Hidayet GÜLTEKİN

Hidayet GÜLTEKİN


ÂRİFLERİN SATRANCI

17 Aralık 2019 - 00:01

 76.          Şeyhte Fenâ “Mürşidimin Ahlâkıyla Ahlaklandım”
 
Şerîat, tarikat ve hakikat ilimlerinde derin bilgiye sahip, nefs hastalıklarını, âfetlerini, belâ ve sıkıntılarını bilen, bunların devâ ve şifâlarınındanhaberdâr olan ve bu hastalıklara yakalananları tedâvî edip, şifâya kavuşturabilecek olan insân-ı kâmildir şeyh. “Ey imândenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olun.” “Kişi sevdiği ile beraberdir.” “Herhangi bir topluluğa benzemeye çalışan onlardandır.” Mürşidinin edebiyle edeplenmek, hâliyle hallenmek, boyasıyla boyanmaktır şeyhte fenâ. Fenâ hâli, mürşidinin nasihatlerine uyması, ona teslimiyet göstermesi ve hiçbir işine muhalefet etmemesi ile gerçekleşir insanda. Şeyhte fenânın alâmeti ise, şeyhin en önemli vasfı olan hâlis kulluk ve ibâdettir.
 
77.          İbâdet Mülkü “İbâdet Etmek En Büyük Huzurum”
 
Allah’a kulluktur ibâdet. Nasıl O senin her hâlde Rabb’in ise, senin de her hâlde O’nun kulu olmandır ibâdet. Kitapların nâzil olması, rasullerin gönderilmesi, göklerin, yerin ve içindekilerin yaratılması ibâdet içindir. “Ben cinleri ve insanları sırf Beni tanıyıp yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım.” Her dâimbasîret nuruyla Rabbü’l-âlemin’in huzurunda olduğunu tasavvur ederek kulluğunu yerine getirmektir ibâdet.  Nimetlerin kulu pek çoktur; nîmet verenin kulu ise pek nâdirdir. Nimeti, nimeti verenin yolunda harcamak ise en büyük ibadetlerdendir ve pek nâdir kişilere nasip olur cömertlik.
 
78.          Cömertlik “Sahip Olduklarımdan İkrâm Ediyorum”
 
Sehâvet, cûd ve îsâr çeşitleri de olan cömertlik; ikram, ihsan ve yardım etmedir. Sehâvet, malın bir kısmının ikrâmı; cûd, Hz. Ebûbekir’in (r.a.) cihâd için yaptığı gibi malın çoğunun ikrâmı; îsâr ise kişinin ihtiyâcı olan bir şeyi Hz. Ali (r.a.) ve Fâtıma (r.a.) gibi ikrâm etmesidir. “Allâh’a güzel bir borç verecek olan var mıdır ki Allah bunu, onun için kat kat artırsın ve kendisine daha nice kıymetli mükâfâtlarikrâm etsin!” “Allah Teâlâ Cevâd’dır, yani cömert ve ihsân sâhibidir, bu sebeple cömertliği sever.” Cömertlik, Allah’ın ahlâkındandır, Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanan kişi hakîkatesevkolunur.
 
79.          Hakîkat “İstese de İstemese de Her Şey O’nun Kulu”
 
Allah’ı, yarattığı her şeyde tasarruf sahibi görmektir hakîkat. “Gizli bir hazîne idim, bilinmeyi sevdim, mahlûkâtı yarattım ki bilineyim.” O, hidâyete erdirir, saptırır, azîz kılar, zelil kılar, muvaffak kılar, vâlî yapar, azleder. Hayır, şerr, fayda, zarar, îmân, küfür, tasdik, başarı, hüsrân, ziyâde, noksân, tâat, cehâlet ve irfân; O’nun kazâ ve kaderiyle, hükmü ve dilemesiyledir. Dilediği şey olur; dilemediği olmaz. Âlemdeki hiçbir şey bir an bile O’nun dilemesinden dışarı çıkamaz, O’nun rahmet ve tevfîki olmaksızın masıyyetinden kaçış yoktur, irâdesi, yardımı ve sevgisi olmaksızın O’na itâat etmeye kuvvet yoktur. “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, idaresi ve yönetimi O'nun elinde olmasın.” Şeriat O’na kulluk etmek, hakikat ise O’nu müşâhede etmektir. Müşâhede eden marifet sahibi olur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum