Çünkü kendilerine verilen büyük zenginlikler içerisinde şımarıp azamet gösterisinde bulunmuşlardı. Oysa pek çok insan topluluğunun özendikleri ve onların yerinde olmak istedikleri Sebe halkı, Allah’ın vermiş olduğu azap ile Kur’an’da da belirtildiği gibi, kısa bir zaman sonra efsanelere konu olan bir kavim haline geldiler.
“Böylece biz de onları efsanelere konu olan bir halk kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır”[1] “Arim Seli ile gelen felaketten sonra bölgede çölleşme başlamış, tarım alanlarının yok olmasıyla sebe Kavminin en önemli gelir kaynağı da ellerinden çıkmıştır. Allah’ın kendilerine iman etmeye ve şükretmeye çağırmasına kulak asmayan halk, sonunda böylesine bir felaketle cezalandırıldı. Selin verdiği büyük tahribattan sonra kavim çözülme sürecine girdi. Halk, evlerini terk ediyor ve Kuzey Arabistan’a, Mekke’ye ve Suriye’ye göç ediyordu.”[2]
Sebe Halkının yaşadığı ve artık tümüyle bir harabe konumuna gelmiş olan Marib, şüphesiz Sebe Halkıyla aynı hatayı işleyen herkes için bir ibrettir. Sebe, sel ile alt üst edilen kavimlerin tek örneği değildir. Kehf Suresi’nde bahsedilen “iki bahçe sahibi” kıssasındaki bahçe sahiplerinden bahçesi göz kamaştıran sahibin davranış şekli ve akıbeti de Sebe Halkıyla aynı olmuştur. Onun hatası, Allah’ın varlığını inkar etmek değildi.
Aksine, Allah’a döndürülecek olursa daha iyi bir sonuçla karşılaşacağını öne sürerdi. İçinde bulunduğu refah ve zenginliği kendi başarısı olarak görmekteydi. İşte Allah’a ortak koşmanın bir yönü de budur. Tümü Allah’a ait olan mülkü sahiplenmeye kalkmak ve Allah korkusundan uzaklaşmak. Bu, Sebe Halkının da yaptığı bir hatadır. Karşılaştığı ceza da aynı olmuştur. Tüm yurtları darmadağın edilmiştir ki, mülkün sahibi olmadığını, o mülkün kendisine verildiğini anlasın.[3]
Kur’an’da Sebe Kavimi’nden ve Sebe Melikesi Belkıs ile Hz. Süleyman arasında geçen diyalogdan uzun uzun bahsedilmektedir. Kendisine kuşların dili öğretilen Hz. Süleyman Aleyhisselam, kuşları denetlerken onların arasında göremediği Hüdhüd kuşunun nerede olduğunu sorunca, Hüdhüd O’na Saba (Sebe) kavminden haber getirdiğini söylemiştir.
[1] Sebe, 34, 19.
2 New Travellers Guide To Yemen, 43.
3 www.kavimlerinhelaki.com/Sebehalkiarimseli.html.