Yollardayım, bir kaç gündür birkaç iyi insan görmek adına, birkaç iyi Müslüman ile tanışmak adına yollardayım... Dağlardan suya inmiş bir ceylan tedirginliği var içimde...Ülkem adına korkularım var, inançlarım adına değerlerim adına, ve umutlarım adına, korkularım var işte...
Kimse kimseyi anlamak dinlemek istemiyor... Keşke diyorum, keşke birbirimizi anlamaya dinlemeye çalışsak, keşke bu kadar çok acımasız olmasak birbirimize... Ama ve lakin gözlerimiz kendimizden başkasını, bizimle aynı düşünenlerden başkasını, yol arkadaşlarımızdan başkalarını, bizimle aynı sözleri edenlerden başkasını görmek istemiyoruz...
Ne bileyim, bölesine acımasız olduğumuz günlerde size Amerikalı Rachel’den söz etmek istedim, onu hatırlatmak, onun yüreğini kalbini ve insanlığını hatırlatmak istedim, neden istedim ise... Hani hep deriz ya, Amerika çok zalim, Amerika çok alçak diye, aslında doğrusu bu... Amerika çok zalim, ve çok alçak, ve çok iki yüzlü...
Ama Amerikalı bir kız var ki, ben onu, onun Filistin için Filistinli çocuklar için yaptığını, hiç unutmadım... Hiç unutmadım dünya mazlumları için söylediği güzel sözleri... Asla unutmadım çocuklar için ölmüş olduğunu...
Sahi bizden, durmadan Filistin diyen, Gazze diyen, Filistinli çocuklar diyen kaç kişi "onun gibi" ölümü göze alabildi, ve ölüm saçan tankın önüne önüne yattı, onun gibi... Çok gürültü yapmayı becerdik doğru, ama hep vazgeçemediğimiz bir şeylerimiz vardı, kimseye neden vardı diyecek halim yok... Çünkü her birimiz birbirimize benzer haldeyiz, aynı sözleri edenleriz uzaktan uzaktan...
Ondan der dururum hep, kendimizi bunca kandırmayalım diye... Evet o Rachel var ya, O Amerikalı kız, Filistinli çocuklar için kendini İsrail tanklarının önüne atan, 23 yaşında ve ölen... O bir melek diyeceğim, o bir iyilik meleği, yüreğimde Mısırlı Rabia ile yan yana duran...
Şimdi kimileri kızacaklar, ona melek dedim diye, ama öyle... Ama haydi onun yaptıklarını yapın, söylediklerini söyleyin... Ama o bizden çok daha yürekli... Daha çok ışık taşıyor kalbinde, çocuklar karanlıkta kalmasın diye... Derdi bizden daha büyük, çocuklar savaşlarda ölmesin diye, ve insanlar aç kalmasınlar diye...
Çok daha fazla Filistin aşkı taşıyan yüreğinde... Filistinli çocuklara kalbinde yer ayıran, ve dünya zalimlerine zalimsiniz diyen... Alın ondan bir söz size, okuyun ve karar verin kaçımız, kaç önderimiz kaç efendimiz, kaç mücahidimiz, o söze benzer söz edebildi hayatında...
Zulüm bizdense, ben bizden değilim... Bunu dönüp Amerikalılara söyledi aslında... Nasıl ama, nasıl bir söz? Ama bizden değil öyle mi, ama Müslüman değil öyle mi? Karanlık yanların yıkılsın senin...
İnsanın bir rüyası olmalı, bir hedefi olmalı, bir endişe taşımalı insan, başka insanlar için... İşte kısacık hayatını böylesine insanlığa, yoksullara, Filistinlilere, Filistinli çocuklara adayan "sonunda o çocuklar için ölümü göze alan" Amerikalı bu genç kızı seviyorum...
Hayatını bir ayrı, ölümünü bir ayrı, ölümünün güzelliğini bir ayrı seviyorum...Çünkü her yiğidin yapabileceği bir iş değil, başkalarının ülkesinde, başkalarının çocukları ölmesin diye ölmek...
Hem de, evleri çocukların üstüne yıkılmasın diye, tankların önüne atlayarak yirmi üç yaşında ölmek...
Seni seviyorum RACHEL... Ve insanlık için, Filistin için, Filistinli çocuklar için yaptıklarını hiç unutmadım...Ve senden utanıyorum, senin yaptıklarına talip olamadık diye...
Ruhun şad olsun....