Muhammed Ali YURDAKUL

Muhammed Ali YURDAKUL


DEVLETLER GÜÇLERİ ÖLÇÜSÜNDE SÖZ SAHİBİDİR

02 Nisan 2016 - 00:04

              Zayıf bırakılmış bir vücut hastalıklara açık hale geldiği gibi, gücü elinden alınmış bir ülke her türlü tehdit karşısında boynunu büker. Bünyenin güçlü olması hastalıklara meydan okur. Kolay kolay sağlıklı bir vücuda hastalık giremez. Buna göre devlet muktedir değilse işi zordur. Gücünü,varlığını, dinamiklerini,kaynaklarını,insanını, toprağını,varlık amacını koruyamıyorsa devletler çözülmüş demektir. Bu konuma gelmiş veya getirilmiş bir devlet halkına gelecek ve hayat namına bir şeyler vaat edemez. Çünkü kendisi acizdir, zayıftır. Bundan kurtulamadığı için kalkınamaz, ilerleyemez,gücünü koruyamaz.
                Teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde seyrettiği günümüzde,artık bir devlet her alanda güçlü olmak durumundadır. Daha dün cep telefonlarına sadece alo derken, bu gün geldiğimiz süreç içinde dünyanın en hızlı bilişim sistemini 4.5 G’yi kullanmaya başlıyoruz. Bu ülkemizin geldiği seviye açısından oldukça manidardır. İlerleme , ihtiyaçları karşılar nitelikte olursa onu daha da geliştirebilirsiniz. Bu nedenle yapılan yatırımlar sürdürülebilir bir alt yapıya sahip olmalıdır. Bu da kısa soluklu bir kalkınmayla sağlanamaz. Böyle bir oluşumun kök salması için bir çok aşamadan geçmesi gerekmektedir. Tek başlı olmayan, birçok müdahalenin olduğu, ülke yararına çalışmalardan ziyade kişisel kazançların peşine düşüldüğü, vatanı kalkındırmak yerine cebi kalkındırmanın esas olduğu dönemler bir devletin aslında kısır döngü dönemleridir. Böyle zamanlarda hiçbir ilerleme sağlanamaz. Tek başlılık , arkasından kararlılığı getirir. İşler en hızlı bir şekilde hayata geçirilir. Bu nedenle ülkemizde en büyük eksiklik sürdürülebilir politikaların olmamasıydı. Hamdolsun , artık böyle bir durum ortadan kalkmıştır. Bundan sonra daha uzun soluklu projeler hayata geçirebiliriz.
                Adam bu vatanı sevdiğini iddia ediyor, fakat bir bakıyorsunuz ülkeyi karıştırmaktan geri durmuyor. Her yaygarayı yapıyor. En basitinden siz devlet olarak İstanbul trafiği sıkıştı ,hem ulaşımda ,hem de taşımacılıkta çözüm üretelim diye Yavuz Sultan Selim Köprüsünü inşa ediyorsunuz. Bu şekilde medeniyetler beşiği İstanbul’a hizmet sunuyorsunuz. Çıkıyor ortaya yıkılsın diye bağırıyor. Bitmek üzere olan bir köprüyü karalamaktan geri durmuyor. Yine enerjiye ihtiyacınız var bunun için anlaşmalar yapıyorsunuz. Gerek petrol veya nükleer enerji alanlarında yatırım gerçekleştiriyorsunuz bundan rahatsız oluyorlar. Şimdi soralım bunları yapanlar mı vatanını çok seviyor yoksa yıkanlar mı? Bu hizmetleri gerçekleştiren  ülkesi namına bir çivi çakan her insan bu vatanın öz evladıdır. Bunun haricinde kim olursa olsun bu vatanla alakası yoktur.
                Yakmak marifet değil asıl marifet yapmakta. Zorluklara rağmen, herkesin zarar vermeye çalıştığı bir dönemde, her alanda saldırı yaşanırken bunu gerçekleştirmek  gerçekten güçlü devletlerin işidir. Türkiye dünyada artık söz sahibidir. Fikirleriyle, vizyonuyla, insan gücüyle,güçlü devlet anlayışıyla, demokrasisiyle, kalkınmasıyla örnek alınan,itibarı olan bir devlettir. Bu kolay kolay elde edilmemiştir. Her türlü oyun ve desisenin üstesinden gelinerek  bu güce ulaşılmıştır. Bu gücün elde edilmesinde çalışanlar yine bu vatanın öz evlatları, Anadolu’nun yiğitleridir. Yetişmeselerdi şimdi kim bilir bu ülke nelerle uğraşıyor olacaktı.
                Kim ne derse desin ülkemiz artık güçlü bir devlettir. Bu büyük başarıyı birileri baltalamak istemektedir. Bu seviyeye kolay kolay gelinmedi. Çok emek sarf edildi. Çok şehit verildi. Bu uğurda gece gündüz mesai harcandı. Bu nedenle başını kaldırmış , bulunduğu bölgede ve dünyada söz sahibi olan bir Türkiye’yi birileri istememektedir. Bunu hepimizin iyi bilmesi gerekmektedir. Vatan evlatları olarak ülkemizi güçlendirmek için çalışmalıyız. Öyleyse ülkemizin iyiliğini istemeyenlere  inat durmak yok yola devam.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum