneş’e tapan Sebeliler daha sonra kraliçeleri Belkıs’ın Hz. Süleyman zamanında imana gelmesiyle (M.Ö. 965–926) çoğu Müslüman olan Sebebiler zamanla tekrar çok Tanrılı inanca yönelmişlerdir.
Kur’an-ı Kerim’de Sebelilerin güçlü ve yenilmez ordulara, zengin ekonomik kaynaklara, çok önemli ticaret yollarının kontrolüne, alışverişli coğrafi konuma ve özellikle de elverişli bir ikliminden ziyade oluşturdukları sulama teknikleriyle çok verimli bir zirai hayata sahip oldukları belirtilmektedir. Sebe halkının zenginliği ile ilgil olarak çeşitli kaynaklar çarpıcı bilgiler verirler. Yunanlılar ve Romalılar bu kavmin efsanevi zenginliklerini duyup kıskanırlardır.
[1] Bağevi, Tefsir, III, 414.
2 Neml, 27, 44.
3 Kur’an-ı Hâkim, 378.
4 Prof. Dr. Ahmet Bedir, Kur’an-ı Kerim Atlası, 223–474.