Burada, ‘ahiret gününü bekleyin ve bu dünya hayatınızdan başka, amellerinizden hesap vereceğiniz ve ona göre cezalandırılıp mükâfatlandırılacağınız bir ahiret günü olmadığını sanmayın. Ahirette iyi bir akıbete kavuşmak için salih bir şekilde çaba sarf edin’ denmektedir. O’nu yalanlamaları ise, ‘gerçekten Allah’ın Resulü olduğuna ve tebliğ ettiği şeylerin Allah’tan geldiğine, onu reddederlerse Allah tarafından gönderilecek bir azaba uğrayacaklarına inanmıyorlardı’ anlamına gelmektedir.
Hz. Şuayb Arapçayı fasih ve beliğ bir şekilde konuşan, tesirli ve hikmet dolu nutuklar veren bu özellikleriyle de Son Peygamber tarafından ‘Hatibul Enbiya’ yani Peygamberlerin Hatibi olarak ünvanlandırılmıştır.
Nasıl ki Lut kavminde iğrenç livata (homoseksüellik) fiili yaygın hale gelmişse, Medyen Kavminde de eksik ölçüp tartma illeti yaygın hale gelmişti. İnsanlar mal aldıkları zaman ölçü ve tartıyı tam olarak veya fazlasıyla yaparlar, fakat insanlara mal sattıkları zaman ölçü ve tartıyı eksik olarak gerçekleştirirlerdi. Kuran’da bu konuya dikkat çeken ayetler vardır: “Sakın mizanda (ölçü ve tartıda) haksızlık ve taşkınlık yapmayın. Tartıyı adaletle tutup-doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın.[1] Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.”[2]
Çünkü kâinatın nizamı adalet ve dengeye dayanır. Dolayısıyla size verilen yetki ve hareket dairesi içerisinde adaleti teessüs etmeniz gerekir. Şayet siz kendinize emanet edilmiş bir başkasının hayatını telef ederseniz, böyle yapmakla temelinde adalet saklı olan bu nizamı ifsat etmiş olursunuz. Çünkü bu nizam, haksızlığı ve adaletsizliği kabul etmez. Değil büyük bir zulüm, terazide hile yapmak suretiyle müşterinin hakkını yemek gibi küçük bir haksızlık bile, adalet ve denge üzerine kurulu bu âlemin nizamını sarsar.
Bu emir sadece bireylere hitap etmeyip, cadde ve pazarlarda alış-verişlerin gerçek ölçü ve tartılara uyup uymadığını kontrol etmeyi, tartı ve ölçünün eksiltilmesini kanun zoruyla önlemeyi İslam Devleti’nin görevlerinden biri haline getirmektedir. Ölçü ve tartıyı düzgün yapanların sonu bu dünyada da ahirette de iyi olacaktır. Bu sonuç bu dünyada da iyidir çünkü alıcı ile satıcı arasında karşılıklı güven yaratır. Bunun sonucunda da ticaret gelişir ve genel bir refah sağlanır.
[1] Rahman, 55, 8–9.
[1] İsra, 17, 35.