Şimdilerde nasıl bir dünyada yaşıyorsak “herkesin bir şarkısı var” kendince söylediği, veya türküsü. Ve herkesin bir dini var kendince, bir düşüncesi, bir partisi, bir cemaati ve “umut bağladığı” itaat ettiği, kurtarıcı sandığı bir ağabeyi var. Ve insan buralara nasıl gelmişse gelmiş, veya getirilmiş.
Nasıl bağlanmışsa bu düşüncelere, ya da nasıl kandırılmışsa kimi adamlar tarafından kandırılmış. İnsan tarihinin en zor günlerini yaşıyor bu yeni çağ da. Ve bu çağın insanı kaybetmeye hazır bekletiliyor kentlerin sokaklarında. Okullarda camilerde, ve sohbet evlerinde. Kimse alınmasın gerçek bu. Her birimiz bir sehpaya boynunu uzatan kişileriyiz bu çağın.
Ve şimdi yine “”her birimiz” isyankar, ve de günahkar “ve de” bencil çocuklarıyız bu yeni dünya düzenin. Yeni dünya düzeni çok zalim, yeni dünya düzeni çok korkunç, ve bir köle düzeni bu düzen, ve insan düşmanı.
Ve bu yeni Dünyada kimsenin “kendinden başkasına” kulak verdiği filan yok. Ya da tapındıkları, kutsadıkları “köleliğini kabul ettikleri” adamlardan başkasına kulak vermiyor insan. Daha bir başkasını dinlemek istemiyor, dinlemeye tahammülü de yok. Önce aklımızı kirlettiler kirletenler “ve sonra” kalbimizi ablukaya aldılar, vicdanımızı yok etmenin her yolunu denediler.
Ve artık sağlıklı düşünen bireyleri değiliz biz bu çağın. Bizim böyle olmamız için her şey yapıldı “biz” hiç farkında olmasak da. Ne değerler kaybettik, ne sevdaları kurban verdik bu yeni düzene, ve de sahiplerine. Ellerimiz ne çok kan içinde bir görebilsek.
Bundandır dünyaya yenik düşmemiz. Eşyaya yenik düşmemiz bundandır. Ve evlerimizi Kabe gibi kutsamamız bundandır. Bundandır daha lüks evlerde oturma sevdamız kim ne derse desin. Kimseye Muhammed Mustafa’nın ( SAV) evini örnek gösterecek değilim. Ama demek istiyorum “biz haddimizi” aşanlar olduk Müslümanlar olarak. Başkalarının hakkını gasp edenler olduk. Ne denmek istendiğini anlamayanlar ile çokta işimiz yok. Ve onlar ile debelleşecek de değiliz, yolları kendilerinin olsun. Evleri de, arabaları da paraları servetleri de. Hatta dinleri de.
Evet, “bencillikle ve de ihtirasla” ayakta kalmaya çalışan adamların tutunduğu yer şimdi yeni dünya. Yeni Dünya zalimler yurdu şimdi. Kendini kutsayan adamların, kendilerini ayrıcalıklı, kendilerini farklı sanan kişilerin konakladığı, ve konak yaptığı yer yeni dünya.
Ve bu “yeni Dünyada” yoksullara yer yok. Çocuklara yer yok, kadınlara da yer yok. Onların her birinin ölüm fermanını imzalıyor “yeni Dünyanın” oturanları. Alayına yazıklar olsun, daha ne diyelim ki?
Ve bu yeni Dünyada herkes yalnız kendisi dinlensin istiyor, kendisi okunsun, kendi sevilsin, ve hatta bir tek kendine aşık olunsun istiyor. Kendi veya kendileri alkışlansın kendi kutsansın istiyor. Herkes kendilerine bağlansın isteniyor. Yalnız kendilerinin cemaati, ve kendilerinin partisi anılsın, onlardan söz edilsin, onlara bağlanılsın, ve onlara yardım edilsin isteniyor.
Kimsenin geriye dönüp bakacak hali yok, ve çoğumuzun umurunda değil kaybettiğimiz, ve dünya için vazgeçtiğimiz değerlerimiz. Oysa ne değerlerin üstüne basarak, onlardan vazgeçerek, onların üstüne basarak,veya onları dünyalık nimetlere tercih ederek keldik buralara. İnsan kaybettiklerine bir baksa “kazandığı” hiçbir şeyin olmadığını görecek azıcık vicdanı kalmışsa, azıcık merhameti ve imanı kalmışsa.
Sahi kan kokusundan başka ne var şimdi yeni Dünyada. Çocuk ölümlerinden kadın ölümlerinden daha çok ne var. Ya da yoksul bırakılan insanların çokluğundan başka. Sürgün edilen insanların çığlığından başka ne var şimdi yeni Dünyada. Yürek taşıyan bir insanın mutlu olması mümkün mü bu yeni Dünya da? Sen mutlu musun kardeşim?
Ve "insan asıl yurduna" dönmediği müddetçe, yani kendine, kendi kalbine, İslam’ın aslına, ve Muhammed Mustafa’nın (SAV) öğretisine dönmediği müddetçe “yeni Dünya” insanın felaketi olacaktır, kim nasıl anlarsa anlasın.
Sözlerimi nasıl anlarsınız bilemiyorum. Şimdi birimiz "tutsaklarıyız" bu yeni Dünyanın. Tutsaklarıyız yaşadığımız şehirlerin. Ellerimizle inşa ettiğimiz evlerin tutsaklarıyız. Ve bildiğimizi sandığımız bilgilerin de tutsaklarıyız.
Ne kendimiz, ne de sözlerimiz özgür bu yeni Dünyada. Ve elimizdeki her oyuncak bizi daha çok kirletiyor, şimdiki zamanda.