Mustafa Zihni TUNCA

Mustafa Zihni TUNCA


15 TEMMUZ’UN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

18 Temmuz 2016 - 00:01

Saatli maarif takvimlerini severim. Tek bir yaprakta günün tarihinden namaz vakitlerine kadar çok sayıda bilgiyi günlük olarak sunan bu takvimlerde 15 Temmuz’un en önemli olayı olarak “Haçlı Ordusu’nun Kudüs katliâmı (1099)” hadisesi yer alıyor. Tam 917 yıl önce, 15 Temmuz 1099 günü Kudüs’te yaşananlar insanlık tarihinin en utanç verici katliamlarından birisi olarak bilinir. Peki nedir bu katliam, özetlememi ister misiniz? Okurken rahatsızlık duyabilirsiniz, o yüzden şimdiden uyarmak istiyorum.
Kaynaklarda Haçlı Seferleri 1096-1272 yılları arasında Papa'nın talebi üzerine Müslümanların kontrolündeki Orta Doğu’da yer alan kutsal toprakları ele geçirmeye yönelik akınlar olarak adlandırılıyor. Bu amaçla dokuz büyük sefer düzenleyen Hristiyan ordularının bu vahşi akınları maalesef Hollywood tarafından bizlere aksiyon filmleri ve dizilerde şirin gösterilmektedir.
1300 şövalye, 12 bin piyade ve 400 süvariden oluşan ilk Haçlı Ordusu’nun bir haftalık kuşatma sonrasında 15 Temmuz günü ele geçirdiği Kudüs şehrine girerken tek bir amacı vardı: Kentte yer alan tüm Müslüman ve Yahudi halkı katlederek bölgeyi bir Hristiyan yerleşimine çevirmek!
Kente girer girmez kadın ve çocuk demeden tüm halkı kılıçtan geçirmeye başlayan gözü dönmüş Haçlı askerlerinden korunmaya çalışan Müslümanlar Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsal mekanlara, Yahudiler ise Ağlama Duvarı civarındaki sinagoglarına sığınmıştı. Sonrasında neler olduğunu bir Haçlı’nın kendi kaleminden okuyalım isterseniz:
“...Görülmeye değer harika sahneler gerçekleşti. Adamlarımızın bazıları - ki bunlar en merhametlileriydi - düşmanların kafalarını kesiyorlardı. Diğerleri onları oklarla vurup yere düşürdüler, bazıları ise onları canlı canlı ateşe atarak daha uzun sürede öldürüp işkence yaptılar. Şehrin sokakları, kesilmiş kafalar, eller ve ayaklarla doluydu. Öyle ki yolda bunlara takılıp düşmeden yürümek zor hale gelmişti. Ama bütün bunlar, Süleyman Tapınağı'nda yapılanların yanında hafif kalıyordu. Orada ne mi oldu? Eğer size gerçekleri söylersem, buna inanmakta zorlanabilirsiniz. En azından şunu söyleyeyim ki, Süleyman Tapınağı'nda akan kanların yüksekliği, adamlarımızın ayak bileklerinin boyunu aşıyordu...”
Geçtiğimiz Cuma akşamı ülke ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan turizm sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerini tartıştığımız Sivil Bakış programının canlı yayını esnasında kamera arkasındaki arkadaşlardan gelen küçük bir notla haberimiz oldu memleketimize yönelik hain planlardan. Takip eden saatlerde vatanımıza ve milletimize yönelik saldırılara şahit olduktan sonra aklıma aynı tarihte gerçekleşen Haçlı Seferleri geldi ve düşünmeden edemedim; hedefine ulaşmak için başkomutanı öldürmek, meclisi yok etmek ve hatta vatanın birliği için sokağa dökülen halkı vurmaktan çekinmeyen güruh eğer emellerine ulaşabilseydi sonrasında neler yapardı?
Huzurlu bir hafta diliyorum...

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum