Tefekkür etmeden konuşur olduk…
Hep bundandır yanmalarımız, pişmanlıklarımız. Beraber okuduğumuz sınıf arkadaşım Ercan Sağlam’ın sosyal medyadan paylaşımları birazda çuvaldızı bizim tarafa batırmaktan ibaretti.
Sağlam soruyordu,
“Hicret sadece Mekke'den Medine'ye mi olur?
* Mekkeli müşriklerin zulmünden bunalıp hicret ederek Habeş kralı Necaşi'ye sığınanlar sadece çocuk ve kadınlar değildi. Sahabeler vardı onların arasında. Erkekler ve yaşlılar vardı…
* Mekkeli müşriklerin zulmünden kaçıp Medine'ye hicret eden sadece çocuk ve kadınlar değildi. Hz. Ebubekir vardı. Hz. Peygamber vardı…”
Bu hatırlatma dahi bünyeleri derinden sarsacak kadar kuvvetliydi. Oysa devam ediyordu Sağlam,
* Firavun‘un zulmünden kaçıp gidenler arasında sadece çocuk ve kadınlar yoktu. Genç erkekler vardı onların arasında. Hz. Musa vardı…
Hz. Musa’yı, Hz Muhammed’i, Sıddık Ebubekir’i nice ashabı düşünüyordum… Canından başka sahip olduğu hiçbir şeyi kalmamış ve onu da bize emanet etmiş olanları da düşündüm…
Sağlamın yazdıklarını okumaya devam ettim: Şimdi siz soruyorsunuz; "Suriyeli gençler, adamlar ne geziyorlar Türkiye'de, neden orada kalıp savaşmıyorlar" diye?
Aynısını Hz. Musa'ya, Hz. Muhammed'e de sorun bakalım…
Şimdi siz soruyorsunuz; " Neden burada sahillere gidiyorlar, eğleniyorlar, geziyorlar, yiyorlar, içiyorlar" diye.
Aynısını Mekke’ye hicret eden Müslümanlara da sorun bakalım. Neden geziyorsunuz, yiyorsunuz, içiyorsunuz?
Aman kardeşlerim. Şeytan sizi yanıltmasın. İçinize kuşku düşürmesin.
Dinimiz bize, verdiğimiz şeylerin en iyisinden vermeyi, yediğimizin en iyisini yedirmeyi, giydiklerimizin en iyisinden giydirmeyi öğütlemiyor mu?
Denize gitmeyi seviyorsak neden sevdiğimiz denizi Suriyelilerden esirgeyelim?
Akşam gezmelerini seviyorsak neden gezmelerini istemeyelim?
Çocukları seviyorsak neden onların çocuk yapmalarına karışalım?
Biz kendi keyfimizi düşündüğümüz kadar onların keyifleri var mı diye düşünmek zorunda değil miyiz?
Değiliz diyorsanız bu yazı size göre değil.
Bizden daha iyi geçiniyorlar diye kıskançlık yapıyorsanız bu yazı size göre değil.
Elhasıl...
Elinize geçen yardım etme, iyilik yapma fırsatını da tepmek istiyorsanız bu yazı size göre değil.
Diyerek sözlerini tamamlamış. Aynı hissiyatı paylaşan bir birey olarak, insan merkezli yaşamayı unutmamanız dileğiyle paylaşıyorum.
Hatırlayın!
Bu fani dünya da hepimiz bir göçmeniz.
Unutmayın!
Yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğiz.
Ne mutlu nasibi olanlara…