Hidayet GÜLTEKİN

Hidayet GÜLTEKİN


EMANETİ KORUYAMADIK

11 Temmuz 2017 - 00:07

Bazı yazıları yazarken kırk kez sildiğim doğrudur. Dilimin ucuna gelen isyanları bastırdığım, hakikati tüm çıplaklığıyla yüzlere haykırmak üzereyken yumuşattığım da… Buna sebep bazen yasalar, bazen de edebimdir.
Ama… Şimdi ne yazarsam yazayım hafifletemediğim bir isyanın anaforundayım. Med cezirler yaşıyorum. Gözlerimi kapatıyor ve ebediyete uğurladığımız masumlar için dua ediyorum…

Sakarya’nın Kaynarca ilçesin de yaşayan Birol K. ve Cemal B. vicdanlarımıza ihanet etmiştir.
9 aylık hamile bir kadın ve 10 aylık bir yavrucak, 15 mart 2011 den beri Suriyelileri misafir eden Türkiyelileri ağlatmıştır. 
9 aylık hamile Emani elrahman  zanlılar tarafından evinin kapısı levye ile kırılarak 10 aylık çocuğuyla kaçırılıp ormanlık alana götürülmüş. 2 kişinin Tecavüzüne uğramış, 10 aylık balası boğularak katledilmiş ve kendisi de bir gün sonra doğuracağı bebeğiyle kafatası parçalanarak öldürülmüştür…

20 yaşında bir anneydi Emani…
Sözün bittiği, hayatın anlamını kaybettiği, adaletin kısasta arandığı tamda bu nokta da İdam talebimi bir vatandaş olarak tekrarlıyorum. Antalya’mızı Ankara mecliste temsil eden 14 milletvekilimizi göreve davet ediyorum. Güçlü devlet, adalet dağıtandır. Adalet için idam istiyorum.
Sakarya ilimize özel bir parantez açmamız ülkemizin bir gerçeğidir. Sakarya tarihi boyunca göç almış ve göçmenlerin güvende oldukları bir ilimiz olmuştur. Daha önce Boşnaklar, Tatarlar, Çerkezler, Gürcüler ve birçok milletten insan buraya yerleşmiş can ve mal emniyeti içerisinde hayatlarını ikame ettirmişlerdir. 

Gelelim bu ailenin çınarına… Halid elrahman”a… Unutamayacağımız dersler verdi bizlere. Cinayeti Jandarma da öğrenen acılı eş, kederli baba, tecavüz edilip öldü demeyin trafik kazasında öldü deyin isteğiyle Suriye’de ki akrabalarından bu gerçeği gizlenmesini talep etti.  Bunun sebebi Türkiye sevgisiydi. Hele bu babanın onları hayatta tutmak ve namusumuzu korumak için Türkiye’ye hicret ettim. Şimdi ise onlar yoklar ve ben onları alıp İdlib”e gideceğim. Bunu başaramadığıma göre geri dönmeme de gerek yok sözlerini hayatım boyunca unutmayacağım…

Metin Doğan’ın ifade ettiği gibi “Suriye’de insanlığımızı gömecek kadar büyük mezar var mı?” bilmiyorum. Ama Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Ali Görmez”in; Bir babanın hassasiyeti, bir babanın duygusallığı ne diyorsa benim sözüm odur. Bize ne oldu ki biz zalimlerin, zulmün yaraladığı mazlumun zalimi olduk. Bize ne oldu ki biz vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk. Bunun üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz. Buradan bütün insanlığa sesleniyorum, cenazesini kıldığımız 20 yaşındaki anne, 10 aylık bebek mi mülteci yoksa bizim vicdanımız mı mülteci. Onlar mı mülteci yoksa bizim merhametimiz mi mülteci? Bir hilalin gölgesine hepimiz sığındık. 10 aylık bebek mi sığmayacak bu tarih boyunca mazluma umut olmuş, bu güzel vatana, bu aziz vatana. Buradan bu cenaze merasiminde ülkemizde yaşayan bütün vatandaşlarımıza ensara muhacir olmuş bütün kardeşlerimize sesleniyorum, aziz kardeşlerim ülkemizdeki misafirlere ve muhacirlere bakarken hiçbirimiz siyasi mülahazaraların penceresinden bakmayalım. Hepimiz Rabbimizin göğsümüze yerleştirdiği vicdan penceresinden, merhamet penceresinden bakalım. Vicdan bizi birleştirmezse her şey bizi ayırır, merhamet bizi birleştirmezse her şey bizi parçalar. Biz tarih boyunca zalimin karşısında durmuş, zalimden korkmamış ama mazlumun ahından korkmuş bir milletin evlatlarıyız. Bunu hiçbir zaman unutmayalım" manifestosunu imzalıyorum.

Suriyeli misafirlerimizi ötekileştiren, kaos zeminine hizmet eden herkesi lanetliyorum.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum