Aslında, bütün bunlar olmuyor mu?
Sahi ne bu "her gün" bu kadar cinayet haberleri, kadın ölümleri, hırsızlık olayları,sonra bunca gürültü? Bu olanları insanlığın neresine yama yapabiliriz, böyle insan mı olur? Ve biz bu olanlardan sorumlu değil miyiz, kim söylüyor bunu? Çağında olup bitenden sorumlusun sen ey insan!
Gelirsek soru ya:
Hani, Allah Musa ya "o elindeki nedir ?" dedi de, Musa o benim asamdır dedi ya. Ve sonra ona dayanırım,onunla koyunlarıma yaprak silkerim, benim için başka yararları da, var dedi ya. Ve Allah Musa ya "O zaman onu yere at ey Musa!" deyince, onu yere attı ya. Yani böyle anlatılır ya, bize Taha Suresinde. Ayetleri tefsir edenler "bir birine yakın şeyle söylüyorlarsa da" o yere atılan şeyin dünya olduğunu söyleyenlerin sayısı çok fazla aslında. Ve en doğrusu da, bu olması gerek.
Çünkü dünya ile "çok haşır neşir olanlar, dünyayı çok sevenler, dünyayı servet şöhret edinme yeri sananlar "bunlar kimlerse" asla insanı sevemezler, sevmeye yanaşmazlar, vermeye ve paylaşmaya yanaşmazlar. Ve onların her biri, daha çok kendilerinin olsun isterler bazı şeyleri. Daha çok servet, daha çok altın, daha çok ev, daha pahalı arabalar filan.
Gelin uzun etmeyelim. Ülke adına konuşanlar, din adına konuşanlar, bilgi adına konuşanlar, hatta insan adına konuşanlar, sonra yazıp çizenler "eğer dünya ile sıkı bağlantı içindeyseler" yapacakları bir şey yoktur insan adına. Onların aklına "aç kuşlara" yem atmak bile düşmez.
Onlar yalancılar dırlar. Onlar iki yüzlü kişilerdir. Onların kendilerince başka hesapları vardır, çünkü her zaman bu böyle olmuştur. Kimseye evsiz barksız parasız olun demiyoruz. Ama bunları kendinize ilah edinmeyin, bunları insan olmanın önüne geçirmeyin diyoruz.
Çünkü dünyayı, dünya nimetlerini parayı serveti, makamı şöhreti kutsayanlar "insanı, şehirleri çocukları kadınları toprağı sevmeyi" beceremiyorlar. Yani her zaman içlerinde bir karanlık, içlerinde bir zalimlik ve acımasızlık oluyor.
Yanlış mı dedik?