Şiir vadisinde yürürüm geceleri /Irmak içine bırakılmış yağmur gibi sözlerim /Buz kesilmiş nefesimle yazıyorum her gece /Söz çarşılarında alıcı beklerim yokluğunda /Yılan derisinden elbiseler giyen kadınlar not düşer yazdıklarıma /Mehtabı taşırım yoksulluğun üstüne /Gözlerinden hüzün akan çocukları bir daha yazarım şafaklarda /Kan ter içinde kalkarım Namazlara /Ebu-zer yatar yolumun üstünde…
Yakama yapışan cümleler büyür içimde /Kuşlar kanat çırpar şehirlerin üstünde /Hasret yalnızlığı bir sevda ateşlenir çayını yudumlayan kızın kalbinde /Kadınlar panayırında gezmek düşer aklına /Yüreğinin terkisinde yedek sevgililer yürür /Eflatun bakışlı bir delikanlı el eder düşlerinde /Kanatları kurşunlanır uçamaz yıldızlara…
Evde kalmış kızlar evlendirilmeli der bir yazar /Milat kalıntısı adamların umurunda olmaz yoksul sokaklar /Sözünde durmayan bir cellât ipi hayat evlerde /İkindi sonrası ölümler çoğalan ölümlere büyük ağlar fahişeler /Yıkılan İslam köprülerinin altında kalır insanlık /Dünya şimdi bir enkaz yığını küçüğüm…
Hiç kimse duymuyor yetim çığlıklarını /Bana kızma bayım / Ben yazdıkça çoğalırım geceleri /Hakkımda fena ferman çıkarmış zalimler bilirim/Kumlarda yengeç izi /Sabah yaklaşıyor küçüğüm biraz daha sabır /Konuşmak öldürür kelebekleri /Kudüs kokusu yüklü gemiler yanaşmakta Antalya limanına /Gün ortasında Muhammed’in eli okşar kalbimizi…
Gün artığı bir hüzündür büyür yüreğimizde- varsın büyüsün /Bir Medine gülüşü sallanır beşiklerde unutma /Lamsı sönen sokaklar korkutmasın seni /Kanat şıkırtıları geliyor Mekke güvercinlerinin /Bir melal şafağı cami kapılarında /Yüzünü saklayan Ayasofya yırtar perdelerini/İhtilal kuzgunu adamlar kahrolur akşamları /Ezanlara ayarlı bir hayat dökülür caddelere…
“Ne zaman” deme küçüğüm! Zaman mı kaldı ki, mevsimi bahardır inanların /Bak çöllerin eşiğinde görünen aydınlık /Ateşin hükmü kalmadı sokaklarda /Varsın olsun aldanmalar ”İnsan aldandığı kadar insandır” sende biliyorsun /Biz boyun eğdik sözüne Peygamberin /Hiç aldatanlardan olmadık/ Bundandır kent tanrıları çok sınadı bizi bu sınavla /Aldatmadık ve yalan söylemedik…
Sana güzel sözler adayacağım küçüğüm/Kendilerinin yapmadığı iyiliklerden bahseden adamları anlatacağım bir bir /Türkülerini kirletenleri, şarkılarını yarım bırakanları, inançlarını ortadan bölmek isteyenleri, Yezit soylu adamları Ebu-zer gösterenleri /Göğe bakmanın, toprağı kazmanın ne bereket olduğunu-ya da otel yapmanın Fuhuştan para kazanmanın yeni adının olduğunu /Ve Allah’tan başka İlah yoktur diyen yiğitlerin nasıl işkence gördüğünü-kendini Müslüman sananların bu yiğitleri nasıl dışladığını anlatacağım sana…
Şimdi böyle hüzünlü bakma yüzüme yağmur gibi /En çok bizim kadınlarımız ağladı sokaklarda unutma /En çok dava dönekleri vurdu sırtımızdan çok kanadık geceleri /İşte bundandır bir aşk gibi büyür isyanım benim /Haksızlıktır bölük, bölük giren hayatımıza/Boş ver yanlış fotoğraflara bakma küçüğüm/Bezirgânlar hala Yusuf peşinde…
Uzanırım geceye yanımda ezan sesi /Kendi tenhalığımda şiirler yazarım Ümmetin geleceği adına /Seni düşünmek çok güzel diyorum Kudüs’e /Aşk yorulmaz bir koşudur küçüğüm /Zalimlere baş kaldırmaktır aşk /Sıcak su yatağı Namazlar /Aşk Namaza durmaktır küçüğüm /Aşk ”Allah’ım Hamd yalnız sana mahsustur” diyebilmektir/ Yarın endişesini unutmaktır aşk…
EVDEN ÇIKARKEN DUALARINI YANINA ALMAYI UNUTMA KÜÇÜĞÜM…