Biliyorum, ülkemiz gibi sende zor günlerden geçiyorsun... Bu günlerde aklını yüreğini karıştıranlar, çok fazla biliyorum...Bize gel, bizim yanımızda dur, bizim yaptıklarımızı yap diyenler çok fazla, sanki senin hiçbir şeye aklın ermiyor gibi...
Konuşuyorlar, seni ikna etmeye çalışıyorlar, sana hükmetmeye çalışıyorlar, aklını karıştırmak, düşünceni yanılmak istiyorlar...Sence öyle değil mi, sence neyin peşindeler? Aldırma, kendince yolun doğruysa, yalnız yürümek de, bir yiğitliktir...
Biliyorum, sende biliyorsun, çok fazla yalan söyleniyor yine insana... Suyu bulandırmaya çalışanların sayısı çok fazla... Çok fazla bu ülkenin düşmanları içte, ve dışta, ne olur bunu unutmayalım...
Keşke bu kadar siyasetten söz edeceklerine, bu kadar kendilerinden söz edeceklerine "gelip dağlardan söz edebilselerdi" ya da denizlerin mavisinden, sonra şiirden, ve kadınların gözyaşlarının nedeninden söz edebilselerdi... Ne çok yağmaladı kıyılarımız, denizlerimiz, dağlarımız, ormanlarımız keşke bunlardan söz edebilselerdi... Umudunuzu yitirmeyin diyebilecek sözleri olsaydı keşke...
Ama yanlış anlaşılmasın diye notum olsun... Notum olsun hakkımda söyleyeceklerin için... Ben bu savrulmalardan söz ederken, bu kıyımlardan, bu vurgunlardan söz ederken, şehirlerin kalbi kirlendi, insanın kalbini kirlettiler, bizi azalttılar, insan yanlarımızın azalttılar derken "kimi soytarılar gibi, getirip bu günahları" yalnız bu iktidarın üstüne bırakanlardan değilim... Neredeyse bir asırdır işleniyor bu günahlar, neredeyse bir asırdır yağma ediliyor insan bu ülkede...Değerleri yağma ediliyor, emeği yağma ediliyor, inancı yağma ediliyor, ve özgürlüğü yağma ediliyor...
Kırılma bana gerçek bu... Neden kırılma dedim biliyor musun? Kim bilir, belki seninde canını sıkarım söylediklerimle, belki senin de "çok savunduğun" partiler fikirler var, benimle aynı düşünmediğin... Belki, içinden "bunları da, nereden çıkarıyorsun" diyorsundur ne bileyim, belki saçmaladığımı bile söylemek geçiyor içinden...Unutma biz kardeşiz, sözümüzü de, ekmeğimizi de, öfkemizi de, paylaşmak düşer bize...Ama kırmayalım bir birimizi, üzmeyelim...
Diyorum ki, önce bir sorumuz olsun birilerine...Millet adına, memleket adına siyaset adına, hak hukuk adına, demokrasi adına, özgürlük adına, insan hakları kadın hakları adına sorularımız olsun, bu konuşanlara...Ülke insanına kurtuluştan, demokrasiden, gelecekten bahsedenlere...Ülke batıyor diyenlere ya da, veya evet çıkarsa ülke çok ileriye gidecek diyenlere...
Mesela Kemal Kılıçdaroğluna, ve arkadaşlarına, ve ona destek verenlerin her birine "bunlar kimi gazeteciler kimi yazarlar, kimi akademisyenler, demokrasi demokrasi deyip duranlar, hürriyet ve özgürlük diyenler filan" ve daha başka kimseler onların yanında duran...
Sahi bu ülke ahalisi, bu ülke insanı, kadını veya erkeği "ne zaman demokrasi gördü ki" ne zaman karşılaştık, demokrasi denen nimetle, eğer bir nimetse? Cumhuriyetten bu yana geçen zaman içinde "tadımlık bile olsa" ne zaman gördü ahali demokrasiyi, ve düşüncelerini özgürce hayata taşımayı?
Ama yinede diyorum ki, aziz insan...Yine de kırmayalım kimseyi, kimseyi üzmeyelim yine de...İnsanı kaybetmek, insanı kırmak kolay, ama insanı bulmak ve kazanmak zor...Biz kıranlardan, kaybedenlerden olmayı seçmeyelim...Biz insanı kazanmayı, insanı sevmeyi seçelim kendimize...İnsan kazanmak, ve insanları sevmek Peygamberlerin ahlakından bir ahlaktır, onların duşundan bir duruştur, aklımızda tutalım...
Savaşlardan söz edenler zalimlerdir...Savaşlar çok kötü bir eylem ve düşünce biçimidir...Öldürmeyi seçenler sevgiyi unutanlardır...Öldürmek kolay biz yaşatmayı seçenlerden olmaya çalışalım...Biz yaşatmayı deneyelim insanı, ve kardeş olmayı...Ağaçları dağları denizleri kuşları yaşatmayı seçelim...
Hoşça kal güzel kardeşim... Dua et ülken için, barış ve kardeşlik için...