Herkes bir baş kesendi
İyi kalpli adamlar güzel atlara binip gitmişlerdi
Ve ben deli divane yazılar yazmayı düşündüm hep
Haksıza haksız hırsıza hırsız
Ve zalime zalim demek için yeminler ettim
Her gece bir zeytin ağacı ağladı içimde
İçimde nice akşamlar oldu/sabahları olmayan
Acılar içinde insanlar/ve çocuklar içindeydi
Kimse ne gördü ne bildi
Her gece Suriyeli bir kadın sevdim
Elleri buruş buruş/karnı aç mı aç
Durmadan yazıp haykırmak istedim
Kim bir lokma ekmek fazla yiyorsa
Kim sofrasına bir tabak fazla koyuyorsa
Ne bileyim her birine
“Siz hırsızlardansınız” demek istiyordum
Usulca uyandırın çocukları demek istiyordum
Ama sus/sus dediler
Vallahi korkmadım hiç birinden
Bende gecenin ortasına oturup şiirler yazdım
Onun için şimdi bu ülkede/siz bunu bu şehir anlayın
Vıcık vıcık yalanların söylendiği
Herkesin bir birini kandırdığı
Dine ve şiire düşman adamların çokluğunda
Bunca siyasetçinin bolluğunda
Vallahi umurumda değil kimse
Kimin ne söyleyeceği kentin müftüsünün ne diyeceği
Ve bu köle düzenini savunanlar
Ve benim her gece yazıp-yazıp sildiğim şiirler
Ankara da bakan çocukları/çalıp çırpan
Millet vekili hanımları /bol keseden harcayan
Sizi seviyoruz nutukları/kim atıyorsa
İslam birliği/ kim nasıl kuracaksa
Büyük-büyük evler/içinde en çok sözde Müslümanların yaşadığı
Ya da onca parası kimilerinin
Umurumda değil
Duy ve bil isterim ey çocuk
Ayağı üşüyenim
Anasını kurumuş memelerine asılanım
Kim ne derse desin/baktığım aynalarda hep sensin
Sensin kuşların gözlerinde gördüğüm
Ve her gece yüreğime adını kazıdığım
Uzatmadan söylersem
Bütün susmalarım da
Öfkelerimde/seni hor görenlerin
Beş para etmez sözlerle seni aldatanların
Ve zalimlere "Allah belanızı versin" demelerimde
Anla ve bil, ülkemin güzel kadını
Köle edilenim
Metres tutulanım beyaz adamlarca
Arkasından vurulanım kahpece
Daha ötesine aldırma
Bütün müşriklere inat/ve iman etmişlere paraya
İçimdeki hasret türkülerinde hep sen varsın…