Osman ARTAN

Osman ARTAN


ÖMÜR SERMAYEMİZ TÜKENMEDEN

05 Ocak 2017 - 18:30

Kısa bir süre önce hep birlikte yeni bir yıla girdik. Ömür sermayemizden bir yıl daha eksildi. Yüce Rabbimiz, hepimize hayırlı, bereketli bir ömür lütfeylesin.
Şu bir gerçek ki; ister hicri, ister miladi olsun. Mühim olan, günlerimizi, yılımızı nasıl değerlendirdiğimizdir. Zamanın birer şahidi olan ay da Allah’ın âyetidir, güneş de Allah’ın âyetidir. Aslolan, Rabbimizin bir nimeti ve emaneti olan zamanın içini nasıl doldurduğumuzdur. Sayılı nefeslerimizi nasıl ve hangi amaçla harcadığımızdır. Ömür sermayemizin her bir ânını, her bir gününü yaratılış ve varlığımızın gayesine uygun olarak kullanıp kullanmadığımızdır.    
Rabbimizin dünya imtihanında bizlere takdir ettiği kısa bir zaman vardır. Bizler bu zamana “ömür” diyoruz. Beyhude geçirilmiş bir hayata ömür denilemez. Ömür, iyilik ve güzelliklerle geçirilmiş bir hayattır. Ömür, insani ve ahlaki erdemlerle tezyin edilmiş bir hayattır. Ömür, emanet ve sorumluluk bilinciyle iman ve salih amellerle mamur kılınmış bir hayattır.
Peygamberimiz (s.a.s), “Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz.”[1] buyurmuştur. Hesabını vereceğimiz ilk nimet, ömür nimetidir. Ömrümüzü nerede, nasıl geçirdiğimizden, zamanımızı nasıl değerlendirdiğimizden, hâsılı bütün yapıp ettiklerimizden sorguya çekileceğiz.  
Kıyamet gününde bize yöneltilecek olan ikinci soru, gençliğimizi nerede, nasıl geçirdiğimizdir. Bu soruyu hiçbir zaman zihnimizden çıkarmamalıyız. Zira kimi zaman, ibadet etmeyi, iyi işler yapmayı gençlikten sonraya ertelemek gibi bir yanlışın içerisine düşebiliyoruz. Oysa Peygamberimiz (s.a.s), ideal gençleri, “Neşeyi ve huzuru Rabbine ibadette bulan gençler”[2] diye tarif etmiştir.
Hesap günü bizlere sorulacak bir diğer soru ise,
 
Allah’ın bize lütfettiği kazancımızla ilgili olacaktır. Rabbimiz, malını nereden kazandın, nereye harcadın? Helale harama riayet ettin mi? Yoksulun, ihtiyaç sahibinin hakkını gözettin mi? diye soracaktır bizlere. Zira mal, servet, her türlü imkân ve kazanç Yüce Rabbimizin bizlere birer emanetidir. Bütün bunlar zihnimizi, kalbimizi, geleceğimizi esir almamalıdır.  
Rabbimizin huzurunda bizlere sorulacak bir diğer soru ise, ilimle ilgilidir.
O gün şu sorulara muhatap olacağız:
İlminle amel ettin mi? Onu insanlığın hayrı ve yararına mı kullandın, yoksa kötülükler için bir silaha mı dönüştürdün? İlmin, insanlar arasında güzelliklerin yayılmasına mı vesile oldu, yoksa onu fitne, fesat ve bozgunculuğa mı vesile kıldın? Sahip olduğun ilim, bilgi senin hayatına, ahlakına, ilişkilerine rehberlik etti mi?
Her yılın sonu, yeni bir yılın başlangıcıdır aslında. Öyleyse bu yeni başlangıcı vesile kılarak hadiste dile getirilen soruları kendimize yeniden soralım.
Unutmayalım ki; ömür sermayesinden geçen bir yılın sonunda kendini ve yaratılış gayesini unutarak, insan hayatına katkısı olmayan davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz.
Sevap-günah, hayır-şer konularında muhasebe yapılması gereken vaktimizin, emek harcamadan zengin olmak arzusuyla heba edilmesi ne kadar da üzücüdür.
Yüce Rabbimiz, ömrümüzün kalan kısmını geçen kısmından daha hayırlı ve bereketli yaşayabilmeyi bizlere nasip eylesin. Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yaşamaktan hepimizi muhafaza eylesin.
                     

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum