Türkiye Afrika ilişkilerinde Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte yeni bir döneme girilirken Türkiye’nin Afrika açılımında neler yaşandığını değerlendirmek istiyorum.
*DİPLOMATİK ATILIMLAR
Tarihsel süreci irdelediğimizde, yakın tarihimizde 2005 yılında ivme kazanan ilişkilerimizin, 2005 yılının Afrika yılı ilan edilmesiyle sıcak temasların yaşandığını gözlemliyoruz. Kıtadaki yatırımlar, projeler ve insani yardımlar 2005 yılı ve takip eden yıllarda yükselen bir değer oluyor. Bu adımların karşılığında da Afrika Birliği 2005 yılında Türkiye’ye “Gözlemci Ülke” statüsü vererek kıtada hak ettiğimiz yeri almamız adına bize kapı açıyor.
Tamda bu noktada Erdoğan’ın, dünya’yla bütünleşmiş Türkiye ve dünya mazlumlarının sesi olma özelliği devreye giriyor. Büyükelçilik sayısı 12’den 39’a yükseltiliyor. Rahmetli, inşallah cennet mekân Halil Rıfat Paşa’nın “Gitmediğin yer senin değildir” sözünü hatırlıyorum. 39 Büyükelçiliğimizin bulunduğu ülkelerin 26’sında Ticaret Müşavirliği bürolarımız da yer almaktadır. Bu iş dünyamız için bulunmaz bir nimettir. Attığımız bu adımlar karşılığını bulmuş ve 2008’de sadece 10 Afrika ülkesinin Büyükelçiliği bulunurken bugün 2016’da bu sayı 32’ye yükselmiştir. Gelişmeleri yakından takip eden Ak Parti hükümeti önümüzdeki dönemde Afrika da bulunan 54 devletin tamamına büyükelçilik açmayı planlamaktadır.
*GENİŞLEYEN TİCARET HACMİ
Resmi rakamlara baktığımızda Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki toplam ticaret hacmi 2003 yılında 5.47 milyar dolar iken 2015’te üç katlık bir artışla bu rakam 17.5 milyar doları aştı. Aynı dönemde, ihracat 2.13 milyar dolardan12.4 milyar dolara yükseldi. İthalat hacmi ise 3.34 milyar dolardan 5.1 milyar dolara çıktı. Türkiye ve Afrika kıtası arasındaki ticaret hacmi 2016 itibari ile yıllık 20 milyar doları aştı. TÜRKİYE’NİN BUGÜN İTİBARİ İLE Afrika da üstlendiği 1080’e yakın projenin toplam değeri 55 milyar dolar. THY’nın Afrika uçuş nokta sayısı 4’tem 50’e çıktı. Tüm bunları 2002’den beri iktidarda bulunan Ak Parti hükümetleri gerçekleştirdi.
*YÜRÜTÜLEN KÜLTÜREL VE İNSANİ DİPLOMASİ
Türkiye’nin belki de en çok önemsediği hususların başında gelen kültürel ve insani ilişkiler Recep Tayyip Erdoğan’la çağ atladı diyebiliriz. Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı 15 program koordinasyon ofisi ile Afrika da güzel işlere imza atıyor. Bu ofisler eğitim, sağlık, restorasyon, tarımsal kalkınma ve sanayi alanındaki faaliyetleri kontrol ediyor. 20’ye yakın Afrika ülkesi ile sağlık alanında ikili anlaşmalarımız bulunuyor. Burada Yunus Emre Enstitüsüne ayrı bir parantez açmalıyız. Türk dili, tarihi, kültür ve sanatını tanıtmak amacıyla Afrika’nın farklı ülkelerinde çalışmalarına devam ediyor. Bu enstitünün 54 ülkenin tamamında hizmet edeceği günlerin yakın olduğunu düşünüyorum.
2013’te milli gelir temelinde dünyanın “en cömert” donör ülkesi olan Türkiye Kızılay, AFAD, TİKA aracılığıyla Afrika’nın farklı ülkelerde insani yardım faaliyetlerine devam ettiğini de hatırlamakta fayda görüyorum.
Antalya’mızda faaliyet gösteren başta Sivil Düşünce Platformu olmak üzere bir çok STK’nın, SİAD’ın ortak bir proje yada paydaş bir çalışma ile Afrika ticaretini değerlendirmeleri hem iş dünyamızın ekonomisine hem de gönül coğrafyamıza önemli bir hizmet olacağına inanıyorum.