Sana ayın evreleri (kimi zaman ince kimi zaman da yuvarlak gözükmesinin sebebini soruyorlar. Deki onlara o insanlık için zaman ölçü birimleridir."2/189
Zamana tabi bir ibadet olan Ramazan orucu, zekât ve hac gibi ibadetler ayın evreleri ile ilgilidir. İşimiz hesap ile olduğu için hilalin gözetlenmesi ibadeti ve sorumluluğumuz çok fazla dikkat çekmiyor. İşimizin bir başka kötü tarafı ise biraz heyecanımızı kaybediyoruz.
Ramazan hilali bizim için aslında önemlidir. Okuma ve yazması olmayan bir topluluk için işin kolay yolu hilali gözetmektir. Hilali gör oruç tut, hilali gör bayram et. Hesaba bir şey demiyor değilim ama sünnet ortadan kalkıyor ve işimiz sıradanlaşıyor ve heyecanımız gidiyor. Beden akıl ve ruhen hazırlanamıyoruz. Tutan mı var? Elbette yok lakin bir şekilde toplum duyarsızlaşıyor.
Bir spor olayının bile bir sürü hazırlığı var iken bizim hazırlıksız yakalanmamız hoş değil. Hâlbuki biz askere, gurbete gidene gelecek olana bile hazırlık yaparız.
Hilali görünce üç defa tekbir getirilir. İbn-i Ömer rivayetle Peygamberimiz(s) hilal gördüğü zaman şöyle dua ederdi" Allah’ım! bu hilali hakkımızda bereket, iman, emniyet ve huzur vesilesi kıl. Ey hilal benim ve senin Rabbin Allah'tır." Peygamberimizin Şaban ayının yarısından sonra oruç tutmaması da bir hazırlık dönemidir. Bütün bunlardan sonra şu soruyu sorabiliriz kendimize. Sahiden gözetliyor muyuz? Özledik mi? Aslında şu soru daha net sevdik mi?
Çocuksu bir hal benimki ama ben ramazanları çok sevmiştim. Neden mi? Bir teravih kılmak, diğeri sahur da yemek yemekti. Daha doğrusu makarna ve hoşaf, Ramazana has idi bu yemek, diğer zamanlar yediğimi hatırlamıyorum. Yedi yaşında tanışmıştım ben orucu, kış günleri idi, açlığı hissediyordum ama oruç tutuyordum. Çünkü sahurda sevdiğim şeyleri yiyebilecektim.
Peygamberimiz de Ramazan gelince çok sevindiğini tarih kaydetmiş, cömertliği artardı demişler. Neden seviniyor? Günlerce sorduğu ve aradığı soruların cevabını bir Ramazan ayında vahyin gelmesi ile bulmuştu. O vererek sevindiriyor, seviniyordu.
Hz. Ebu Bekir(r) babası Ebu Kuafe'nin Müslüman oluşunu keşke Ebu Talip Müslüman olsaydı da Peygamberimiz sevinseydi demiştir.
Ramazan bir gelse diye de heyecanla bekleyen akrabamı sormuştum. Bu heyecan niye? Neden acele ediyorsun? Bana biz kadınlar mahallede toplanım Kuran okuyacağız. Ne var bunda dediğim de ama öncesi ve sonrası konuşacağız demişti. Bu verdiğim örneklerden hangisi hoşunuza giderse alın ve Ramazan geliyor diye havaya girin istedim.
İster Ramazan ait bir yiyecek olsun isterseniz Peygamberin sevinmesine ortak olsun veya keşke o sevinseydi bende ortak olurdum diye kendimize pay çıkaralım.
Ramazan ayına, Kuranın doğum gününe ve nefsimizin hoşuna gitmeyen susuz ve aç kalmayı özlediysek, sevdiysek onu dört gözle bekleriz. Gözlerimiz yolda kaldı deriz. Seç beğen al. Ya Rabbi! Bizleri Ramazanın sevincini içimizde hissettir!
Bu ayda ne çabuk geldi ağzımızın tadı kaçtı diyenlerden ise Rabbim! Hidayet ver diye niyaz da bulunuyorum....