Halvetiye tarikatının kollarından olan Gülşeniye tarîkatı, İbrâhim Gülşenî (ö. 1534) tarafından kurulmuştur. İbrâhim Gülşenî’nin, Sünnîler üzerindeki etkisini kırmak isteyen Şah İsmail, Gülşenî’yi öldürmek için hapsettirir.
Oğlu Ahmed Hayâlî ile kaçarak Diyarbakır’a gelen Gülşenî, oradan da Mısır’a gider. Mısır’da bir süre kaldıktan sonra, İstanbul’a geçen Pîr İbrâhim Gülşenî’nin ilim ve irfânının farkına varan Kânûnî Sultan Süleyman kendisine büyük sevgi ve saygı duyar.
Devrin meşhur âlimlerinden Kemalpaşazâde başta olmak üzere, Nişancı Celâlzâde Mustafa Efendi ve Fenâri Muhyiddin Efendi’ler, Pîr Gülşenî’nin yanında yerlerini alırlar.
İslam ülkeleri ve Osmanlı coğrafyasında sevilen ve kabul gören Gülşenî tarikatı çeşitli bölgelerde kurumlaşmış ve tekkelerini açmıştır. Bursa’daki Gülşenî şeyhi Şemlizâde Ahmed Efendi (ö. 1678) Edirne, Kâhire, Bulak, Diyarbakır, İskenderiye, Mekke, Halep, Urfa, Şam ve Antalya’da Gülşenî tekkeleri bulunduğunu “Şîve-i Tarîkat-ı Gülşenîye” isimli kitabında ifâde etmektedir.
Yine Evliyâ Çelebi (ö. 1685), Antalya’ya yaptığı seyahatini “Seyahatnâmesi” nde kaleme alırken, Antalya’da bulunan yedi tekkeden bahseder ve Kaleiçi’nde ki tekkeler arasında Gülşenî tekkesini de zikreder.
Antalya Kale Kapısı’ndan İskele’ye giden yolun sağında yer alan Şehitlik Çay Bahçesi’nin batısındaki parkın güney uç tarafında, halk tarafından Çıtlık Dede veya Şengül Dede adıyla bilinen bir yatır vardır. Günümüzde maalesef çöplük hâline gelmiş olan bu yatırın, yakın tarihe kadar üzerinde bir türbe olduğu ve bu türbenin yıkıldığı veya yıktırıldığı rivayet edilmektedir.
Gerçeklere dayanan târihi bilgilerin zihinlerden silinmesiyle, zihinler târihî gerçekler yerine, hatırlarda çok az kalan bilgi kırpıntılarıyla efsâneler üretirler. Bu efsanelerden birisi de maalesef Gülşenî Dede’nin ismi olmuştur.
Rivayetlerde Gülşenî tekkesinin bahçesinde yetişen ve bölgelere göre çedene, çitlembik, bıttım ve çıtlık isimleriyle bilinen meyveli ağaç, Gülşenî Dede’ye, Çıtlık Dede diye isim oluvermiş. Gülşenî isminin zor telaffuzu sebebiyle de Şengül Dede diye isimlendirilmesi ise ikinci efsâne.
Gülşenî Dede’nin isim değerlendirmeleri bir tarafa, bir yatır olan kabrinin görüntüsü yürekler dağlamaktadır. Allah dostlarına karşı muhabbette sınır tanımayan ve bir bireyi olmakla iftihar ettiğim milletimi ve konu ile alâkalı yetkilileri Gülşenî Dede’nin kabrinin îmârı ve ihyâsına davet ediyorum.