Expo 2016’nın açılışına 54 gün kala Antalya’nın özellikle doğu yakası bir şantiye alanı durumunda. Bir yanda Expo alanına kadar uzatılacak olan raylı sistem çalışmaları, diğer yanda güzergah boyunca devam eden alt ve üst geçit çalışmaları ve bunların sonucunda bazı bölgelerde kapatılan, bazı bölgelerde ise tek şeritten trafiğe açık tutulan yollar...
Elbette uzun vadeli trafik rahatlığı açısından tüm bu yatırımların tamamlanmasını sabırla beklemek gerekiyor ki eleştirmek istediğim konu da bu değil zaten. Antalya, Expo 2016 ev sahipliğini 2009 yılında kazandı, yani tam yedi yıl önce. Üç yıllık gecikme ile de olsa 2012 yılında gerekli kanuni altyapı hazırlandı. Bu süre, tüm hazırlıkların rahatlıkla tamamlanabilmesi için yeterli olmasına rağmen muhtemelen son saniyeye kadar tüm hazırlıklar devam edecek. Raylı sistem yetişir mi, eğer yetişirse test sürüşü için yeterli zaman kalır mı gibi sorulara da girmek istemiyorum bu yazımda. Hatta, geçtiğimiz günlerde belirlenen ziyaret ücretleri neye göre belirlendi, ücretlendirme politikası ne kadar gerçekçi sorusuna da şimdilik girmek istemiyorum.
Peki nedir bugün üzerinde durmak istediğim nokta? Bundan sonra yapılacak olan büyük organizasyonlarda benzer sıkıntıların yaşanmaması için Expo 2016 sürecinde yaşanan sıkıntılar objektif bir şekilde değerlendirilerek geleceğe yönelik ders çıkartılmalı ve proje yönetiminin başarılı bir şekilde uygulanamadığı yerde kriz yönetiminin devreye gireceği unutulmamalı. Bir ülkenin cumhurbaşkanının son aylarda projeyi denetlemeye gelme ihtiyacı hissetmesi bile aslında süreçteki sıkıntıların gün ışığına çıktığının önemli göstergeleri arasında yer alıyor.
2014 yılında, yani Expo 2015’in açılışına bir yıl kala dolaşma fırsatı bulduğum Milano sokaklarına Expo hakimdi. Tüm hazırlıkları tamamlamanın rahatlığıyla her yerde katılımcı ülke bayrakları, Expo anıtları, tanıtım ofisleri, hediyelik eşyalar, vb. ile gerekli farkındalık bir yıl önceden sunuluyordu. Peki bizim son bir yılda karayollarına yerleştirdiğimiz Expo’ya olan mesafeyi gösteren tabelalar ya da TV’de yayınlanan Expo reklamları gerçekten yeterli midir? Hafta sonu itibariyle halen iki farklı ülkenin Expo’da yer alması için yapılan görüşmeler bile çok şey söylüyor aslında!
Proje yönetimi faaliyetlerine tüm dünyada önem verilir ve proje yöneticisi olabilmek için lisans üstü düzeyde proje yönetimi eğitimi almak gereklidir. Bir projenin doğru bir şekilde yönetilebilmesi ve uygulanabilmesi için proje yönetimi alanında uzman kişiler tarafından bu sürecin hazırlanması ve idare edilmesi gerekiyor.
Yukarıda belirttiğim gibi, proje yönetiminin başarısız olduğu durumlarda kriz yönetimi devreye girmek zorundadır ki onun da ehil kişiler tarafından gerçekleştirilmesi elzemdir. Aksi durumda ortaya çıkacak olan sonuçlar çok daha vahim olabilir. O yüzden de kalan 54 günde kriz yönetiminin sorunsuz bir şekilde uygulanıp Expo 2016’nın ülkemizi tüm dünyaya başarıyla temsil eden bir proje olarak gerçekleşebilmesini ümit ediyorum.
Gönlünüzce bir hafta diliyorum...