Sana yazarak başladım yine güne sevdam, ne gezi parkına gittim, ne gidenlerin yanında oldum, ne de gitmeyenlerin dediklerine inandım.
İşgale uğramış bir ülkede susmak bana göre değil, bana göre değil haylaz düşlerin gölgesinde yaşamak, kimse bilmiyor, bilmiyor şehrin valisi, başbakan bilmiyor, Gandi Kemal hiç bilmiyor...
Kelimelerden azık yapıp dolaşıyorum şehrin sokaklarında, ve sokaklar hiç hoş değil, sokaklar yoksul adamların gözleriyle dolu, bilirim yoksulluk bacadan girmez, ama bilirim arka bahçesi döneklerle dolu şehrin, ve ben sana yazıyorum, bir meleğe yazar gibi, ve konuşur gibi katip melekleriyle Rabbimizin, ne garip şey, el birliği etti insanlar” ahir zaman” dendi bu delilik çağına.
Zira böyle demek işlerine geldi, yardım etmekten korktular Allah’a, yoksullara yardım etmekten korktular, müşrik evlerinin yıkılıp gideceğinden korktular, barbalara karşı gelmekten, ovalara çadır kurmaktan, yetimin hakkını vermekten, hakkını vermekten çalışanın, hakkını vermekten kadının, oruç tutmanın namaz kılmanın hakkını vermekten, kurulacak insanlık sitesinin hakkını vermekten, ve İslam’ın hakkını vermekten korktular.
Ben sana dedim, sana yazıyorum dedim sevdam ne olur sen ümmet anla, sen omuz omuza verenleri, sen beyinleri asfaltlara dökülenleri, sen diri diri gömülen kızların babalarını,sen faize yeni çıkış yolu bulanları,sen şehrin aldanmış,aldatılmış,ve aldatan insanlarını anla.Sen gezi parkına dökülenleri,dökülmeyip seyir edenleri,”ülke batarsa batsın” bana ne diyenleri,hükümet def olup gitsin diyenleri,ya da “biz olsaydık bunlar olmazdı” diyenleri,yani sen feryadımın herkese olduğunu anla.
Ve sen söyle “Ne olacak bu ülkenin hali, bu ümmetin hali ne olacak, ne olacak bu Türkçenin çocuklarının sonu, mesela ne olacak camı kırılan pencereler, perdesiz evler hayasız gönüller, kirlenen ruhlar, ve evlerimizden içeri sokmadığımız ayetler ne olacak? Bankalara sevdamız ne olacak, cebinde onlarca kredi kartı taşıyan mücahidin hali ne olacak, ne olacak ateşli bir hastalık gibi yakalandığımız dünya sevgisi, ne olacak bu imamların hali, camilerin hali ne olacak, haydi sorayım” ne olacak benim halim?” bizim halimiz ne olacak?
“Kendinizin yapmadığı şeyleri söylemeyin” der kutsal emir, yapmadığı şeyleri yazan çizen söyleyen, başkalarına anlatan,partililerine anlatan,talebelerine anlatan idaresi altında olanlara anlatan,kendi cemaatına anlatan,anlattıklarına uymayan bu sözde önderlerin hali ve sonu ne olacak? Yani topyekun bu insanlığın, bu ümmetin hali ne olacak? Yani zaman ahir zaman diyenlere uyup bizde mi hiçbir şey yapmayacağız sen bari söyle sevdam, sen bari beni anla ey AZİZ İNSAN!
Nasıl tutunulur ayetlerin kanatlarına, ve nasıl hicret edilir Medine’ye? Söyle nasıl bakılır en sevgilin yüzüne, yani Muhammed’in yüzüne? Uzatsan da, elini tutamam sevdam biliyorum. Biliyorum biz çok kirlendik bu şehirlerde, sevdalarımız çok kirlendi, sözlerimiz çok kirlendi, paralarımız çok kirlendi.
İYİ Kİ, SEN VARSIN, İYİ Kİ, BU EVDE BU KİTAPLAR VAR, İYİ Kİ, ZAMANINDA İYİ EZBERLEMİŞİM VEİ-ASIR SURESİNİ.