Selahattin ÇELİK

Selahattin ÇELİK


Lut Kavmi

07 Aralık 2016 - 00:06

Karlıova’da KAF (Kuzey Anadolu Fay Hattı) ile kesişen DAF (Doğu Anadolu Fay Hattı) incelendiğinde güneybatıya doğru Murat Vadisi, Hazar Gölü, Kahramanmaraş- Hatay çöküntü alanıyla devam ettiği görülmektedir. Bu hattın sınırlarımız dışında Asi Nehri ile güneye doğru devam ettiği ve daha güneyde Şeria Vadisi ve Lut Gölü üzerinden Akabe Körfezi ile Kızıldeniz’e ve oradan da Afrika Kıtası’nın doğusuna doğru uzanan bir bütünlük teşkil ettiği düşünülmektedir. Böyle büyük bir fay hattında tarihte çok büyük depremlerin kaydedildiği ve her zaman büyük depremlerin olabileceği ihtimal dâhilindedir.
Yapılan araştırmalarda “Şeria Nehri’nin yatağını oluşturan 190 kilometrelik mesafe boyunca, 180 metrelik bir düşüş yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu durum burada bir zamanlar büyük bir depremin yaşandığını gösteren önemli bir delildir. Ayeti Kerime’de geçen ‘üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.’ ifadesi de orada sadece korkunç bir depremin değil, belki de bu depremin etkisiyle yarılan yer kabuğunun derinliklerinden çıkan kızgın mağma ve gazların, büyük bir patlamayla yükseldiği ve orada yaşayan Lut Kavminin başına yağdığı korkunç bir felaket gerçekleşmiştir. Araştırmalar Sidim Vadisi ve Şeria Nehri’nin yukarı kısımlarında günümüzde bile gözlenebilen sönmüş kraterler ve kireç taşları üzerinde geniş lav ve bazalt kütlelerinin varlığını ortaya çıkarmıştır. Lut Gölü’nün doğusundaki bir yarımada görünümündeki çıkıntının sağ kesiminde 400 metrelik bir derinlik ölçüldüğü halde sol kesiminde ise derinliğin 15–20 metreyi geçmediği görülmüştür. Bu durum da çöküntünün boyutu hakkında kaba bir fikir vermektedir. Büyük felaketin yaşandığı Lut Gölü kıyısında yıkılan şehrin kalıntılarına rastlanmıştır. Kuran-ı Kerim’de: “O şehir gerçekten bir yol üstünde hala durmaktadır.[1] Hicaz’dan Suriye ve Mısır’a giden yollar üzerinde ve Lut Gölü’nün güneydoğusunda yıkıma uğrayan kavimlerin şehirlerinin kalıntıları mevcuttur. Araştırmacılar gözlemlerinde bu bölge kadar felaketin korkunç izlerini taşıyan farklı ve ıssız bir bölgenin olmadığını belirtirler.”[2]
Lut Gölü çevresi, kara kütleleri içerisinde dünyanın en alçak yeri olarak bilinmektedir. Rum Suresi’nde de bu özelliğe dikkat çekilmektedir. “Burada Rumların en yakın bir yerde yenilgiye uğratıldıkları açıklanmaktadır. Tarihi kaynaklar, Doğu Roma İmparatorluğu ile Farslar’ın, Bedir Savaşı (M.S. 624)’na yakın bir zamanda burada savaştığı ve Rumların yenilgiye uğradığı kaydedilmektedir.[3] Ayette geçen Edna’l Ard, ‘Lisanu’l Arap’ isimli kitapta geçtiğine göre, ‘en yakın’ anlamındadır. En yakın ise, ‘es-sifl’ yani ‘dip’ anlamındadır. Es-sifl ise Lisanu’l Arab’a göre ‘yüksek’ kelimesinin zıddıdır. Yani bu kelime ‘alçak yer’ demektir. Buna göre ‘Edna’l Ard’ yakın ve alçak yer demektir. Edna’l Ard, yeryüzünün en alçak noktasıdır. O da Ölü Deniz bölgesidir ki, 392 metre deniz seviyesinin altındadır. Aynı zamanda burası Rumların Farisilere ve Arap Adası’na en yakın yeridir. Surenin başlangıcında belirtilen bu durum, Kur’an’ın gaybi mucizelerinden biridir. Burada anlatılanlar aynen gerçekleşmiştir ve nübüvvetin sıhhatini, Kuran’ın Allah katından olduğunu beyan eden olağanüstü açıklamalardır. Zira bu ayetler Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği gaybı haber vermiş ve bildirdiği gibi gerçekleşmiştir.”[4]
Doğal afetler, insanlık tarihi boyunca haddi aşan ve günahlarında ısrar eden zalim topluluklara hazin bir son olurken, kendilerinden sonra gelenlere önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır. “Eğer yeryüzünde olanları tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azaptan (kurtulmak amacıyla) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Oysa onların hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah’tan kendileri için açığa çıkmıştır. Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepçevre kuşatmıştır.”
 
 

[1] Hicr, 15, 76.[2] Mevdudi, Tefhimu’l Kur’an, II, 580.[3] Rum, 30, 2.[4] Ebu Halil, Kur’an Atlası Yerler Kavimler Peygamberler, 164.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum